BAŞŞAHLIK Osman Nuri KOÇAK Cumhurbaşkanımız başkanlık istiyor. Gerekçeleri de; “Yönetimde çok başlılık” endeksli. “Çok başlılık nedeniyle hızlı olamıyoruz, eli kolu bağlı bekliyoruz. Parlamento hantal kalıyor, Cumhurbaşkanı Başbakan uyumsuzluğu oluyor, Hukuk elimizi tutuyor ve kararları geç alıyoruz ve o nedenlerle de hizmette ve kalkınmada geç kalıyoruz” anlamında bir meşruiyet çizgisi arıyor ve savını bu çizgiye oturtmaya çalışıyor. Tabii bu gerekçeyle de seçim döneminde -güya tarafsız olarak- bunu bir siyaset platformu olarak kullanıyor. Ben Cumhurbaşkanımızın niye başkan olmaya çalıştığını anlayamıyorum. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde –İnönü de dâhil- onun kadar tek sesli bir yönetici olmadı ki… Şu anda dünyada, Oğulları, kızları siyasette başbakanlar gibi yetkiler kullanan başka başkanlar var mıdır ki? Bir siyasi partide kimin milletvekili olacağına mutlak hükmeden başkanlar var mı acaba? Ülkeyi yönetmekle yükümlü olan Başbakanların, bu gün dediklerinin Cumhurbaşkanı tarafından yarın yalatıldığı bir sistem hangi ülkede var? Her gün, mevcut Anayasayı çiğneyerek parti başkanı gibi muhalefeti hedefine koyan bir başkan nerede var? Yok ve olmaz da… Özellikle ABD türü bir başkanlık sistemi getirilirse bu kullandığı yetkileri rüyasında bile göremeyeceğine göre Cumhurbaşkanımız nasıl bir başkanlık istiyor ki? Hatta “Niye istiyor da” demek lâzım. Yetki feragati istenir mi? Çünkü ABD tipi bir başkan olursa bugün kullandığı yetkileri kullanamaz hale gelir. Türkiye’ yi eyaletleştirmek gibi gizli bir ajandaları yoksa vallahi hiçbir başkanlıkta bu kadar yetki vermezler adama… Eyaletleştirmenin de, ülkemiz özeli için makul bir süre sonra bölünmekle eş anlamlı olduğu, cahil olmayan herkesin malumu olan bir konu… Abdülhamid Han’ın bile bu kadar güçlü ve sınırsız yetkileri yoktu. O zaman Tayyip Bey’ in istediğine, başkanlık denmez, “BAŞŞAHLIK” denir. Tedirginim…