Kırk
beş şair, iki yüz doksan iki şiir, bir kitap!
Her şey
basit bir fikirle başlamıştı. Kimse tahmin edememişti bu kadar olacağını!
Karaman için Yunus Emre için bu kitapta buluşarak, büyük bir aile örneği
gösterdi, Karamanlı şairler. O denli imkansızlığa rağmen harika bir iş çıkardılar,
Yunus Emre’nin gölgesinde.
Yaklaşık
dört ay süren bu çalışma; başlangıcından sonuna kadar tüm evrelerinde
imrenilesi hikayeleri de oluşturdu. Kitap arkasında gerçekleşen her olayı
buraya aktarmak gereksiz ve de imkânsız. Ancak geleceğe miras olacak ve mutlaka
bilinmesi gerekenleri de kayıt altına almak hem sorumluluk hem de bir haktır.
Şairlerin
hayal ve arzuları kitapta büyük bir güce evrildi.
Hikmet
Elitaş’ın öneri olarak getirdiği bu düşünce kabul edilmenin ötesinde bir
heyecan kasırgasına dönüştü. Her şair büyük bir titizlik göstererek
özgeçmişlerini ve şiirlerini gönderdiler. Baskı öncesi son gözden geçirmede
kendilerine gönderilen sayfalar şairleri tarafından incelendi değerlendirildi.
Asla kendine yontma durumu olmadı. Kaprisler, egolar dümdüz oldu.
Kitap,
Karaman’da ortak aklın nasıl çalışabileceğine örneklik teşkil etti.
Küçük
yerlerin özelliğidir. Köşe başı tutanlar, oraların sahibidirler. Ve kendisinden
başkasının aklını beğenmezler. Her şeyi bilirler. Ama ortaya da bir iş
çıkaramazlar. Seçki kitabında böyle bir durum olmadı.
Çünkü
kitap Karaman’ın akillerinin manevi sahipliğindeydi. Osman Nuri Koçak, Mestan
Karabacak, Hasan Özünal!.. Bu güzellerin himayesinde mayalanan çalışma, özlenen
arzulanan ancak herkese nasip olmayacak bir kısmette bir esere dönüştü.
Bunu
bilen Hikmet Elitaş, çalışmaya bu isimlerden oluşan yayın kurulu oluşturdu.
Kimse sen yap ben bakayım demedi. Kimse ben bilirim demedi. Kimse benim
bildiğim daha iyi demedi. Herkes bir asker gibi çalıştı. Ehlince herkes işin
bir yerinden tuttu. Kitap için ne gerekiyorsa nasıl olacaksa herkes o biçim
çalıştı. Hem arı gibi çalışmaya hem de bir kitaba nasıl hamilik yapılıra çok
güzel örnek oldular. İşini gücünü bırakan yayın kurulu; yazım ve noktalama
yanlışlarından dizgiye, sayfa düzeninden kapağa tüm üst düzey süreçler için
büyük bir enerji sarf etti.
Şairler
imkansızlıklardan sahipsizlikten dert yanmadı!
Gönül
isterdi ki, bu büyük çalışma maddi manevi büyük bir sahiplenmeye de mazhar
olsun. Müracaat edilen birçok kapıdan, şairlerin heyecanına ortak olunması,
aynı gönül penceresinden bakılması beklenildi. Maalesef bu eserin güzelliğini,
ebediliğini anlayıp da onunla hemhal olacak bir sahiplenme gerçekleşmedi. İşte
bu noktada şairler, zaman ve mekânda bir eyvallahsızlık örneği gösterip elini
taşın altına soktu. Ve her bir şair üzerine düşeni yerine getirdi. Sözümüzün
dışında tuttuğumuz; kitap tanıtımında bireysel desteklerini verecek Karaman’ın
değerli şahsiyetleri de sürpriz olsun.
Velhasılı
bir kitap olmanın ötesinde bu çalışma bir birliktelik sınavı idi. Ego
sivrilmesi yaşamadan -birlikten kuvvet doğar misali- Karaman adına Yunus Emre
adına her bir şair kitabın ardına geçerek ölümsüzleşti.
Vefat
etmiş şairlerimizden Yunus Emre, Âşık Kenzi, Âşık Gufrani, Kazım Karabekir, Ali
Rıza Çopur, Bekir Sıtkı Erdoğan, Ahmet Talat Duru, Ahmet Tufan Şentürk, Mehmet
Çınarlı, Mehmet Zeki Akdağ’a bir vefa ve saygı gösterisi olarak özgeçmişleri
yanında birer şiiri ile kitapta temsil buldu.
Yaşayan
şairlerden Ali Ağır, Alı Aksoy, Ali Algın, Fatih Avcı, İsmail Hakkı Bağdat,
Halil Başar, Ahmet Çelebi, Durmuş Çetinkol, Nevzat Dağlı, Hikmet Elitaş, Ulvi
Emre, Mustafa Ertaş, Ceyda Gülsever, Mestan Karabacak, Zeynep Kartal, Murat
Kaplan, Mükremin Kızılca, Osman Nuri Koçak, Âdem Kocatürk, Ahmet Mısırlıoğlu,
İsa Oğuz, Alaattin Özmen, Hasan Özünal, Filiz Sertan Kızıl, İbrahim Şaşma,
Ahmet Tekin, Emine Tekin, Mustafa Turani, Abdullah Uysal, Özden Mısırlıoğlu
Uysal, Öcal Uzunay, İbrahim Üçbaş, Alper İsmail Ünlüer, Mustafa Varel kendi
seçtikleri nadide şiirleriyle kitabı anlamlandırdılar.
Yayın
kurulunun uygun bulmasıyla benim de karalama birkaç Yunus’ca beytim kitaba
dahil oldu. Hem adım hem de soyadım alfabede sonlarda olduğundan kitapta da en
sona denk geldim. Böylece Yunus’la başlayan kitap; Yunus’la son bulmuş oldu.
Burada
Yunus Emre’ye özel bir yer ayırmak gerek. Kitabın adına uygun olarak Karamanlı
şairlerin büyük bir kısmı mutlaka bir Yunus şiirini seçkisine almış. Bu durum
da Karaman’da nasıl bir Yunus etkileşimi olduğunu göstermesi açısından çok çok
önemlidir.
Bir gün
bu tenler toprağa karışıp canlar uçmağa yönelince bu diyarları şenlendirecek
kuşaklar, şöyle diyecek:
Meğer
Yunus ölmemiş
Sözleriyle
şiirleriyle, aramızda
Hemhal
olmuş şairlerle
Dizelerine
can verdiği
marifet iltifata tabidir,emeği geçenleri kutluyorum....
Hikmet Elitaş üstad ı tanığım günden itibaren edebiyata gönül vermiş gayret göstermiş yazdığı şiirler ; bazıları bestelenmiş top***tı ve davetlere katılmış ; bu kitabın hazır***masında büyük çaba harcamış ve başarmıştır. Yüreğini , emeğini kutlarım .Edebiyat aşığı Şair dostları tebrik ederim . Katkılarından dolayı kutluyorum . Karaman ilimize ; geçmiş değerlerimizi birbirinden kıymetli Üstadları yad ederek günümüz şairlerimizi biraraya getirerek bu eseri çıkarmaları takdire şayan olmuştur.. Yine İbrahim Şaşma kardeşimi aldığı ödüller ve başarıları için Tebrik ederim. Kitapta ismi o*** olmayan tüm edebiyat gönüllü hemşehrilerime saygı ve sevgilerimi sunarım. 47 yıl dır İstanbul ‘ ikamet eden memleketten ayrı hayatın çilesini çeken anadan ayrı , babadan ayrı hasret duyguları ile yaşadım. Allah ‘ ın bu günleride varmış dediğim bundan sonrası o hasretliğin acısını çıkarırcasına hemşehrilerim ile daha sık görüşmek yeni projelere katkı yapmak daha sık birbirimizi görmek nasip olur inş
Teşekkürler bu güzel yazınız için.
Hocam,ellerinize sağlık.Iyi ki varsınız.