Ayakkabı Tamircisi Ramazan Usta'nın 4 metrekarelik ekmek teknesi işleri yetiştiremiyor

TAKİP ET

Karaman'ın Seyithasan Köyü'nde dünyaya gelen 45 yıllık ayakkabı ustası Ramazan Coşkun'la 4 metrekarelik ekmek teknesindeki sohbetimize çekiç sesleri eşlik ediyor. 60 yaşındaki Ramazan Usta sohbetine başlarken bizi uyaran ses tonuyla diyor ki; ' Babanızın, atanızın sözüne kulak verin'

Ayakkabı Tamircisi Ramazan Usta'nın 4 metrekarelik ekmek teknesi işleri yetiştiremiyor


Röportaj: Sultan AKBULUT Fotoğraf: Yasemin KÜÇÜKCİCİBIYIK Biz köy çocuğuyuz. Köylerde ırgatlık ve çobanlıktan başka bir iş yapmamış atalarımız... Benim babam ileri görüşlü davranıp köyde kalmamı hiç istemedi. Cesaret verip şehre git bir mesleğin olsun” dedi. Köyden çıktığımda 15 yaşındaydım. Karaman’da bir ayakkabı imalathanesinde babamın nasihati sayesinde meslek öğrendim. Çıraklıktan başlayan ayakkabıcılık mesleğinde 45. Yılımı doldurdum.
-Kaç yıldır bu dükkânda hizmet veriyorsunuz? İşleriniz nasıl?

Ramazan Coşkun:30 yıldır bu dükkândayım. Benim işlerim çok şükür iyi, bazen yetiştiremiyorum. Tabi bizim işimiz tamir işi... İnsanlar ekonominin zor olduğu bir dönemde ayakkabılarını kolay kolay gözden çıkaramıyor. Eskiyi yeniye çevirtip kullanmaya devam ediyorlar.

-Çırağınız yok, yalnız zor olmuyor mu Ramazan Usta?
“Ustalar da mekteptir”

Ramazan Coşkun: Çırak yetişiyor mu diye sor. Bizim mesleğimizde çırak dönemi sona erdi. Yetiştirdiğimiz çıraklar oldu tabi... Ama artık kimse çocuğunu getirip al usta bu çocuğa meslek öğret diye getirmiyor. Rahmetli babam beni mesleğe verirken ustama “eti senin kemiği benim” demişti. O günden sonra mesleğimi çok severek yaptım. Hala çok severek açarım dükkânımı... Çalışan demir pas tutmaz derler. Çalışmak bana iyi geliyor. Buradan ana babalara da seslenmek isterim; Çocuklarınız okumayacaksa bir mesleğe verin. Bu vatanın iyi terziye, kasaba, berbere, ayakkabıcıya ihtiyacı var. Ustalar ayaktayken, hayattayken bu imkânın kıymetini bilsinler. Unutmasınlar ustalar da mekteptir.

-Günde kaç ayakkabı tamir edebiliyorsunuz?

Ramazan Coşkun: (gülümsüyor) Ayakkabının hastalığına göre değişir. Ortalama 15-20 ayakkabı tamir ediyorum. Sürekli müşterilerim var, onların arızalarını hemen bilirim.

Dükkânınız epey küçük, zor olmuyor mu?

Ramazan Coşkun: Eskiler der ya gönlün sığdığı yere her şey sığar diye... Bizimki de öyle. Ben alıştım 4 metrekarelik hayatıma. Alet edevatlarım hep aynı yerdedir, tertip düzene önem veririm. Dükkânım ana cadde üzerinde, işlerim iyi. Mesleğim ve ben 30 yıldır birbirimizden razıyız bu dükkânda. Ekmeğini yediğim bir mesleğim var, bu küçük dükkân dört evlat büyüttü. Çok şükür yuvarlanıp gideceğiz bir gün bu hayattan...

Ustalar da mekteptir dediniz. Biraz anlatır mısın ustam eskiden nasıldı usta çırak ilişkileri?

Ramazan Coşkun: Eskinin her şeyi güzeldi. Bir şeyi kitaptan okuyarak ya öğrenirsin ya öğrenemezsin. Kitap dile gelip gözünden anlayamaz seni... Ama bu iş öyle mi? Usta hemen başındadır. Elin işler, aklın işler, gözün işler durmadan... Ufacık bir hata kaçmaz ustaların gözünden. Babanız ustayla el sıkışır, o zaman anlarsınız ki bu işi mutlaka öğreneceksin ve bu meslekten eve ekmek götüreceksin. Sorumluluk vardı, işi öğreten de öğrenen de ciddiye alırdı. Sadece iş ehli olmak değildi mesele, ustadan insanlık dersleri alınırdı, görgü kulları öğrenilirdi. Daha bir sürü şey... dedim ya ustalar hayat mektebidir.
İşleyen demir pas tutmaz sözünün vücut bulmuş isimlerinden birisi Ramazan Usta... Sadece mesleği değil, hayata dair öngörülerini, birikimlerini de paylaşmaya çalıştı. Ramazan ustadan kulağımıza küpe sözlerle ayrıldık 4 metrekarelik mektepten.  Çocukların akademik başarısı yoksa çırak verin diyor Ramazan Usta... Derin bir yaraya da dikkat çekiyor aslında. Nitelikli ve kalifiyeli eleman sıkıntısı bir yanda, işsizler ordusu bir yanda garip bir muamma içinde sıkışıp kalan gençler ve çocuklar geliyor aklımıza. Bir başka dosya konusunu kolumuzun altına sıkıştırıp veriyor Ramazan Usta belki de...
Çünkü ustalar da mekteptir!
Teşekkürler Ramazan Usta.