Bazı köyler vardır hayat şartlar ne kadar zorlarsa da bu insanlar doğduğu yerleri terk edemezler.
İşte bunlardan biri de Taşkale de yaşayan Dursun Eryiğit (Tıpır Dursun) ilerlemiş yaşına rağmen köyünü terk etmemiş ekmeğini örgülerden çıkarmaktadır, diğer köyü terk etmeyenlere de büyük saygı duyuyorum, onlarda köyün yok olmasını önlemektedirler.
Dursun teyze benim bildiğim yirmi yıldır el emeği ile hiçbir kişi ve kurumdan sosyal yardım almadan hayatını sürdürmektedir.
Ambarların (Kayadibi) karşı tarafında kurulmuş olan üç sıralı türbinde iki direk arasına germiş olduğu ip üzerine, çamaşır mandallarına astığı, kendi el emeği olan ve şişlerle ördüğü çocuk patiği, çorap, süs heybesi, kese gibi ürünleri unutulmaya yüz tutmuş el ürünlerini satarak geçimini sağlamaktadır, turizm gelirleri için bu gibi insanlar hizmet vermektedir.
Yörenin tarihi dokusuna ters düşmeyecek bir kulübe bu insanlara çok olmasa gerek.
Yöresel giyim tarzı, saygın duruşu ile köyü ziyarete gelen misafirler ve köylü tarafından takdir toplayan bir kişiliği vardır, böyle insanları küstürmemek gerekir.
En büyük sorunu ise idareciler tarafından kendisine sana bu ürünleri satman için daha sağlıklı bir yer yapacağız diye verilen sözlerin yerine getirilmemesi olduğunu ifade etmektedir.
Yaklaşık yirmi yıldır köyüne hizmet etmekte geçimini el sanatları ile sağlamasına rağmen, köye mihmandarlık yapmasına rağmen kendisinin yağmurda, soğukta bu işi sürdürmesi mümkün değildir.
Yetkililerin köylerde yaşamak zorunda olan birkaç insanın dertlerine deva olması gerekir.
Devletimizin köylerde var olma savaşı veren insanlarımızın, özellikle yöresel pazarlar geliştirilmeli köylülerin ürettikleri ürünlere pazarlar bulunmalı ve sorunlarını bir an evvel çözüme kavuşturulmalı yerel yöneticilere daha fazla yetki verilerek yerinde yönetim felsefesi geliştirilmeli.
Bazen çok ince dokunuşlar, yöre halkı için çok büyük kazanımlara neden olur.