Bu Facebook sürekli ne düşünüyorsunuz diyor ya..
Ben'de her geldiğimde, bunu diyorum.
Neler düşünmüyorum ki...
Ülkeyi üç ayda nasıl düzlüğe çıkaracağımı bile düşünüyorum.
Öyle ya, yurdum insanı her konudan anlar Maşallah.
Eh ben'de öyleyim.
O kadar çok şey öğretti ki, dost bildiklerim.
Derkeeeeen...
Cafer bey'de sizlere ömür.
Allah'ım taksiratını affeylesin.
Mekanı cennet olsun inşallah.
Elli dokuz yaşında hemde.
Bir iki defa karşılaştığımızı hatırlıyorum.
Babası Hasan bey hacı arkadaşım olur.
Acısını paylaşıyor, sabr-ı Cemil diliyorum kendilerine.
Cafer bey'in sıfatı çokmuş.
Sosyete un fabrikası kurucusu.
Yönetim kurulu başkanlığı tabii'ki.
Belediye meclis üyeliği.
Ticaret ve sanayi odası başkanlığı.
Vesaire....
İki gün önce ismâil amca yı yazmıştım.
İlkokul da hizmetli ve emekli.
O kadar.
Seksen dokuz yaşında dâr -ı bekaya göç eyledi.
Tekrâren her ikisine de Allah'tan rahmet diliyorum.
Efendim bendeniz bu dünya hayatını Tren yolculuğu na benzetirim.
Sohbetlerimde sık sık söylerim bunu.
Trenden istediğiniz yerde inemezsiniz malûm.
Müsait bir yerde diye seslenemezsiniz, kaptana.
Burası iyi yeşillikmiş sağa çekte biraz piknik vs....olmaz.
Bilet nereye verilmişse orada ineceksin.
Kayseri bileti ile Kars'a kadar yok öyle.
Garip olanda, bileti kendiniz mürecaatla alamıyorsunuz.
"MÜLKÜN SAHİBİ KARAR VERİYOR ONA".......
Öyle olmasa koskoca Vehbi Koç un torunu Mustafa Koç elli altı (56) yaşında ölürmüydü.
Hem kendi hastahanesinde.
Helikopter avluda.
Özel dr.u başında.
Dediğimiz gibi, mülk sahibi "İN" diyor iniyorsun.
Haaa
Adına bazen sekte-i kalb diyorlar.
Bazen çoklu organ yetmezliği.
Bazen Corona.
Bazen aşıyı ihmal..
Bazen yüksek tansiyon.
Hastahane de bazen soruyorlar.
Kronik bir hastalığınız varmı diye.
Şaka ile karışık, "Ben komple kronik" sayılırım diyorum.
Yaş otuz beş yolun yarısı eder,
diyen arkadaş kırk ikisinde ölmüş derler.
Demem o ki,
Ölen birinin bize anlattığı o kadar çok şey var ki.
Çok fazla nefesini boşa tüketme. Gidene bak gidene...
Cenaze götürülürken,
Ne tekbir, ne konuşmak, ne nasihat.
En makbul amel;
Arasıra taputa bakıp, sessizce tefekkür etmek denir.
Tefekkür, tefekkür, tefekkür...
Hattâ tefekkürsüz, tezekkür boştur diye okumuştum bir yerde.
Yâni zikir yaparsan bile , tefekkür eşliğinde yap der büyüklerimiz.
Dur ve düşün...
"Ey akıl sahipleri ibret alın" der Kur'an-ı kerim.
Rabbim biz'i biz'e bırakma.
Sağlıcakla kalın.
Mustafa UYSAL
Emekli İmam Hatip.
Not Kütüpane, hastane, eczane, kelimelerini her yerde görüyoruz.
Doğrusu: Kütübhane, Hastahane, Eczahane diye biliyorum.
Öğretmen arkadaşlar doğrusunu söylerlerse sevinirim.
Teşekkürler.