Sabah
haberlerinde izledim. Sağlıkçılar, kendilerini saldırılardan korumak için yakın
dövüş teknikleri öğreniyorlarmış.
İçim
yandı.
Şefkat
ve sevgi dağıtan ellerin ve yüreklerin, karate ameliyesinin sert yumruklarına
dönüşmesi içimi yaktı. Öğrendikleri esasen bir spor olmaktan öte, fiziksel gücü
yönetme sanatı…
Bu
nasıl olacak? Sert ve acımasız olarak…
Ortalama
iki bazen üç yıllık aralar ile bazı kontroller için biraz uzun bir sağlık
yolculuğu yaparım. Bu arada kısa süreli de olsa hastanede yatarım. Bunları
yaptırmak için tercihim Karaman Hastanesidir.
Gazeteci, politikacı ve eğitimci kimliğim nedeniyle,
verilen hizmetin her aşamasını büyük bir dikkat ile izlerim. Sıraya girme, sıra
bekleme, doktorların tavırları ve ilgileri, kan verme, sonuç gösterme ve yatılı
hasta hizmetlerini yürüten hemşirelik ve hastabakıcılık, temizlik işleri
konusunda bireysel gözlemlerim dışında, bazı sorulara cevap almaya çalışırım. (
Asansör veya çok çabuk aşınmış yer döşemeleri ve cam çerçeveleri gibi) Ayrıca,
acil hizmetlerinin kalitesine bakarım uzun uzun.
Tüm bu
gözlemlerim sonucunda hastanemizin nasıl yönetildiği konusunda bir kanaate
varmaya çalışırım.
Şu
günlerde de böyle bir sürecin içinden geçiyorum.
Öğretmen
olarak, tüm yukarıda saydığım ameliyelere bir not vermem gerekseydi mutlaka yüz
üzerinden doksanın üzerinde bir değerlendirme puanı verirdim.
Genelliği
genç olan doktorlarımızın, çok kalabalık bir hasta kitlesine vermeye çalıştığı
hizmeti takdir edemezsek, yapılan işin büyüklüğünü anlamıyoruz demektir. Her
birisi bir ayrı dünya olan, asabisi, sakini, ağır hastası veya birçok yan
sorunları olan yüzlerce insana, onların meşrebince hizmet edebilmeyi kolay bir
iş saymak bizi yanılgıya götürür.
“Efendim,
o da işini yapıyor. O işin tabiatı da bu. İnsanlar hasta ve doğal olarak da
duygusal. Her sakala tarak vuramayacak ise bıraksın gitsin” demek kolay. Siz
hiç böyle bir şeyi denediniz mi? Ayrı ayrı tabiatları ve istekleri olan kişilerle
ve kafanızı kaşıyacak zaman bulamadan hepsi ile güle oynaya ilgilenen bir
işiniz oldu mu?
Bu
insanlar okullarında zaten bu ve benzeri durumlara göre ciddi olarak hazırlanan
insanlardır. Aksaklıkları mutlaka bizden daha iyi görmektedirler. Ellerinden
gelenin azamisini yaptıklarına da eminim. Ama onların da etten, sinirden ve
kemikten olduklarını unuttuğumuz zaman, merhem veya neşter tutan eller, boks
eldiveni giymek zorunda kalırlar.
Karaman
hastanesi, tüm yukarıda saydığım hizmetler ve yığınaklar konusunda, ortalama
bir sağlık merkezinin çok üstünde durmakta.
Hastaneyi
bu hale getiren kişilere ve kurumlara teşekkür ederim. Onlara kalkan eller
kırılsın derim. Onları karate öğrenmeye zorlayan ortamı tel’ in ederim.
Asansörlerin
de yapılmaya başladığını biliyorum. İnşaallah başlangıçta bu konularda kusuru
olanlardan da gerekli hesap sorulmuştur.
Sağlık
çalışanlarının yürekleri hepimize yetecek kadar sevgi dolu.
Sevgi
dağıtması gereken yüz ifadeleri, karatenin ürküten korkunç çizgilerini nasıl
temsil edecekler bilemem ama onları bu işe zorlayan sistemin ivedi olarak son
bulmasını canı gönülden isterim. Onların da, biraz da bizden yana bir sevgiye,
en azından saygıya ihtiyaçlarının olmadığını mı sanırsınız?
Olmaz
mı? Hem de çoook…
Saygı
ile hepsini kocaman yüreklerinden öperim.
Osman Hocam, düşünce ve dileklerinize katılıyorum. Selam ve Sevgilerimle...