Bu vurdumduymazlık ne kadar sürecek.
Çiftçiler bu yılki hasatlarını kaldırdılar ve kar ve zararlarını bilançolarını çıkarmaya başladılar, bazıları ise gelecek yıl planlarını yaptılar bile...
Herkes planlarında ne kadar kar elde edeceğim hayalleri peşindeler...
Hiç kimse bu topraklar ne kadar daha kuraklığa dayanacak gücü var endişesi taşımıyor.
Az yağışın olduğu bir yılda gelecek yıllar için endişeleniyor insan uzmanlar uyarıyor; Yaşadıklarımız kuraklık değil (kuraklık en az beş yıl hiç yağış alınmaması) yağış azlığı diye açıklıyor böyle giderse kuraklık kaçınılmaz diyorlar.
Karaman’ın yıllık yağış ortalaması 346,3 mm dir En yüksek sıcaklık 39 derece en düşük ise -26,8 derece yağışlı gün sayısı ortalama 71 gün ortalama nispi nem %63 en yüksek yağış 89,8 mm olarak kayıtlara geçmiştir.
Karaman’ın yüz ölçümü 8.678 km olup yüzde dağılımı ise %39 tarım arazileri %21 çayır mera %2 orman %13 oranında diğer alanlar oluşturmaktadır; bu istatistiklere göre hem yağış hem de orman bakımından Karaman Türkiye ortalamalarının altında kalmaktadır;
Bu olumsuzluklara karşın Karaman çiftçisine su tüketimi fazla olan ürünler yetiştirmesi için teşvikler ve özendirmeler yapılmaktadır. Çiftçiler babasından, akrabasından, komşusundan ne duyduysa ne gördüyse onun üretimini yapmaktadır. Bu ise Karaman’da su kıtlığına sebep olmaktadır. Belki de su kuyuları nedeniyle Karapınar’daki gibi obruklar meydana gelecek, ova köylerindeki çiftçiler tarlalarına kurdukları kuyular sayesinde kuraklığı fazla önemsemeyebilirler. Bir gün ‘keser döner sap döner’ misali kuraklıktan meydana gelecek olan zararlar onların başına da bela olur. Bir an önce çiftçiler bilinçlendirilerek katma değeri yüksek ürünler yetiştirmeleri için çalışmaların başlanması gerekir. Çiftçiler üretim maliyetlerinin yüksekliği, pazarlama sorunu ve de iklim şartlarından dolayı harcadığı emeğine karşılık hiç bir kazanç elde edememektedir ve büyük şehirlere göç ederek ana baba toprağını tek etmektedirler. Bu nedenle hem köyler boşalmakta hem de büyük kentlerde eğer iş bulabilir ise fabrikalarda kötü koşullarda asgari ücretle çalışmakta ya da kaçak işçi olarak kötü koşularda çalışarak sefillik içinde yaşamaktadırlar. Bunun sonucunda büyük kentlere uyum sorunu ve yoksulluk eklendiğinde toplumsal sorunlar meydana gelmektedir.
Karaman’ın gelecek yıllarda çöl olmaması ve göç vererek nüfusunun azalmaması için doğamızı korumalıyız, köylülerimize gelir getirici tarım alanlar yaratarak sahip çıkmalıyız.
Tarım ve Orman İl Müdürlüğü zaman geçirmeden harekete geçerek Karaman’ın orman alanlarını Türkiye ortalamasının üstünü çıkarılmalıdır. Karaman da orman alanları hızla çoğalmaktadır. Bir de ova köy yollarının etrafına her iki yönde de fidanlar dikilir ise çobanların yaslanarak gölgesinde sigara içebileceği koyunların gölgesinden faydalanacağı, yabani hayvanların dinlenme noktası olması açısından ayrıca iklim açısından da önemlidir.
Asıl konumuz ise Yeşildere ve Taşkale Ağin de yüzlerce bal üreticisi ve binlerce arı kovanları vardır. Bu nedenle çiftçilerimizin gelir düzeylerini artırmak ve bal çeşitliliğini teşvik etmek için Orman Bakanlığı’na büyük görev düşmektedir; Karamanda bal ormanları kurulduğunu sevinerek öğrendim ve takdir ediyorum ancak bunların yanında ağaçlandırma yapılan korumalı orman ve köylülerin kullanmadığı alanlara iklim şartlarına uygun katma değeri yüksek aromatik bitkiler ekilmelidir Lavanta, Kekik ekilmesi halinde üretilecek ballar hem kalite ve de çeşit açısından çiftçilerin gelirlerini artacaktır.
Tarım ve Orman Bakanlığı Karaman İl Müdürlüğü’ne önerim bir ilki başlatarak, bütün Türkiye ye örnek olacak ana hatlarını aşağıda sıraladığım bir proje yapması.
Ak köprüden başlayan vadinin her iki yamaçlarına Taşkale’den geçerek Kızıllarağini köyüne kadar uzanacak korunaklı alanlara aromatik bitkilerden Lavanta ve Kekik ekilmeli, yaklaşık yirmi yıl her iklim koşuluna dayanıklı, kireçli ve kumlu topraklarda yetişen, yarım metreye kadar kök salan, erozyonu önleyen bir özelliğe sahip olan Lavanta ve yaklaşık yedi yıla kadar dayanabilen aynı özelliklere sahip kekik ekimi yapılarak orman çeşitliliğini artırabiliriz. Bu bitkiler can suyunu verdikten sonra yılda iki üç kez su verilmesinden sonra suya ihtiyacı olmayan ve iki kez hasat edilebilen, haziranda çiçek açarak kasım ayına kadar çiçeklerini muhafaza eden, bu süre sonunda bal oranı yüksek olan çiçeğinden ve yağından faydalanılan bitki türleridir. Sağlık açısından çok büyük faydaları vardır; bu orman arazilerindeki ağaçların aralarına bu bitkilerden ekilmesi Taşkale de ve Yeşildere de ki bal üreticilerine bu arazilere ekilen aromatik bitkilerin bakımları arıcıların ormana koydukları kovan sayısı karşılığı bal üreticilerine kiralanması.
Bu orman arazilerine ekilecek binlerce aromatik bitkilerin gelirleri bu köylerde yaşayan köylülere bir birim oluşturarak eşit bir şekilde dağıtılması muhtarlar tarafından bu üretimlerin gelir paylaşımların denetlenmesi, hem köyden kente göçü önler, köylünün gelir düzeyini artırır hem de orman arazilerinin korunması ve de daha çok yağış almasını sağlayacaktır.
Obruklara düşmeden önlemler alınmalı bu işin lamı cimi yok.