Şerafettin GÜÇ
Karamanoğulları Tarihi Araştırmacısı Yazar
Toros dağlarının 925 metre yüksekliğinde kurulmuş, üzümü ile tanınan Gülnar, doğal güzellikleri ile görülmeye değer bir Türkmen yayla kentidir. Gülnar'ın tarihi Hititlere kadar dayanmakta, daha sonra da bu bölgeye Asurlular'ın hâkim oldukları bilinmektedir.
Kısa süreler de Iran ve Mısırlılar'ın egemenliğinde kalan Gülnar, daha sonra Romalılar'ın yönetimine girmiştir.
Gülnar'ın bugünkü halkı, 1230 yılında Orta Asya Balkaş gölü kıyısındaki Gülnar'dan göç ederek bu çevreye yerleşen Türkmenler'dir.
1461 yılında Silifke ve Mut ile birlikte Gülnar'da, Fatih'in komutanlarından Devşirme Rum Gedik Ahmet Paşa tarafından Osmanlı yönetimine katılmıştır.
1900'lü yıllarda Adana valilik, Silifke mutasarrıflık, Gilindire ilçe, Zeyne (Sütlüce) bucak merkezi iken; Gülnar, Yörüklerin alım-satım yaptıkları (bir adı da Anaypazarı olan) bir köy idi. Gilindire'den yaz aylarında yaylaya çıkan ilçe yöneticileri, Gülnar'ın ilçe olmasını istediler. 3 Haziran 1916 tarihinde yapılan bir törenle Gülnar, resmen ilçe olmuştur.
1067 de Büyük Selçuklu akıncı beylerinden Afşin Bey Anadolu'ya akınlar yapmaya başlamıştır. 1071 Malazgirt Zaferiyle doğudaki Ermeniler güvenli yurt olarak toroslara yerleşmişlerdir. Bu dönemde kalma şarap ve zeytinyağı imal edilen ilkel imalat ocakları bulunmaktadır.
Tarihi adı (Calykadnos) olan Göksu nehrinin batı toprakları 1071 Sultan Alpaslan’ın Malazgirt zaferiyle Anadolu’nun diğer yöreleri gibi Türkmenlere yurt olmaya başlamıştır. Yöre 12 yy sonu ve 13 yy başlarından itibaren Selçuklu sultanlarından Bedrettin Mahmut tarafından Ermenilerden alınarak orta Asya da Balkaş gölü kıyısında Gülnar kentinden gelen Gülnarlılar yerleştirilmiştir.
Gülnar’a bu ismin verilmesinin sebebi; Orta Asya da Balkaş gölü kıyısında Gülnar Kenti vardır.
Horasanlı Ebu Müslim’in isteği üzerine Gülnar Halkının bir kısmı Yahşi Bey’in komutasında Horasan’ın Mevr Kentinin Dörtkuyu Köyüne geldiler.
Ebu Müslim, Halife tarafından öldürülünce Gülnarlılar 12.Yüzyılın başında Anadolu’ya göç etmeğe başladılar. Yahşi Bey’in ölümü üzerine yerine kızı Gülnar Hatun göç edenlere öncülük etmiştir. Gülnar Göçerleri (Yörükleri) Torosları aştıktan sonra, Göksu Irmağının Batı kıyılarına dağılmışlardır.
1235 te Zeyne Köyü Merkez olmak üzere Gülnar Hatun’un ana tarafı Ovacık Yöresi, Baba tarafı ise İshaklar ve Anamur’un Kızılca Köyüne Yerleşmişlerdir. Bir kısmı da geri dönerek Tarsus ve Mersin dağlarının eteklerine dağılmışlardır.
Gülnar Hatun ilk adı “Anaypazarı” diye bilinen ve “Büyükpazar” anlamına gelen şimdiki Gülnar Bölgesini beğendiğinden buraya kendi adını vermiştir.
”Gülnar” adının “Gülünü seven dikenine katlanır” anlamına geldiğini söyleyenlerin yanında İlçede Gül ve Nar’ın çok yetişmesinden dolayı Gülnar denildiği de anlatılmaktadır.
Zeyne Türbesi olarak bilinen Şeyh Ali Semerkandi Türbesi, Beylikler dönemi eseridir. 1529 yılında, Karamanoğlu Kasım Bey tarafından yaptırılmış tek kubbeli mamur bir türbedir.
Gülnar'dan Mut'a giderken 26 'ncı km. de Zeyne (Sütlüce) Kasabasındadır. Geniş bir bahçe içerisinde inşa edilen ahşap çatı örtülü ve ahşap direkli ana geçit kısmına, zaman zaman mezar odalarına ilavesi ile meydana gelmiştir.
Bahçede ise mezarlar bulunmaktadır. Zeyne Türbesi olarak bilinen Şeyh Ali Semerkandi Türbesi, Beylikler dönemi eseridir. 1529 yılında, Karamanoğlu Kasım Bey tarafından yaptırılmış tek kubbeli mamur bir türbedir.
İçinde, Şeyh Ali Semerkandi ile oğlu Zeynel Abidin gömülüdür. Türbenin yanında, taş mihrabı ile dikkati çeken bir cami vardır. Medrese, hamamı ve aşevi ise yıkılmıştır.
Türbe Vakıflar Genel Müdürlüğünce 2010 yılında onarılmış olup ziyarete açık vaziyettedir.
Bir küllüye olması gereken yapı gruplarından sadece türbe ayakta kalabilmiştir. Görünüşte psikolojik rahatsızlığı olan hastaların ziyaret ettikleri ve kurban kestikleri türbenin, külliyenin bir parçası olduğuna dair yazılı bir kaynak bulunamamıştır.
Bu muhterem kişilerin bir diğer kardeşleri olan, Anadolu’da yaşayan büyük evliyalardan Rasullullah (s.a.v) torunlarından Semerkant Buhara ve Taşkent gibi ilim merkezlerinde ilim tahsil etmiş ve 1450 yılında Karamanda vefat etmiş olan Seyyid Ali Sultan-Es Semerkandinin mezarı Karaman’da halk arasında cami Şıh (Şeyh) Ali Sultan Cami olarak bilinen camide bulunmaktadır. Bu cami Gazalpa semtindedir.
Kaynaklar:
1. İçel. Şenol Çelik. TDV İslam Ansiklopedisi. Cilt. 21
2. Onur Kale Yedi yatırlar türbesi Ayalan köyü Gülnar grubu
3. Mersin. Metin Tuncel. TDV İslam Ansiklopedisi. Cilt: 29
4. Evliya Çelebi. Seyahatname. Cilt IX. Sh. 352
5. Charles Texier. Çeviren. Ali Suat. Küçük Asya. Enformasyon ve Dokümasyon Hizmetleri Vakfı. Cilt III. Sh. 482
6. Şinasi Develi. Mersin’e Dair
7. İbrahim Oğuz. Tarsus Şeriyye Sicillerine Göre Mersin Kentinin Kuruluş Öyküsü. Yüksek Lisans Tezi. Mersin Üniversitesi. Mersin. 2006
8. Vital Cuinet. La Turquie d'Asie. Geographie administrative, statistique descriptive et raisonnee de l'Asie mineure. 1892.
9. Herkiil Millas. 20. Yüzyıl Başında ‘Kozmopolit’ Mersin ve Rumların Geçmişe Bakışı
10. Şinasi Develi. Cumhuriyet Öncesi Mersin’de Yerli ve Yabancı Bankalar
11. Saadet Bilir. Emekli Öğretmen. “Merv’den Anay Pazarına Gülnar”