Yeryüzü olası çölleşme haritası yapılıyor ve sürekli güncelleniyor.
Bu haritaların birisinde gördüğüm kadarıyla Karaman ve çevresi birinci derece çölleşme alanı. Ülkemizde de tatlı su rezervleri açısından çok sıkıntılı bir yerde.
Yani su yoksulu sınırının altına inmek üzereyiz.
Bundan sonrası su açlığı…
Biz şu anda sürdürdüğümüz tarım politikasında planlı ve radikal değişiklikler bekliyorken, yer altı sularına ikinci ve çok ağır bir yük getiren durumlarla nasıl baş edeceğiz?
Yer altı sularını tehlike ve hatta yaşamı tehdit sınırlarına çeken tarımsal uygulamalar derhal durdurulmalıdır. Konya- Karaman- Niğde- Kırşehir ovalarında hububat tarımına geçilmeli ve devlet çiftçinin ürününe çok ciddi subvansiyonlar uygulamalı, mısır tarımından elde ettiği verimin daha üstünde bir gelir oluşumu sağlanmalıdır.
Geçiş garantili köprüler kadar çiftçiye ve doğamıza değer verebildiğimizi gösterme zamanıdır.
Su, su, su…
Bu konuda yıllardır yazar, çizerim ama geldiğimiz nokta çok kötü. Hele su bulmak için 300 metrenin altına inmeye çalışmak kaybetme olasılığı yüzde doksan olan bir kumar. Oralarda neye rastlayacağımızın bilimsel çalışmaları yapılmadan bunu denemek bile yanlış. Her an tuzlu ve yoğun sodalı bir su katmanı ile karşılaşmak mümkün. Ya da boş bir katman... Her ikisi de baş edilmesi mümkün olmayan sorunlara neden olur. Tuzlu su yukarıya doğru basınç yaptığı zaman tüm sularımızı kaybederiz, boş bir katman çıkarsa da sularımız bir bilinmeze doğru akıp gider. Bilim dünyasından okuduklarım bunlar.
Sudurağı, Yeşildere, Taşkale bölgesi su kullanım izni konusunda hiçbir şey yapmamış. Top arada çok gezmiş ama özellikle Sudurağı bölgesinin gıkı çıkmamış. Hatta sevinenler var. Mısır atıkları değerlenecek ve işçi alımı olacak diye…
Ne şirin bir maske değil mi?
Kentsel atıkların, mısır samanının ve orman temizliğinden elimize kalanların değerlendirileceği savı eksik, veya doğru değil.
Yıllık yakıt gereksinimi 430,000 ton olan bir enerji santrali için hiçbir yer doğru değil ama Karaman hiç değil. Bu durum orman talanına kapı açar.
Mikro partiküllerin insan, hayvan ve bitki sağlığına zararları yıllar içinde görülecektir.
Başka konularda da sakıncalar var. Biraz da sertçe gelen sözde açıklamaların dozu ne olur bilemem ama insanın celladına aşık edilmesi sonucunda yapılamayacak bir şey yoktur.
Ben gene de vicdani aydın sorumluluğumu yerine getireyim. Gerisi hoş…
Yüreğinize, kaleminize sağlık..
Başkanım Tebrik ederim
TEMA Vakfı olarak Çölleşme ve kuraklığa yıllardan beri dikkat çekiyoruz ama Karaman ilinin özel bir onemide var bu konuda Toprak Erozyonunun, Küresel ısınmanın ve İklim değişikliğinin en yoğun yaşandığı il olmasına rağmen Su tüketen ürün konusunu dile getirdiğimiz anda etrafimiz bir anda boşalıp ardimiz sıra bir sürü hakarete uğruyoruz Ama yılmadan usanmadan anlatmaya çare bulmaya devam edeceğiz Karaman TEMA İl Temsilciliğimiz olarak Osman hocam teşekkürler
Hocam yazdıklarınıza aynen katılıyorum böyle giderse içme suyu bulabilmek için km lerce gideceğiz ve bulamayacağız mısır ekimine acilen son verilmesi gerekir diye düşünüyorum selamlar.
Mevcut yönetim anlayışı devam ettiği sürede doğa tahribatının devam edeceğini düşünüyorum. Ülke muhalefetinin de çözüm önerilerini somutlaştırıp tashhüt etmemesi umutlarımızı eritiyor.