Emperyalist Devletlerin Kışkırtmaları Destek ve Yardımları

Yayınlanma: 22.04.2019 13:38 Güncelleme: 22.04.2019 13:38

Av.Arb.Ömer Karayumak                                   Tarihsel sürece baktığımız zaman aşağı yukarı XI.yüzyılın ilk çeyreğinde başlayan Türk-Ermeni  münasebetlerinin XIX. Yüzyılın ikinci yarısına kadar  dostane bir şekilde devam ettiğini, bu tarihe kadar Türk’lerle iç içe, dostça  ve kardeşçe yaşayan Ermeni toplumu ile olan münasebetlerin XIX.yüzyılın ikinci yarısından sonra bozulmaya yüz tuttuğunu, daha sonraki dönemlerde ise adeta bir düşmanlık dönemine girdiğini anlıyoruz.                  Osmanlı devletinin zayıflamaya başlayıp, hemen her konuda Avrupa, Amerika, Rusya gibi devletlerin kışkırtmaları, müdahaleleri ve Osmanlı devletini alenen parçalama, yıkma ve yok etme çabaları baş gösterince Türk-Ermeni münasebetlerinde de bir bozulma dönemi başlamıştır.          Osmanlı- Rus harbinden önce bir ermeni meselesi yoktur.            Bu mesele 1839 Tanzimat Fermanı ile yeşermiş, 1856  tarihli Islahat Fermanı ile filizlenmiştir. Ancak asıl meyvesini  daha sonra baş gösteren 1877-78 Osmanlı-Rus savaşından sonra vermiştir.  Bu savaş  sonucunda Osmanlı Devletinin yenilmesi ve Rus ordularının bazı Türk Şehirlerini işgal ettikten sonra Yeşilköy’e kadar dayanmaları ve sonrasında yapılan Ayastefanos  antlaşması ve Berlin kongrelerinde alınan kararlarla Ermenileri kendi emellerine alet ederek Bab-ı ali’ye karşı kışkırtmasıyla Türk-Ermeni ilişkileri temelinden sarsılmıştır.  Sözde Osmanlı topraklarında yaşayan Hıristiyan azınlıkların haklarını korumak bahanesiyle başta Rusya, İngiltere, Fransa, Amerika gibi devletlerin daha sonraları da Berlin Kongresi’nde fiilen yer almış bulunan Almanya, Avusturya gibi devletlerin Osmanlı İmparatorluğu’nu parçalamak,”hasta adam”ı Avrupa’dan ve Balkanlardan sürüp çıkartmak amacıyla İmparatorluk içerisindeki Hıristiyan azınlıkları veya diğer Müslüman tebaayı mütemadiyen kışkırttıkları, onları bağımsızlık vaatleriyle kandırıp asırlardır içinde yaşadıkları devletlerine karşı isyanlara sürükledikleri bilinen bir gerçektir. Ne yazık ki, Hıristiyanlık taassubunu bir türlü yenemeyen batılı devletlerin 19.yüzyıldaki son kurbanı Ermeniler olmuştur.                 Emperyalist duygularını tatmin etmek, Osmanlı Devleti karşısında asırlardır süregelen tarihsel ezikliklerinin intikamını alabilmek amacıyla Ermenileri kışkırtıp, silahlandırıp, teşkilatlandırıp, devletin en ücra köşelerine kadar isyanlar çıkarttıran batılı devletlerin başında Rusya gelmektedir. O’nu, İngiltere, Fransa ve ABD takip etmiştir.                                                        A-  ERMENİ  MESELESİ’NİN ORTAYA  ÇIKMASINDA RUSYA’NIN ROLÜ:      Akdeniz’e hakim olmak, sıcak sulara inmek, Balkanlar ve boğazları ele geçirmek Rusya’nın tarih boyunca hiç değişmeyen bir politikası olmuştur. Bu arzusunu gerçekleştirebilmek için de Osmanlı’nın Balkanlardan, Kafkasya’dan ve Orta doğu’dan atılması ve Anadolu   topraklarının parçalanması için her yola başvurmuştur. Zaman zaman tek başına, zaman zaman Avrupa devletleri ile birlikte hareket ederek her fırsatta Osmanlı devleti ne karşı düşmanca davranışlardan geri durmamıştır. Tarihi emellerini gerçekleştirmek, jeopolitik çıkar ve beklentilerine kavuşmak, ekonomik yönden zenginleşebilmek için bazen savaş ilan ederek, bazen iç karışıklıklar ve isyanlar çıkartarak, en çok da  Osmanlı tebaası olan azınlıkları kışkırtıp, onları bağımsızlık vaatleriyle kandırarak isyan çıkarttırmak suretiyle azınlıkların özellikle Slav-Ortodoks  azınlığın hamisi rolünü oynamış, kendi emel ve çıkarları için onları maşa olarak kullanmaktan çekinmemiştir.         1877-1878 Osmanlı-Rus savaşı sırasında Rus orduları Doğu Anadolu’da bazı bölgeleri işgal edince, buralardaki Ermenilerle temasa geçti. Rus Ordusunda pek çok Ermeni asker ve subay bulunuyordu. Hatta Rus kuvvetlerinin büyük bir kısmına komuta eden General Loris Melikof da Ermeniydi.        1877-1878 Osmanlı-Rus savaşından sonra Rus’lar Ermenileri  adeta bir maşa gibi kullanmaya başlamışlardır. Denilebilir ki; Ermeni olayları ve bu olayların sonucunda çıkan Ermeni isyanları tamamen Rus’ların Ermenilere Doğu Anadolu vilayetlerin de bağımsız bir Ermenistan Devleti kurulacağı vaadinde bulunarak, onları kışkırtmaları ve isyana teşvik etmeleri sonucunda çıkmıştır. Osmanlı arşiv belgelerin de Ermeni-Rus iş birliğini kanıtlayabilecek yüzlerce belge mevcuttur.Yine İngiliz ve Fransız arşivlerinde de bu konu da çok miktar da belge vardır.Osmanlı Devleti içinde bulunan hemen tüm azınlıkları ayaklandırmak için akla hayale gelmedik oyunlar oynamışlardır. Bazen Kürtleri ve Çerkezleri Ermeniler aleyhine, bazen Ermenileri Kürtler ve Çerkezler aleyhine, bazen de her iki toplumu birden Müslümanlar aleyhine kışkırtarak ayaklandırmışlar ve isyanlar çıkarttırmışlardır.Görülüyor ki; Ermeniler Rusların satranç tahtasında bir piyon olarak bulunmaktadır. Ermeniler bağımsızlık hülyalarıyla Ruslardan yardım ve medet umarken, Ruslar Osmanlı devletini parçalamak ve yıkmak amacıyla Ermenileri silahlandırmışlar ve cephe gerisinde Osmanlı askerini arkadan vurdurmak için kullanmışlardır. Bu da gösteriyor ki Rusların Ermenilere yardım etmesi, Ermenileri korumak ve onlara bağımsızlık kazandırmak amacıyla değil, sadece Rus ilerlemesine engel olacak Osmanlı ordusunun arkadan vurulması ve aynı zamanda Ermeni çetelerin yapacağı eylemler ve çıkaracakları isyanlarla Türk ordusunun dağılmasını sağlamaya matuftu.         Ruslar Osmanlı Devletinin üzerindeki emellerinin gerçekleşemeyeceğini anlayınca Ermeni-lerle olan ilişkilerini kesmişlerdir. Hiçbir ulus ve devlet Ermenilerin istek ve bekleyişlerini Sovyetler kadar planlı, bilinçli ve programlı bir şekilde kendi çıkarları için kullanmamış, sömürmemiştir. Tarih ve açık gerçeklerin somut örnekleriyle doludur. Lozan’dan sonra günümüze kadar geçen devre içerisinde de bu model hiç değişmeden devam etmektedir  

Devamını Okumak İçin Tıklayınız