Rabbimize hamdolsun.
Bir Ramazan'a daha ermek üzereyiz.
İnşallah gereği gibi ağırlarız hanelerimizde.
Ne mutlu kıymetini bilenlere.
Öncelikle şunu belirtmem gerek.
İslam: Samimiyet dinidir.
Doğruluk ve ihlas dinidir.
Onun peygamberi rahmet elçisidir.
Tam ifadesiyle:
“RAHMETEN LİL ÂLEMİYN”dir.
Ne kadar bahtiyarız ki,
Ümmeti olma çabası içinde ömür tüketiyoruz.
Rabbim kendine kul,
Habibine ümmet olan salihlerden eylesin cümlemizi. AMİİİN.
Kıymetli dostlar.
Bilindiği gibi oruç farz olan bir ibadettir.
Şartları taşıyan her mümine farzdır.
Aslında oruçtaki maksadı anlamak ilk ödevdir.
Hikmeti teşriiyye diyoruz ona.
Yani “Niçin farz kılındı”
Denir ki bu konuda,
Açlık nedir,
Yoksullar nasıl yaşar,
Mahrumiyet ne demektir,
onu yaşayarak öğrenmektir oruç.
Uzuuun düşüncelere dalabilmektir aynı zamanda.
Aylarca,
Belki yıllarca,
Belki de bir ömür böyle nasıl ya-şa-nı-rı düşünmeye koyulmaktır oruç.
Yok'sa yalnızca aç ve susuz beklemek değil şüphesiz.
Kısaca diğer ödevleri hatırlayalım.
Biz'de örf olmuş durumda,
Zekat da genellikle Ramazan'da veriliyor.
Ayrıca Ramazan'a kavuşmanın sevinç bağışı dediğimiz,
fıtır sadakası bu ayda verilir.
Ona Anadolu da "başım gözüm sadakası" da denir.
Bir de oruç tutamayan ihtiyarlar ve hastaların vermeleri gereken fidye vardır ki,
Onun detayları mevcuttur,
okuyarak veya sorarak öğrenmek gerekir.
Fidye ve fıtra iki öğün karşılığıdır günlük.
Alt miktar günlük 40 TL olarak diyanet işleri başkanlığınca belirlenmiş durumdadır.
Üst sınırı açıktır.
Bu malî ibadeti yaparken dikkat etmek gerekir.
Bilindiği gibi bunu,
Üst ve alt yakınlarımıza veremeyiz.
Anne baba, ebe, dede,
Çocuk ve torunlarımız bu cümledendir.
Kardeş, amca, dayı, hala, teyze, yeğen ve sair akraba ile,
Yoksul diğer Müslümanlara verilebilir.
Bunların ihtiyaç sahibi olmaları gerekir.
Bilinen adıyla fakir veya yoksul.
Bizzat kişinin kendine verildiği gibi, hesabına da yaptırılabilir.
Para veya karşılığı olarak verilirse de,
Evlâ olanı, para olarak vermektir.
Zira fakirin ayakkabı ihtiyacı vardır,
siz makarna vermişsinizdir.
Para ile her ihtiyaç temin edilir, ancak diğer emtia ile bu mümkün olmaz malûm.
Verirken fakiri incitmemeye dikkat etmek lazım gelir.
Zekât veya fıtra olduğunun söylenmesi gerekmez.
O niyetle verilmesi yeterlidir.
Hatta bir zarf içinde vermek uygun düşer.
Bunu lütfen kabul buyurun denmesi şık bir davranış olur.
Yeri gelmişken söyleyelim.
Şimdiden yıl içinde vereceğimiz yardımları,
zekat niyetiyle verip,
Yıl sonunda toplam miktardan düşerek,
kalan miktarı vermemiz kâfidir.
Yalnızca midemize değil,
sair organlarımıza da oruç tutturmak,
(Özellikle dilimize sahip olmak)
gayreti içinde olalım derim.
Günlük cedelleşmenin uzağında kalarak,
orucun lezzetini tadabilmek çok güzel olsa gerek.
Âyet meâli ile bitirelim mi.?
Zariyat suresi ayet 19.
Onların (müminlerin) mallarında,
İsteyebilen,
veya (isteyemeyen) mahrumların hakları VARDIR.
Rabbimden bizlere,
Ramazan ve bayram sevinci yaşatmasını niyaz ederim.
Sağlıcakla kalın.