Kent Otelde gerçekleştirilen toplantıya ADD Genel Saymanı Basri Gürsoy, ADD Genel Sekreteri Ayhan Yalçınkaya, ADD Karaman Şube Başkanı Ülkan Şanlıtürk, dernek yönetimi ve basın mensupları katıldı.
ADD Genel Başkanı Bozkurt, 7 aydır genel başkanlığını sürdürdüğü ADD’nin hiç bir siyasi partinin bağlantısı olmayan kamu yararına çalışan bir dernek olduğunu fade ederek, “331 şubemiz ve 58 bini aşan üyemizle Türkiye’nin her yerinde çalışma yapıyoruz. Bizde 7 aydır ülkemizi dolaşıyoruz. Bu hafta sonu Karaman’daydık. Önümüzdeki hafta Bartın, Amasra ve Sinop’ta olacağız. ADD’nin bugünkü görevi bize göre Anadolu ve Rumeli Mudafuk Cemiyetinin 1919-20-21 yıllarındaki görevi. Yani Türk milletine bugün ülkemizin hem iç, hemde dış sorunlarla boğuşmakta olduğu ve bu sorunların çözümsüz olmadığını ama çözülebilecek iradeninde gösterilmediğini anlatmak. Bunu çok önemsiyoruz. Çünkü bu gidiş, gerek içeride, gerek dışarıda Türkiye Cumhuriyeti Devletini zayıflatan bir gidiş. Bunu herhangi bir siyasi partiyi kast ederek söylemiyorum. ADD hiçbir partinin yan organı falan değil. ADD bağımsız bir dernek. Biz partiler dışında ama siyasetin tam içindeyiz ve doğru siyasetin ne olduğunu milletimizle paylaşmak istiyoruz. Bu amaçla 23 Nisan 2022’de yani TBMM’nin açılışının 102. Yıldönümünde Ankara’da bir büyük buluşma gerçekleştirdik. 135 şubemizin ve 50’ye yakın şubemizin de bireysel katılımıyla yaklaşık 10 binden fazla ADD üyesiyle buluştuk. Orada Yeniden Atatürk Cumhuriyeti Manifestosu yayınladık. ADD olarak biz ülkemize nasıl bakıyoruz. Yeni bir seçime giderken nasıl bir Türkiye Cumhuriyeti yönetimi olmalıdır dediğimiz bu. Orada belirtmeye çalıştığımız şu. Sadece Konya ve Karaman ovalarının yıllık buğday üretimi Türkiye’nin yıllık buğday ihiyacını karşılayabilecekken geçen yıl Türkiye 8.5 milyon buğday ithal etti. Oysa bizim çiftçimiz taban gübresi kullanamadı ve muhtemelen rekolte biraz daha düşecek. Hayvancılık bitti. Son bir içinde Türkiye’den 900 bin doktor dünyanın çeşitli ülkerine göç etti. Sizler gibi 20’li yaşlardaki genç insanların yüzde 72’si geleceğini yurt dışında arıyor. Bu tablo her türlü siyasetin üstünde. Bu tablo ülkenin genel sorunudur” dedi.
Bozkurt, Türkiye’nin üretim tesislerine sahip çıkamadığını ve bir bir yabancılara satıldığını ve bununla birlikte üretimin düşmesi nedeniyle ekonomik olarak gerilediğimize dikkat çekerek, “ Geçmiş dönemlerde kendi şekerini, kağıdını, tekstilini, demirini, uçağını, gemisini. Tüfeğini üreten bir ülke iken bugün neden dışa bağımlı bir ülke konumuna geldik bunu düşünmemiz gerekir. Sen elindeki tesisleri özelleştirip satarsan faizlerde, enflasyonda yükselir. Enflasyonla mücadelinin bir tane yolu var. Oda üretimi artırmaktır. Peki kim artıracak üretimi. Tabiki bu millet. Bu millet 1923’de Cumhuriyeti kurup 26’da uçak üretebilmişken, 1923’de ekmeklik buğdayı yokken 1930’larda buğday ihraç eden ülke durumuna gelebilmişken 1923’de aşısı, ilacı yokken, 1938’de Çin’e 1 milyon doz kolera aşısı hibe edecek kadar kendi aşısını ve ilacını üretebilen bir ülke olmuşken bugün neden yapamıyor. Türk milletinin genetiği mi değişti. Hayır. Tamamen yönetim zaafı. Niye çünkü 80’den itibaren neo liberal ekonomi bilmem ne, yok serbest Pazar ekonomisi. Ben soruyorum size serbest Pazar ekonomisi ne demek? Devletin müdahalesine gerek yok. Pisaya herşeyi kendi içerisinde çözer. İşçinin asgari ücretini kim belirliyor piyasa mı. Ne alakası var. Oturuyor bir tane adam asgari ücret şu kadar diyor. Peki mazotun, benzinin fiyatını kim belirliyor. Bir kişi de çıkıp sormuyor. Neden bu ülkede bir çalışan kendi ücretini belirleyemiyor, araç sahibi aracına alacağı yakıtın fiyatına direnme gücüne sahip değil. Niye bir örgütü yok. Bankaların karı artıyor. Banka bir üretim aracı mı? Peki neden artıyor. Bu tamamen ülkenin üretimden koptuğu, adaletli bir vergi sistemi kuramadığı ve hak edene hak ettiğini veremediğinin sonuçlarını yaşıyor. Başka bir sebebi yok. Sokaktaki her 3 gençten biri işsiz. Bunun önüne geçebilmek için yeniden yüksek teknolojili ürün üretmeye odaklanmış karma üretim ekonomisine geçmeliyiz. Bunun başka yolu yok. Stratejik sektörlerde asla özelleştirme yapmamalıyız. Bilbordlara uçak koymakla uçak üretilmiyor. Uçak üretmek için uçak fabrikanızı kuracaksınız ve üretime geçeceksiniz. 1930’da dünyada uçak üretebilen 5 ülkeden biri Türkiye’ydi. Kayseri’de 1926’dan 42’ye kadar 16 yıl içerisinde Tomtaş Uçak Fabrikası 212 uçak üretti. Dünyadaki toplam uçak sayısı da o kadardı. Dünyanın beşinci havaalanı şimdi yıkmaya çalıştıkları o zamanki Yeşilköy Tayyare Meydanı. Londra, Newyork, Paris, Moskova ve İstanbul. Dünyada uçak seferleri 1905’de başlıyor, Osmanlı 1912’de Yeşilköy Tayyare Meydanını yapıyor. Hani bu arkadaşlar çok Osmanlı ya. Aslında yıktıkları havaalanı Osmanlıların yaptığı tayyare meydanı. Niye senin uçak fabrikan üretime devam etmedi bunu sormak gerekir. Bu ülkenin yeniden yurttaşının kölesi olan hukuk devletine dönmesi gerekiyor. Yurttaş öncelikli bir hukuk devleti olmalı ki bu ülke gelişebilsin” diye konuştu.
Bozkurt daha sonra basın mensuplarından gelen soruları yanıtladıktan sonra Karaman’dan ayrıldı.
ADD Genel Başkanı Bozkurt, 7 aydır genel başkanlığını sürdürdüğü ADD’nin hiç bir siyasi partinin bağlantısı olmayan kamu yararına çalışan bir dernek olduğunu fade ederek, “331 şubemiz ve 58 bini aşan üyemizle Türkiye’nin her yerinde çalışma yapıyoruz. Bizde 7 aydır ülkemizi dolaşıyoruz. Bu hafta sonu Karaman’daydık. Önümüzdeki hafta Bartın, Amasra ve Sinop’ta olacağız. ADD’nin bugünkü görevi bize göre Anadolu ve Rumeli Mudafuk Cemiyetinin 1919-20-21 yıllarındaki görevi. Yani Türk milletine bugün ülkemizin hem iç, hemde dış sorunlarla boğuşmakta olduğu ve bu sorunların çözümsüz olmadığını ama çözülebilecek iradeninde gösterilmediğini anlatmak. Bunu çok önemsiyoruz. Çünkü bu gidiş, gerek içeride, gerek dışarıda Türkiye Cumhuriyeti Devletini zayıflatan bir gidiş. Bunu herhangi bir siyasi partiyi kast ederek söylemiyorum. ADD hiçbir partinin yan organı falan değil. ADD bağımsız bir dernek. Biz partiler dışında ama siyasetin tam içindeyiz ve doğru siyasetin ne olduğunu milletimizle paylaşmak istiyoruz. Bu amaçla 23 Nisan 2022’de yani TBMM’nin açılışının 102. Yıldönümünde Ankara’da bir büyük buluşma gerçekleştirdik. 135 şubemizin ve 50’ye yakın şubemizin de bireysel katılımıyla yaklaşık 10 binden fazla ADD üyesiyle buluştuk. Orada Yeniden Atatürk Cumhuriyeti Manifestosu yayınladık. ADD olarak biz ülkemize nasıl bakıyoruz. Yeni bir seçime giderken nasıl bir Türkiye Cumhuriyeti yönetimi olmalıdır dediğimiz bu. Orada belirtmeye çalıştığımız şu. Sadece Konya ve Karaman ovalarının yıllık buğday üretimi Türkiye’nin yıllık buğday ihiyacını karşılayabilecekken geçen yıl Türkiye 8.5 milyon buğday ithal etti. Oysa bizim çiftçimiz taban gübresi kullanamadı ve muhtemelen rekolte biraz daha düşecek. Hayvancılık bitti. Son bir içinde Türkiye’den 900 bin doktor dünyanın çeşitli ülkerine göç etti. Sizler gibi 20’li yaşlardaki genç insanların yüzde 72’si geleceğini yurt dışında arıyor. Bu tablo her türlü siyasetin üstünde. Bu tablo ülkenin genel sorunudur” dedi.
Bozkurt, Türkiye’nin üretim tesislerine sahip çıkamadığını ve bir bir yabancılara satıldığını ve bununla birlikte üretimin düşmesi nedeniyle ekonomik olarak gerilediğimize dikkat çekerek, “ Geçmiş dönemlerde kendi şekerini, kağıdını, tekstilini, demirini, uçağını, gemisini. Tüfeğini üreten bir ülke iken bugün neden dışa bağımlı bir ülke konumuna geldik bunu düşünmemiz gerekir. Sen elindeki tesisleri özelleştirip satarsan faizlerde, enflasyonda yükselir. Enflasyonla mücadelinin bir tane yolu var. Oda üretimi artırmaktır. Peki kim artıracak üretimi. Tabiki bu millet. Bu millet 1923’de Cumhuriyeti kurup 26’da uçak üretebilmişken, 1923’de ekmeklik buğdayı yokken 1930’larda buğday ihraç eden ülke durumuna gelebilmişken 1923’de aşısı, ilacı yokken, 1938’de Çin’e 1 milyon doz kolera aşısı hibe edecek kadar kendi aşısını ve ilacını üretebilen bir ülke olmuşken bugün neden yapamıyor. Türk milletinin genetiği mi değişti. Hayır. Tamamen yönetim zaafı. Niye çünkü 80’den itibaren neo liberal ekonomi bilmem ne, yok serbest Pazar ekonomisi. Ben soruyorum size serbest Pazar ekonomisi ne demek? Devletin müdahalesine gerek yok. Pisaya herşeyi kendi içerisinde çözer. İşçinin asgari ücretini kim belirliyor piyasa mı. Ne alakası var. Oturuyor bir tane adam asgari ücret şu kadar diyor. Peki mazotun, benzinin fiyatını kim belirliyor. Bir kişi de çıkıp sormuyor. Neden bu ülkede bir çalışan kendi ücretini belirleyemiyor, araç sahibi aracına alacağı yakıtın fiyatına direnme gücüne sahip değil. Niye bir örgütü yok. Bankaların karı artıyor. Banka bir üretim aracı mı? Peki neden artıyor. Bu tamamen ülkenin üretimden koptuğu, adaletli bir vergi sistemi kuramadığı ve hak edene hak ettiğini veremediğinin sonuçlarını yaşıyor. Başka bir sebebi yok. Sokaktaki her 3 gençten biri işsiz. Bunun önüne geçebilmek için yeniden yüksek teknolojili ürün üretmeye odaklanmış karma üretim ekonomisine geçmeliyiz. Bunun başka yolu yok. Stratejik sektörlerde asla özelleştirme yapmamalıyız. Bilbordlara uçak koymakla uçak üretilmiyor. Uçak üretmek için uçak fabrikanızı kuracaksınız ve üretime geçeceksiniz. 1930’da dünyada uçak üretebilen 5 ülkeden biri Türkiye’ydi. Kayseri’de 1926’dan 42’ye kadar 16 yıl içerisinde Tomtaş Uçak Fabrikası 212 uçak üretti. Dünyadaki toplam uçak sayısı da o kadardı. Dünyanın beşinci havaalanı şimdi yıkmaya çalıştıkları o zamanki Yeşilköy Tayyare Meydanı. Londra, Newyork, Paris, Moskova ve İstanbul. Dünyada uçak seferleri 1905’de başlıyor, Osmanlı 1912’de Yeşilköy Tayyare Meydanını yapıyor. Hani bu arkadaşlar çok Osmanlı ya. Aslında yıktıkları havaalanı Osmanlıların yaptığı tayyare meydanı. Niye senin uçak fabrikan üretime devam etmedi bunu sormak gerekir. Bu ülkenin yeniden yurttaşının kölesi olan hukuk devletine dönmesi gerekiyor. Yurttaş öncelikli bir hukuk devleti olmalı ki bu ülke gelişebilsin” diye konuştu.
Bozkurt daha sonra basın mensuplarından gelen soruları yanıtladıktan sonra Karaman’dan ayrıldı.