“NE GEREK VARDI?” DEMEYİN…
Osman Nuri Koçak
Temel, arkadaşlarına hep, “Hastayum haçan öleceğim galiba” dermiş. Ancak arkadaşları Temel’ in şakacılığına verip pek aldırmazlarmış. Bir gün Temel ölüverir. Herkes şaşırır kalır. “Çok sağlıklı gibiydi” Türünden taaccup ifadeleri içinde mezarını kazmaya giderler. Mezarlığa vardıklarında gördükleri karşısında küçük dillerini yutarlar.
Temel önceden mezarını kazdırmış, mezar taşını başına diktirmiş ve üzerine de “inandınız mı şimdi?” diye yazı bile yazdırmış.
Temel’ in hastalığına inanmayan arkadaşları ders almışlar mıdır bilemem ama biz yıllardır; “Bu iktidar Cumhuriyeti ve onun kurucu felsefesini sevmiyor. O nedenle de her fırsatta onu ve önderlerini önemsizleştiren ve giderek milletten soğutmayı amaçlayan politikalar izliyorlar” diye söyler, yazar, çizer dururuz.
Elbette, her gün kışkırtma ve paranoyalar ile toplumu seçilen bir iktidara düşman etmeye çalışmak demokrasinin geleceği açısından hoş bir durum arzetmez. Türk siyaseti bu konuda yeteri kadar sabıkaya sahiptir. Olmayan tehditleri ve tehlikeleri oluyormuş gibi göstererek kamplaşma yaratmak, toplumsal dirliğimiz açısından esenlikli bir yol değildir.
Ama olanlara karşı üç maymunu oynamak ta “gafletin ve sorumsuzluğun” daniskasıdır.
Bir süredir Atatürk’ ü en hayâsız biçimde aşağılama moda idi. “Atatürkçü olmayı kendime hakaret addederim”diyenlerin revaçta olduğu bir süreci yaşıyorduk. Ülkemizin bir çok yerinde zaten milli bayramlar kutlanır gibi yapılıyor ama kutlanmıyordu.
Hatta ilimizin bir bölgesinde o günler okul bile kapatılarak arazi olunuyordu. Çok yazdık bunları. Ama yeterli desteği arkamızda bulamadık.
Emperyalizmin ülkemizi ve bölgemizi yok etme çabalarının önündeki tek engel olan Mustafa Kemal ebedi olarak insanımızın gönlünden kazınmak isteniyor. Bunu sağır sultan biliyor da, “Âli Türk milleti bir türlü bilemiyor.”
Her türlü saldırıya rağmen milletten yeterince gür ses gelmeyince fiili taarruzlar başladı şimdi.
19 Mayıs Gençlik Bayramları fiilen kutlanamaz hale getiriliyor. Bu bayram stadyumlarda değil de okullarda kutlanacakmış. Zaten yönetmelik te “illa ki stadyumda olacak” demiyormuş.
İyi niyetli AKP’ liler hâlâ “Yahu!Ne gerek vardı ki böyle bir uygulamaya ve işgüzarlığa” diye hoşnutsuzluklarını ifade ediyorlar. Milli Eğitim Bakanlığının bu tebliğini Vaka-i adiyeden bir lüzumsuz iş gibi değerlendiriyorlar. Bizim tepkimizi de aşırı buluyorlar.
Fakat kazın ayağı öyle değil. Yapılan iş sade bir işgüzarlıktan ibaret değil. Ne gerek vardı demeyin, gözden düşürmek amacıyla ve çok gerekli olduğu için yapıyorlar.
Dünya ve özellikle Genişletilmiş Büyük Ortadoğu ve onun merkezinde Türkiye, emperyalizmin üçüncü paylaşım savaşının da hedefindedir. (Birinci ve ikincide de olduğu gibi) Bu nedenle de, “ulus devlet, ulusal sermaye, ulusal rejiler, tam bağımsızlığa dayalı ulusal fikriyatlar, mazlumların hakları konuları” değersizleştirilmeli ve onları değerli kılan Atatürk’ün düşün dünyası tuzla buz edilmeli.
Atatürk, millet ve ulusal özgürlük sevgisinin doruğa çıktığı ve en üst perdeden ifade edildiği ulusal bayramlar da bir şekilde bu değersizleştirmeden nasibini almalı.
Yapılan iş sadece bir bayramın stadyumlardan alınıp okullara sıkıştırılmasından ibaret değildir. İnsanların zihninde giderek “Bu bayram olsa da olur, olmasa da” diye bir kanı yerleştirmek değil midir?
Bence öyledir.
Bu millet ülkemizde teokratik bir üst yapının egemen olmasına izin vermez, vermeyecektir. Lâkin BOP ideolojisi ve onun eşbaşkanları Cumhuriyeti sulandırmaya, tanınmaz hale getirmeye ve Mustafa Kemâl’ i milletin gözünden, gönlünden düşürmeye artan bir gayretle devam edeceklerdir.
Ellerindeki muazzam para güçleri, vakıfları, dernekleri ve dev boyutlardaki medya güçleriyle üzerimize yüklendikçe yükleniyorlar. İslam dünyasına karşı Türkiye’ yi kirli hale getirmeye çalışıyorlar. Ellerimize komşularımızın kanını bulaştırmak istiyorlar. Dünyada ve bölgesinde “mazlumların sesi” olmuş bir Atatürk Türkiye’ si yerine, elleri kirli bir sözde emperyal bir Türkiye yaratmaya çalışıyorlar.
Millet bunları görecektir yakında. Kemâline de, bayramına da, ulusal değerlerine de yeniden sahip çıkacaktır.
Emperyalizm bu bölgede bizi tökezletiyor ama asla yere kapaklanmayacağız.