GAZETECİ OLMAK ZOR ZANAAT VESSELAM…

TAKİP ET

Türkiye'de günümüz koşullarında gazetecilik yapmak her geçen gün zorlaşıyor. Dolayısıyla basın özgürlüğü konusunda en zor günlerini yaşayan Türkiye'de 60 yılı aşkın bir süredir var olan 10 Ocak Çalışan Gazeteciler gününü yine buruk kutluyoruz.

GAZETECİ OLMAK ZOR ZANAAT VESSELAM…

RÖPORTAJ: SULTAN AKBULUT

Türkiye’deki gazetecilerin büyük bir dayanışma sergileyerek 212 sayılı kanun da dâhil önemli yasal haklar elde ettikleri 1961 yılı başından günümüze yadigâr kalan bu günde devlet büyükleri, kurum müdürleri, meslek grupları yayınladıkları mesajlarla, bazen de basın çalışanlarını onöre etmek için verdikleri yemeklerle, gönderdikleri çiçeklerle günümüzü kutlama nezaketinde bulunuyorlar. Ancak bizlere verilen sözlerde, değer de yazılı metinlerdeki kopya cümlelerden ileri gitmiyor. Basının sorunları çözülmüyor, çözülemiyor.

Yine bir 10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü öncesinde bu kez kendi mesleğimizin sorunlarını konuşalım istedim. Karaman’da birlikte görev yaptığım ulusal ajansların temsilcileri ve yerel medya sektöründe çalışan meslektaşlarıma çeşitli sorular yönelttim. Sorularıma geri dönenlerin verdiği yanıtlar da tam bir gazeteciye yakışır nitelikte oldu.

Röportajda yer alan isimlerin bir kaçıyla mesleğe başlama dönemimiz hemen hemen aynı. Onlar meslekteki deneyimlerini anlatırken, genç kuşağın tabiri caizse cevval muhabirleri de verdikleri yanıtlarla iyi ki gazeteciyim dedirtti bana.

“YEREL GAZETECİ HER KONUDA UZMAN OLMAK ZORUNDA…”

İlk sorum Karaman’ın deneyimli gazetecilerinden Anadolu Ajansı Karaman Temsilcisi Mehmet Çetin’e yerel medyada çalışan bir gazeteci ile ulusal medyada çalışan gazeteci arasında ne gibi farklar vardır oldu.

Mehmet Çetin (AA Karaman Temsilcisi): Yerel medyada çalışan bir gazeteci ile ulusal gazeteci arasında mesleki anlamda bir fark olmadığı düşüncesindeyim. Nihayetinde yapılan iş gazeteciliktir. Yerel medya kuruluşunda çalışan gazetecinin çalışma şartları ulusala göre daha zor olabilmektedir. Yerel gazeteci her konunun uzmanı olmak zorundadır. Siyasi bir toplantıya gider siyaset haberi, spor müsabakasına gider spor haberi, ekonomi haberi, asayiş haberi vb. her konuya hâkim olmak, her konuda haber üretmek zorundadır. Çünkü yerel medyanın şartları sınırlıdır.

Ulusal basın çalışanlarını da Karaman gibi iller ve büyükşehirlerde çalışan meslektaşlarımızla ayırmak gerekir. Karaman gibi küçük yerleşim yerlerinde çalışan gazeteci görev yaptığı yerin her şeyine hâkim olmak zorundadır. Büyükşehirdeki gazeteci ise o günkü mesaisini bitirdi mi telefonunu kapatabilir. Çünkü bir diğer arkadaşı nöbeti ondan devralmıştır. O bir konuda uzmanlaşır. Yerel medya çalışanı ise yaşadığı yerde bilinen, tanınan insanlardır.

Dolayısıyla onlara ulaşmak çok daha kolaydır. Yerel gazeteci 40 gün birini övse kimsenin sesi çıkmaz, ama Adliyede görüntüsünü çekersen senden kötüsü olmaz. Büyük şehirlerdeyse kimse seni tanımaz. Nerede çalışırsan çalış gazetecilik zor, sorumlulukları yüksek bir meslektir. Gazeteci kamu hizmeti yapmaktadır. Ünü bol, unu yoktur.

“GAZETECİNİN RAKİPLERİ YAYIN ORGANLARI DEĞİL, SOSYAL MEDYADIR”

Ulusal medyada çalışan gazetecinin sorumlulukları biraz daha farklıdır. Günümüzde haberi birkaç dakika geç geçmek bile sorun olabilmektedir. Haberi hızlı ve doğru geçmek zorundasındır. Bir ajans muhabirinin hız kaygısıyla yanlış geçtiği haber çok büyük sıkıntılar doğurabilir. Yerelde ise bunu düzeltmek daha kolaydır. Gazeteci, ister yerelde ister ulusalda en doğru haberi objektif olarak en hızlı şekilde vatandaşa ulaştırmak zorundadır. Çünkü artık gazetecinin rakipleri yayın organları değil sosyal medyadır. İlde yaşanan ufak bir gelişme bile anında yalan yanlış şekilde sosyal medya aracılığıyla tüm dünyada popüler bir paylaşım olabiliyor.

10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü sizin için ne ifade ediyor sorunuza gelecek olursak,  10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü benim için çok fazla bir şey ifade etmiyor. Çünkü çalıştığımız 365 günden biridir. Sadece birkaç kutlama mesajı, birkaç taltif o kadar. Gazetecilik mesleği yeteri kadar saygı görmediği müddetçe de bir şey ifade etmeyecektir.

“ULUSLARARASI BİR AJANSIN TEMSİLCİLİĞİNİ YAPMAK BAŞLI BAŞINA ZOR BİR GÖREVDİR”

İkinci sorum ise yine uluslararası bir haber ajansı olan İhlas Haber Ajansı’nın uzun yıllardır Karaman temsilciliği görevini yürüten Mehmet Dağlı’ya oldu. Dağlı’ya bir gazeteci için sahada çalışmanın zorlukları ne? Sen Karaman’da bu durumu hangi koşulda yaşıyorsun diye sordum.

Mehmet Dağlı (İHA Karaman Temsilcisi): Öncelikle şunu belirtmek gerekirse uluslararası bir ajansın Karaman temsilciliğini yapmak başlı başına zor bir görevdir. Karaman gibi nüfusu az olan şehirlerde gazetecilik mesleğini yapmak ve yürütmek sadece benim için değil tüm meslektaşlarım için zordur. Özellikle de bu durum sahada haberle karşı karşıya olan muhabirler için geçerlidir. Yaşanan sıcak ve anlık haberlerde, haberi biran önce ajansınıza veya çalıştığınız kuruma geçmenin sıkıntısını yaşarsınız. Bu durum sizi hayli strese sokar. Olay yerine gittiğinizde başınıza ne gelecek, ne yaşayacaksınız bunu asla bilemezsiniz. Haberi görüntülersiniz, sonrada olayın neden yaşandığını ve bilgilerini almaya çalışırsınız. Zaten sahada çalışan gazeteciler içinde en zor kısım budur.

“YAPTIĞIM HABERİN DOĞRULUĞUNU BİRKAÇ YERDEN TEYİT ETTİRMEDEN AJANSA GEÇMEM”

Karaman’da haber yaparken çok sıkıntılar yaşıyoruz. Yanlış veya eksik bilgiyle haber yaptığımızda yalancı gazeteci oluyoruz. Kısacası hakkımızda her şey söyleniyor. Her yerde olduğu gibi bizim içimizde de kötü niyetli kişiler olabilir. Şu bilinmelidir ki kendim başta olmak üzere birçok arkadaşım asla yanlış bir haber yapmak istemez. Çünkü kendi başı ağrır. Aldığı bilgi neyse onu yazar geçer. Ben ise elimden geldiği kadar yaptığım ve bana sıkıntı oluşturacak haberleri doğrulama adına birkaç yerden teyit ettiririm. Ondan sonra ajansıma geçerim.

“KARAMAN’DAN GEÇTİĞİM VE ALTINDA İMZAM OLAN HABER SAYISI 30 BİNE ULAŞTI”

10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü sizin için ne ifade ediyor sorunuza gelince, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü benim için hiç bir şey ifade etmiyor. 27 yıldır Karaman’da bu mesleği yapıyorum. İyisiyle kötüsüyle şuana kadar bu şehirden geçtiğim ve altında imzam olan haber sayısı 30 bine ulaşmıştır. Yaptığım bazı haberlerse Türkiye gündemini değiştirmiştir. 30 yıldır yaptığınız bu mesleğe, kalkıp bir meslektaşın menfaat uğruna meslektaşlarının içinde ‘sen gazeteci bile değilsin’ diyorsa bu günün benim için bir anlamı olmaz.  Bu kutsal görevi alın teri ile yaparak ailesinin rızkını kazanan tüm meslektaşlarımın ise 10 Ocak Gazeteciler gününü kutluyorum.

“GAZETECİLİK TOPLUM İÇİN ÖNEMLİ BİR MESLEKTİR”

Karaman’da internet haberciliği alanında en fazla tıklanan sitelerin başında gelen karamandan.com imtiyaz sahibi Adem Kocatürk’e gazeteciliğin kendisi için ne ifade ettiğini sordum.

Adem Kocatürk (Karamandan.com): Gazetecilik benim için, doğru, tarafsız ve dürüst bir şekilde haberleri toplama, yazma ve yayınlama süreci olarak tanımlanabilir. Bu süreçte, bir gazeteci araştırma yapar, kaynakları doğrular ve haberleri okuyucularına sunar. Gazetecilik, toplumun önemli olayları hakkında bilgilendirilmesini ve demokratik bir toplumda haber alma hakkının korunmasını amaçlar. Bu nedenle, gazetecilik hem benim hem de toplum için önemli bir meslek olarak görülür.

Gazeteciler, toplumun önemli olayları hakkında doğru, tarafsız ve dürüst bir şekilde bilgilendirilmesine yardımcı olurlar. Bu sayede, toplumun önemli konular hakkında bilgi sahibi olması ve bu konular üzerinde düşünmesine yardımcı olunur. Gazeteciler aynı zamanda toplumun haklarının korunmasına da yardımcı olabilirler. Örneğin, eğer bir kamu kuruluşu veya şirket yanlış bir şey yapıyorsa, gazeteciler bu durumu ortaya çıkartarak, olayın düzgün bir şekilde çözülmesine yardımcı olabilirler. Bu nedenle, gazeteciler toplum için önemli bir fayda sağlar. İnsanlara faydalı olmanın getirdiği mutluluğun yerini de hiç bir şey tutmaz.

“10 OCAK’IN GAZETECİLERİN SORUNLARININ DA ÇÖZÜLDÜĞÜ BİR GÜN OLMASINI DA DİLERDİM”

Kocatürk, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler gününün kendisi için ne ifade ettiğiyle ilgili soruya da, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü, gazetecilere ekonomik ve sosyal haklar sağlayan 212 Sayılı Yasa'nın 10 Ocak 1961'de kabulüyle ilan edilen bir gün olarak her yıl kutlanmaya devam ediyor. 62 yıldır her yıl kutlanan bugün aslında hemen her gün bir şekilde gazetecilerle irtibat halinde olanların bu özel günde gazetecileri farklı bir şekilde hatırlamasına olanak sağlıyor. Çalışan gazeteciler gününde insanların biz gazetecilerin bu gününü kutlaması elbette hoşumuza gidiyor mutlu oluyoruz ama bugünün aynı zamanda gazetecilerin sorunlarının da çözüldüğü en azından bu noktada çaba harcandığı bir gün olmasını da dilerdim. Bu vesile ile bende tüm meslektaşlarımın gazeteciler gününü kutlarım. İşlerinde kolaylık dilerim.

“İNTERNET HABERCİLİĞİ, GAZETECİLİĞİN DE YENİ BİR BİÇİME BÜRÜNMESİNİ SAĞLADI”

Günümüz teknoloji çağı olduğu için haber almada en hızlı yöntem de tabi ki internet gazeteciliği olarak ön plana çıkıyor. Karaman’da internet haberciliği alanında bu görevi başarıyla yürüten haber sitelerinden karamanca.net imtiyaz sahibi Hasan Hüseyin Deniz’e, günümüzde internet haberciliği mi yoksa yazılı medya mı daha etkili diye sordum.

Hasan Hüseyin Deniz (Karamanca.net): Teknoloji alanındaki gelişmeler ve internetin hızlı yaygınlaşıp farklı imkânlar sunması, birçok sektörde olduğu gibi gazetecilikte de değişim yaşanmasına neden olarak internet haberciliğini ortaya çıkarttı. İnternetin yayılımıyla birlikte gelişen sosyal medya, okuyucu kitlesinin davranışlarını değiştirdiğinden internet haberciliğinin önü açıldı. Erişim-iletişim konusunda sağladığı kolaylıklar nedeniyle internet haberciliği, gazeteciliğinde yeni bir biçime bürünmesini sağladı. Bugün her gazetenin hem sayfalarını yüklediği hem de farklı konuları işlediği bir internet sitesi mutlaka var. İnternet haber sitelerinin, gazetelere nazaran günlük haber işleme ve görsel kullanımı daha zengin olduğundan etkisi tartışmasız bir hale geldi. Ayrıca haber toplama, içerik oluşturma ve yayımlama süresindeki hızlılık, internet haberciliğini okuyucu nazarında ‘ilk bakılması gereken yer’ olarak konumlandırmıştır.

10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü sizin için ne ifade ediyor?

Hasan Hüseyin Deniz (Karamanca.net): Basın çalışanlarının sosyal ve ekonomik haklarının güvenceye alındığı 212 sayılı kanuna karşı duran 9 gazete patronunun yayın durdurma kararı ve buna karşılık basın emekçilerinin sergiledikleri eşsiz dayanışma örneğini ifade ediyor. Bu dayanışmayla birlikte örgütlenmenin, iş hayatında en temel oyuncu olduğu ve haklar-kazanımlar alanındaki işlevi kendini bir kez daha göstermiştir. 1960’lı yılların fikir emekçileri tarafından elde edilmiş ve halen gazetecilik mesleğini icra edenleri onurlandırmak için kutlana gelen bir gündür.

 

“GAZETECİLİK MESLEĞİ GÜNÜMÜZDE HAK ETTİĞİ DEĞERİ GÖRMÜYOR”

Karaman’da gazetecilik sektörünün genç kuşaklarından hep efendi ve saygılı kişiliğiyle takdir ettiğim Karaman Gündem Gazetesi muhabiri Muhammet Pınar’a da günümüzde yaptığı mesleğin yeteri kadar değer görüp görmediğini sordum.

Muhammet Pınar (Karaman Gündem Gazetesi): Öncelikle bu güzel röportajınızda bana da yer verdiğiniz için teşekkür ederim. Ayrıca tüm meslektaşlarımın da 10 Ocak Çalışan Gazeteciler gününü kutlarım.

Gazetecilik mesleği günümüzde bence hak ettiği değeri görmemektedir. Bunun belli başlı en önemli nedenlerinden birisi ise sosyal medyadır. Günümüzde sosyal medyanın yaygın olarak neredeyse tüm vatandaşlarımız tarafından kullanılması bana göre biz gazeteciler için artı yönleri olsa da eksi yönleri de bir hayli fazladır. Artı yön olarak, artık biz gazetecilerde neredeyse tüm haberlerimizi vatandaşlara sosyal medya aracılığıyla duyurabiliyoruz. Vatandaşlarımızın birçoğu, eskisi gibi “Acaba bugün Karaman’da ne haberler varmış” diyerek haber sitelerine veya gazetelere bakmıyorlar. Haberlerimizin birçoğunun okunması veya sitelerimize yapılan girişlerin çoğunluğu sosyal medyalar üzerinden yapılan paylaşımlardan oluyor. Bu paylaşımlar ise çoğu zaman kitlemizin dışına çıkarak daha fazla kullanıcıya ulaşabilme olanağı sağlıyor. Bu olay ise bize artı bir değer katıyor. Sosyal medyanın bana göre bize kattığı eksi değer ise bu mecralarda vatandaşlar tarafından yapılan anlık paylaşımlar ve ihbar hatları üzerinden bildirilen haberler. Günümüzde neredeyse tüm insanların artık bir akıllı telefonu var. Çoğu zaman görüyoruz. Bir olay veyahut haber olduğu zamanlarda insanlarımız olayları telefonları ile çekerek sosyal medya üzerinden anlık paylaşabiliyor, canlı yayınlayabiliyor veya ihbar hatları üzerinden paylaşabiliyor. Yapılan bu paylaşımlar çoğu zaman ise muhabirler olay yerine ulaşmadan oluyor ve bu paylaşımlarla bile olay yerine gitmeden haber yapanlar olabiliyor. Yapılan bu haberler sonucunda ise acaba artık sahada çalışan bir muhabire gerek kalmayacak mı sorusunu getiriyor aklıma.

Gazetecilik mesleğinin günümüzde yeteri kadar değer görmemesinin nedenlerinden birisi olan sosyal medya örneği ise bence en küçük nedenlerden birisidir. Bu nedenlerin hepsini burada uzun uzun konuşarak okuyucularımızı da sıkmak istemem. Bu yüzden buna benzer birçok nedenden dolayı gazetecilik mesleğinin günümüzde yeteri kadar değer gördüğünü düşünmüyorum. Teşekkür ederim.

“İNSANLARA ÖRNEK OLABİLECEK HABERLERİ ÖN PLANA ÇIKARMAYA ÇALIŞIYORUM”

Senin habercilik anlayışın nedir? Bir haberi yaparken neleri dikkate alırsın?

Murat ÖZÜNAL (Yeni Karaman Gazetesi): Gazeteci, haber ve bilgi kaynağına en çabuk ulaşan ve bu kaynaklardan edindiği bilgi ve haberleri okurlara sunan insandır. Gazeteciliği yalnızca bilgiye değil, aynı zamanda etik bir zemine oturtmak gerekiyor.

14 yıllık meslek hayatımda gerçekleri yazmayı ve gerçekleri aktarmayı ilke edindim. Habercilik anlayışımda her zaman doğruları yazmayı, kulaktan duyulan ifadeleri kullanmamayı, belge ve kişilere dayanarak haber yapmaya özen gösterdim ve göstermeye de devam ediyorum. İnsanların aklında güzel düşüncelerin kalacağı, diğer insanlara örnek olabilecek haberleri ön plana çıkarmaya çalışıyorum.

Gazetecilik mesleği muma benzetilir; kimi onunla karanlığı aydınlatır, kimi ise onunla yangın çıkarır. Bu sözle ve edindiğim tecrübelerle, nerde nasıl konuşulacağı, neyi ne zaman yazacağımı ve yazmayacağımı öğrendim.

Teknolojinin çok hızla ilerlediği ve haberciliğin hızlı olduğu dönemde mesleğimizi yapmak bazen zorlaşabiliyor. Bir olaya giderken bile bazen olay yerine varmadan bazı kişiler tarafından servis edilen fotoğraflar hemen sosyal medyaya veya haber sitelerinde yer alabiliyor.

Artık günümüzde habercilik yapmak hız istiyor. Hızlı olurken bile bir olaydaki bilgileri teyit etmek ve o şekilde haberi servis etmek gerekiyor. Aksi halde yanlış girilen haber bile kısa süreliğine de olsa yangın çıkarabiliyor.

Haberi yaparken bir insana veya kuruma bu haber zarar getirecek mi önce ona bakıyorum. Gazetecilik mesleğini yürüten herkesin de haber anlayışında bence bu olmalı. Gerekirse haberi uzun yıllardır bu mesleği sürdürerek çalışmalarına şair ve yazar olarak devam eden babam Hasan Özünal'a ve çalışma arkadaşlarıma danışarak tamamlayıp servis ediyorum.

Karaman tarihi, coğrafyası ve güzellikleriyle ön plana çıkan güzel bir ilimiz. Bizde bu ilde yaşıyoruz. Bu güzellikleri, bu şehirde yaşananları haberlerimizde yer vererek şehrimizi Türkiye'ye ve dünyaya tanıtmaya devam ediyorum. Güzel haberlerde buluşmak dileğiyle...

10 Ocak Çalışan Gazeteciler gününün benim için ifade ettiği sorusuna ise şöyle yanıt vereyim. Türkiye'de, basın emekçilerinin sosyal ve ekonomik haklarını güvence altına alan 212 Sayılı Basın Yasası'nın 1961'de yürürlüğe girdiği gün olan 10 Ocak, "Çalışan Gazeteciler Günü" olarak her yıl kutlanıyor. 7 gün 24 saat gözetmeksizin çalışan, yeri geldiğinde uykusundan, zamanından ve ailesinden fedakârlık ederek bu mesleği sürdüren gazetecilerin bir günü olması bence çok güzel. Bazen gecesini gündüzüne katarak çalışan insanlara güzel haberleri ve şehirdeki olan olayları aktaran gazetecilerin bir gün bile hatırlanması gerekiyor. Yeri geldiğinde alkışlanan yeri geldiğinde tebrik edilen yeri geldiğinde de bir olayı kayda alırken darp edilen gazetecilerin yılda bir kez bile bu günde hatırlanması gerektiğini düşünüyorum. Haber peşinde koşan, doğru haberin aktarılması için gece gündüz demeden çalışan tüm gazetecilerin 10 Ocak Gazeteciler gününü kutlarım.

“GAZETECİLİK; RUH İŞİDİR, SORUMLULUK İŞİDİR”

İyi bir gazeteci olmak için alaylı mı yoksa mektepli mi olmak gerekir. Bu konudaki fikriniz ne?

Adem Demirel (Gazete Anadolu): Gazeteciliğin özüne inildiğinde bu özü yansıtan gerçek; ‘gazeteciyim’ diyenin, dürüstlük duruşunun tezahürüdür. Bu duruş halkın benimsediği ilkeleri göz önünde bulundurmaktan geçer. Halkı aydınlatmak için kayıt altına alınan her görüntü karesi ile sözlü veya yazılı kelam gazetecinin kimliğini yansıtır. Gazeteci olmak için de alaylı ya da mektepli olmanın önemi yoktur. Mektepli olup haber yazmayı ya da haber için görüntü kaydetmeyi öğrenmek kişiye gazetecilik kimliği kazandırmaz. Alaylı olup eline fotoğraf makinesi alıp, üç beş kelamla kalem oynatmakla da gazeteci olunmaz. Toplum faydası gözetmek kaydıyla bir iş ortaya koymaktır, gazetecilik.  Gazetecilik; ruh işidir, sorumluluk işidir.  Haber içeriklerinde yeterli ve doğru bilgiyi sunabilen,  yaptığı işte çıkar ilişkisi gözetmeyen, yaşadığı yerdeki halkı eğitmeyi ve sokakta yaşananı en doğru şekliyle ortaya koyup içerik üreten gazeteci, gazetecidir… Bu doğrultuda hareket edildiği sürece ‘alaylı gazeteci’ ya da ‘mektepli gazeteci’ diye bir sınıflandırma yapmanın da bir anlamı yoktur. Haber üretme tekniklerini öğrenip halkın yanında içerik üreten herkes iyi gazetecidir. Diğer gazetecilere göre farkını ortaya koymuş, halk nezdinde belli bir noktaya gelmiş ve halkın kucakladığı gazeteci figürü gerçek gazetecidir.

Veee röportajımın son kısmında Karaman’da erkek meslektaşlarımızın çoğunluğu oluşturduğu sektördeki bu durumu bir elin parmağı kadar bile olmayan kadın gazeteciler adına yanıtlaması için mesleğe hemen hemen aynı dönemde başladığım ve aynı zamanda mesai arkadaşım olan Yasemin Küçükcicibıyık’a sordum.

“MEDYADA KADININ YERİ VE MÜCADELESİ KARAMAN’DA HİÇBİR ZAMAN İLGİ GÖRMEDİ. KİMSELERİ DE İLGİLENDİRMEDİ”

Karaman’da gazetecilik sektöründe erkekler, kadın gazetecilere göre çoğunlukta. Sizce neden? Bu konudaki düşünceleriniz nedir?

Yasemin Küçükcicibıyık (Karaman’da Uyanış Gazetesi): Kadın gazetecilere bir alan açamadığımızı düşünüyorum. “Söylenmeyen söz ağırlaşırmış... Bunu daha önce söylemeyi çok isterdim fakat bugüne kadar soran olmadı. 30 yılda bir denk gelen bu soruyu yine bir meslektaşım soruyor bana... (Cevap vermek emekliliğime kısmetmiş devrem, teşekkür ederim.)  Medyada kadının yeri ve mücadelesi üzülerek ifade ediyorum ki; Karaman’da hiç bir zaman ilgi görmedi, daha açık bir ifadeyle; kimseleri de ilgilendirmedi.

Haberi aktarma ve kayıt altına alma mecrası devasa bir toplumsal bellektir. Bu belleğe 30 yıldır katkıda bulunmaya çalışan bir kadın gazeteci olarak, kadınlar ve çocuklar hep önceliğim olmuştur. Yaz(a)mayanlar adına çok yazı yazdım, çok haber bültenleri hazırladım. Bütün bunları yazmak ve yayınlamak, burada anlattığım kadar kolay olmadı çoğu zaman... Gazetecilik eril kodlara sahip bir meslek olarak algılanmıştır her zaman. Böyle bir algı içinde kadın meslektaşlarımın verdiği mücadele elbette çok kıymetlidir. Yine böyle bir algı içinde varlık mücadelemizde; bunu bir iç dökme sayarsak eğer en çok kadınlar tarafından yalnız bırakıldığımızı düşünüyorum. Bu meslekten 30 yıldır ekmek yiyen bir gazeteci olarak bunu yine üzülerek ifade ediyorum ki; bugüne kadar hiçbir 10 Ocak’ta kadın STK’ların ve yine siyasi partilerin kadın temsilcilerinin kadın gazetecileri aradıklarını, andıklarını hatırlamıyorum. Yılda bir kere gelip geçen ve o günü dahi çalışarak geçiren kadın gazeteciler nedense pek hatırlanmazlar. Tırnak içinde söylüyorum “kast ettiğim kişisel dostlarımız değildir”  Yine tırnak içinde söylüyorum “elbette böyle bir zorunlulukları da yoktur” Yakın dostlarım bilirler ki, atanmış özel günleri pek sevmem; hatta zorlama bulurum. Lakin vesiledir. Şairin dediği gibi “... anılmakla hangi ruh olmaz ki sarhoş?” Kadın emeğinin erkek emeğiyle eşitlenmesini istemek sanırım biraz da eylemle söylemin sahiciliği ile doğru orantılıdır. Bu belirsiz ve hızla değişen dünyada bu söylediğim belki bizden sonraki kız kardeşlerimize sağlam bir tutamak olur. Çünkü -miş gibi bir dünyada “biz” olabilmek çok yokuşlu bir yol... Yola kimlerle çıktığımız önemlidir. Nefesimiz kesilmeden görmek mümkün müdür? Belki!

Ve “belki” sözcüğü insana verilmiş bir armağan sanki...

“KADINLAR TARAFINDAN HATIRLANIRSAK, ERKEKLER DE KADIN GAZETECİLERİ HATIRLAR BELKİ”

Kadınlar tarafından hatırlanıldığında, erkeklerin de kadın gazetecileri hatırlayacağını umut ederek, layıkıyla görevleri başında olan tüm kadın meslektaşlarımın alnından öpüyorum. Emeğiyle, söylemiyle ve duruşuyla medya sektörüne katkılarından dolayı tüm kadın meslektaşlarımı kutluyorum. Var olsunlar, sağ olsunlar ve sayıları artarak çoğalsınlar.

Son soruna gelince sevgili Sultan... 10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü senin için ne ifade ediyor? diye sormuşsun.

Aslında tam da ilk soruda anlatmayı istediğim şeyi ifade ediyor. 10 Ocaklar yasak savan kutlama mesajları dışında konuşabileceğimiz, dikkat çekebileceğimiz ve farkındalık oluşturabileceğimiz ve umudumuzu onaran günler olarak özel ve önemlidir. Bu anlamda “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” özel haber dizin için seni tebrik eder ve başarılı haberciliğinin devamını dilerim.

Hayata aynı pencereden bakmıyor olabiliriz. Düşüncenin her korkudan azat edildiği, kadına, çocuğa ve doğaya şiddet haberlerini yazmadığımız, haber yapma ve halkın haber alma hakkının engellenmediği, daha iyi ve sürdürülebilir bir gazeteciliğin mümkün olduğu günler diliyorum tüm meslektaşlarıma.  Tüm basın emekçilerimize katkılarından dolayı teşekkür eder, bugünü yine sahada çalışarak geçiren tüm medya çalışanı arkadaşlarıma koşullarının iyileştiği 10 Ocakların bayram gibi kutlanacağı günler dilerim.

-----

Bir dip not olarak belirtmek istersem, mesleğim adına bugüne kadar birçok habere ve röportaja hayat verdim. Ama bu röportaj dizisi benim için hep özel kalacak. Mesleğe başladığım ilk günden bugüne kadar Karaman basın sektöründen kimler geldi kimler geçti. Kimisi mesleğe küsüp farklı alanlara yöneldi. Kimisiyle ise halen aynı mesleği yapıyor olmaktan onur duyuyorum. Yıllar içinde mesleğimiz de teknolojik ve görsel anlamda şekil değiştirdi. Sektöre genç ve yetenekli meslektaşlarımda dâhil oldu. Ben onların ablası, onlar da benim kardeşim oldular. Bu röportajı hazırlarken sahada çalışan meslektaşlarımı özellikle seçtim. Birkaç arkadaşım belki yoğunluklarından, belki de unuttuklarından sorularıma geri dönmeseler de, beni kırmayıp bu röportajda yer alan tüm meslektaşlarıma teşekkür ediyorum.

Yerelde çalışan bizler, mesleğimizi ilk günkü heyecanla, 5N1K habercilik ilkelerine uyarak yapmanın hep gayreti içerisinde olduk. Karaman’da bu alanda sahada muhabir olarak çalışanından tutun, büroda masa başında gazetelerin okurun önüne ulaşmasını sağlayan dizgi-tasarımda, matbaasında baskıda çalışan tüm emekçiler olarak sektörün zorluklarını, sıkıntılarını biliyoruz. Umuyorum ki bizlerin sorunlarına da biran önce el atılır.

Yarın 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü. Her ne kadar bizim için çok önemli bir gün olmasa da hatırlanmakta güzel diyerek Karaman basın sektöründe mesleğini hakkıyla yapan çalışan, çalışmayan, çalıştırılmayan tüm meslektaşlarımın gününü kutluyorum.