BEŞİKTAŞ… BEŞİKTAŞ… BEŞİKTAŞ…
Osman Nuri KOÇAK
Uyduruktan bir Galatasaraylıyım…
Çocukluk nostaljisi işte…
Sen şucu ol, ben şucu dönemlerinden kalma…
Köy tipi mahalleciliğin bir armağanı…
Galatasaray da dâhil ne futbolcu bilirim, ne yöneticilerini, ne de futbol ile ilgili kültürüm var.
Bugün Beşiktaşlıyım…
Hem de bütün hücrelerimle ve ruhumla Beşiktaşlıyım…
Liverpool’ ü Avrupa kupasının dışına ittiği için değil…
Harika futbol oynadığı için değil…
Yeni transfer ettiği bir futbolcuyu ne kadar isabetli seçtiği için değil…
Coşkulu, vefalı ve onu hiç yalnız bırakmayan bir taraftar grubuna sahip olduğu için değil….
Ülkemizin reklamını iyi yaptığı için değil…
Belki bunların hepsi için biraz ama asıl…
Milletçe, hepimizi, ortak olarak bir şeye sevindirebildiği için…
Öyle özlemişiz ki her önemli olayda kavga etmeden ortak bir tepki gösterebilmeyi…
Beşiktaş dün gece bunu başardı. Bir millet olduğumuzu hatırlattı bize…
Gözyaşı kanallarımdaki zaafiyet nedeniyle gözyaşı sıkıntısı çekerim. Ona rağmen ağladığımı gördüm. Milletimin ortak sevincine bolca ağladım.
Siyaseti boşverdim… Ayrıştırıyor…
Ticareti boşverdim… Mutsuz ediyor…
Hırslarımı, dünyevi taleplerimi, hayatımı zindan eden günlük gailelerimi boşverdim…
Beşiktaşlı olmamın tadını çıkardım bu gün… Birleştiriyor…
Kendimi çok hafif ve mutlu hissediyorum…
Çünkü azgın boğalar gibi bir birine saldırıp duran herkeste bu göz ışıltılarını görebiliyorum.
Millet olmak bu…
Biz epeydir bu duyguyu unuttuk…
Beşiktaş sayesinde hasret giderdik…
Sen çok yaşa e mi Beşiktaş…