ÜNİVERSİTE (Mİ?)
Osman Nuri KOÇAK
Kanun Hükmünde Kararname ile görevlerinden edilen bilim adamlarının protesto gösterilerine karşı polisin davranışı kanımı dondurdu.
Uzun bir süre haber kanalına baktım kaldım. Ondan sonra gelen haberleri izleyemedim bile.
Düşündüm: Neler oluyor bu ülkede?
Düşündüm. Çoktan beri bilimin içine tükürenler, bu gün sıranın bilim üreticisine geldiğini mi ilan ediyorlardı acaba?
Düşündüm. YÖK ne menem bir kuruluş? Bilimi ve bilim adamlarını giyotine götüren mi yoksa onların haklarını en üst perdeden savunan mı?
Düşündüm. Demokrasimiz nereye sürükleniyor?
Düşündüm. Bilim özgürlüğü kaldı mı ülkemde?
Düşündüm. Üniversiteler uzunca bir süredir bilimin aydınlık yolunu kararlı bir şekilde izliyor mu, yoksa hurafelerin ve cemaatlerin-tarikatların kuşatması altında mı?
Düşündüm. Acaba yarın bütün ülkemin üniversiteleri ve bilim adamları bu olaya nasıl tepki verecekler acaba?
En azından kendisine bilim adamı diyebilenler, yakalarına birer siyah kurdela bağlayabilecekler mi?
Öğrencilerine, iki cümle ile de olsa “Üniversiteler, baskının, faşizmin, totalitarizmin kaynağı olamaz. Çünkü özgürlüklerin baskılandığı bir yerde bilim de özgür olamaz. Özgür bilimin olmadığı yerde ise ilerleme olamaz.” Dediler mi veya diyecekler mi?
Sizler, dün Ankara’ da cop ve gaz yiyen ve çoğunuzun da hocası durumundaki bu insanlara bir şekilde sahip çıkamayacaksanız, bulunduğunuz kurumun üniversite kavramı ile bağdaşabileceğine emin misiniz?
Boynunuzu uzatıp cop sıranızı bekleyecekseniz, bu, ülkemde alışkın olduğum bir durum. Şaşırmam.
Güçlü bir protesto ameliyesi beni şaşırtabilir. Ancak o derecede de mutlu olurum.
O zaman Türkiye’min üniversitelerinin, Atatürk’ ün aydınlık yolunda yürüdüğünü düşünürüm.
O zaman bilimin kılavuzluğundan zerre taviz vermeyen yol arkadaşlarının var olduğunu düşünürüm.
Var mı?