Doğruyu söylemek gerekirse ki; gerekir.
Ve ben onun farz olduğuna inanırım.
Bugün yaşadığım bazı şeyleri hayal bile edemezdim.
Meselâ:
1- Doğalgazı ben hiç duymamıştım.
Bugün için (galiba sekiz yıl oldu) yakıyorum.
Tüp denen nesne şimdilik tarih oldu.
2- Boğazın altından yol geçeceğini hayal bile edemezdim.
E şimdi İstanbul'da yaşayanlar geçiyoruz diyorlar.
Hattâ adı tüp geçit galiba.
3- Ayasofya'nın cami olarak açılacağını hayal bile edemezdim.
E bugün açıldığını TV. dende olsa görüyorum.
4- Hava ambulansını hiç duymamıştım.
(Bizim nesil kara ambulansına bile hasret büyüdü. Önce benzin parası sonra ambulans denirdi.)
Şimdi yakından hiç görmesekte,
(Allah'ımda göstermesin)
hava ambulansımız var.
İşte ben bunları hayal bile edemezdim.
Fakat şimdi gördüm ve yaşıyorum.
Emeği geçen herkese bir ömür teşekkür borçluyum.
Hem kendim için hem çocuklarım ve torunlarım için.
Geçelim öbür sayfaya.
Yine ben hayal bile edemezdim.
1- Gün gelipte mazotun yirmi sekiz TL. olacağını.
E bugün yaklaşık bir yıldır o civarlarda.
O'da diğerlerini tetikliyor piyasa resmen yangın yeri.(En azından bizim için)
Gerçi tanıdığım Avrupa emeklisi karı koca var, onlar benden fazla dert yanıyorlar.
2- Ben'im ömrümün yarısı kuyrukta geçti sayılır.
Tüp kuyruğu, benzin kuyruğu, çay kuyruğu gibi, gibi, gibi.
Fakat bu yaşımda ilk defa ekmek kuyruğu görüyorum.
Bunu HAYÂL BİLE EDEMEZDİM.
Şimdi yaşıyoruz.
İki defada kuyruğa girdim.
Hem ekmek almak, hem etrafa kulak vermek için.
3- Gün gelipte bir karpuza otuz beş (35) tl. vereceğimi hayal bile edemezdim.
Bu yazın onu'da verdim.
Hattâ adam'ada söyledim.
Hemşerim bu ne böyle, arsa alır gibi dedim.
Satıcı acı acı gülümsedi.
Gerçi biz ikibin öncesi altı bin TL.ye ıspanak almış insanlarız.
(Altı sıfırlı günlerde.)
Hattâ amca hanımına;
Hatun biz'im düğün dörtbin TL.ye varmıştı.
O ayıkladığın ıspanak altı bin TL dikkat et lütfen demiş denir.
Bu listeyi de uzatmak mümkün.
Fakat gerek olmadığını düşünüyorum.
Ayrıca ben'im huyum söylenip söylenip gitmek değildir.
Aklım erdiği kadar çözüm öneririm.
Meselâ:
Biz'im insanımız herşeye sebep akaryakıt zammını görür.
O zaman üretim ve taşıma için mazot fiyatı beş TL. yapılmalıdır.
(Avrupa'daki renkli mazot uygulaması gibi.)
Dün markette pırasanın üzerinde 14 TL. etiketi gördüm.
Adana'dan gelirmiş, sebep nakliyat diyorlar.
Sıkı bir denetimin şart olduğunu düşünüyorum.
Aynı ürünün yirmi TL. farkla satıldığını görüyoruz.
Sorduğumuzda;
Abi orası bir seferde beş kamyon alır deniyor.
Bitirirken:
Maaşlara sürekli zam yapmak;
Deniz suyu içmeye benzer, içtikçe susarsın.
Zam olarak verilecek parayı,üretim girdilerine harcayın derim.
İşçi çalıştıran işverenler o zammı fiyatlara yansıtıyor.
Ve bunda haklılar diye düşünüyorum.
Bir kısır döngü almış başını gidiyor.
Gidiyor ama iyiye gitmiyor.
Ben'den söylemesi.
Kimseye acı gelmesin bu söylediklerim.
Çünkü "dost acı söyler." diye bir tenbihi var atalarımızın.
Kalın sağlıcakla.