Üzerinde Yaşadığımız bu kutsal toprakların geçmiş tarihi bizlere, ayrılıklardan nefret etmeyi emrediyor.
Anadolu insanı bir bedenin organları gibi bütündür. Kolun bacakla kavgaya tutuştuğu görülmüş müdür? Bu ne kadar anlamsız ise, Anadolu insanının birbiri ile çekişmesi de o kadar anlamsızdır.
Ayrılıklar, nefretler inancın kabolduğu gönüllerin dikenidir. İman dolu kalpler sevgiden, birlik ve beraberlikten yanadır. Kendinden farklı düşünenleri bile hoş görüp, birlik şemsiyesi altına alacak kadar sevgi ve merhamet doludur.
Bizler bu kutsal Anadolu topraklarının tüm doğa güzelliklerini, zenginliklerini miras olarak aldık da, Ahmet Yesevi den, Hacı Bektaşi Veli den, Hacı Bayramı Veli den, Mevlana dan, Yunus emre den,sevgi ve kardeşlik mirasını red mi edeceğiz?
Hayır bu topraklarda yaşayan herkes sevgiden ve birlikten yana olmalıdır. Nifak ve ayrılık kimden ve nereden gelirse gelsin yanlıştır ve yapılmamalıdır. Kutsal görünümde olsa bile!
İşte o zaman birliğimizi, sevgimizi,kutsal değerlerimizi Cumhuriyetimiz içerisinde yaşatmaya mecbur olduğumuzu anlar ve ona göre hareket ederiz.
Bu yüce milletin Dünya tarihindeki görevi henüz bitmemiştir. İlâhi yazgı mimarisinin hârika tecellisini iyi bir şekilde idrak ederek, gelecek yıllara tüm ayrılıkları, nefretleri bir kenara bırakarak, çok daha güzel günlere, kaderin hazırladığı yeni hikmetlere doğru, birlik, beraberlik içerisinde ulaşacağımız inancı içerisinde sonsuza kadar bu topraklarda yaşamaya devam edeceğiz. Hicbir şer'in bizi bölmeye ve parçalamaya gücü yetmeyecektir.
Düşüncedeki farklılıklar yaratılışın bir hikmetidir. Gerçeğe yaklaştıkça bu fark silinip yok olur. Anadolu Türk mucizesinin bir yanıda bu şekilde düşünebilme san'atıdır.
Hayırlı, huzurlu ve sağlıklı bayramlar diler, sevgi ve saygılar sunarım.