YAYGIN SUÇLARDA DEVLETİN ROLÜ
Osman Nuri KOÇAK
Hukuk Devleti ilkesi ile yönetilen bir ülkede bir fiil, örgütlenmiş, yaygınlaşmış, toplumun bir çok bireyi tarafından içselleştirilmiş bir hale gelmiş ise bunun iki nedeni vardır.
Birincisi;
Tüm bu olanlardan devletin hiç haberi olmamıştır. Tüm istihbarat örgütleri, tüm bürokratik kanallar tıkanmış ve devletin zerre-i miktarda bu meşum ilerleyişten haberi olmamıştır.
Yani devlet yan gelip yatmıştır.
İkincisi;
Bu gelişmelerin tamamından devletin haberi vardır.
Uyarıları ciddiye almamıştır.
Bu ilerleyişten bizzat devlete o gün egemen olanlar yararlanmışlardır. Hatta birlikte iş tutmuşlar ve suç ortaklığı yapmışlardır.
Hatta daha da ileriye giderek, “bitsin artık bu hasret” diyerek, yaygın suçun tepesindeki kadroyu ülkeye davet etmişlerdir.
Her iki durumda da devleti yönetenler hukuken de, vicdanen de sorumludur.
Bir süre sonra da devlet tüm bu işlerden hiç sorumlu değilmiş gibi, kendilerinden başka herkesi çete mensubu gibi gösterme gayretleri hangi hukuk devleti anlayışına uygun olabilir ki. Tabi, bu duruma itiraz edecek hukukçunun da mercekle arandığı bir ülke nasıl bir hukuk ülkesi olabilir ki?
Geldiğimiz nokta iyi bir nokta değil.
Adalet arayışları boşuna değil.
Pilotlarımız eğitecek hocalarımızın bile olmadığı nokta iyi bir nokta değil.
Kuru ekmeğe muhtaç hale getirilerek sokağa bırakılan on binlerce insanımızın olması iyi bir nokta değil.
Devleti elinde tutanlar sorumluluklarını başkalarına atmadan, bu duruma muhalefet edenlerle ciddi bir diyalog kapısı açmak zorundadır.
CHP’yi, Yeni Partiyi çeteleşmeye destek vermekle itham eden bir iktidar gücü böyle bir uzlaşma ve sorunları birlikte göğüsleme çabası içinde olmak istemiyor demektir.
Bugüne dek çatışmayı körükleyerek ve toplumu ayrıştırarak sürekli kaostan yararlanıp ayakta kalmayı beceren bir iktidar, bu durumun sürdürülebilir olmadığını ivedilikle anlamalıdır.
Tüm sistem bozuluyor. Artık düzeltilemez noktasına ulaşırsak karanlık çoktan çökmüş olacaktır.
Aydınlığın maliyeti konusunda ise, karanlığa kaldığımız dönemlere bakmak yeter…
Bunun maliyetini karşılaya bilir miyiz? Buna gerek var mı?