Başlığı izah'la başlayalım.
Arapça, Farsça kelimelerden oluşan Osmanlıca terkip.
Hâl= Durum, vaziyet.
Pür= Dolu.
Melal= Acıklı, Acınası.
Toplarsak: Acınacak durumdaki halimiz diyebiliriz.
Videolar, yazılar vs. alıyorum zaman zaman.
Şu kadar şu duayı okursan bin (1000) şehid sevabı.
Şu tesbihi şu kadar çekersen cennetten şuralar.
Bunun gibi nice kolaycı tavsiyeler.
Aklıma gelmiyor değil.
Yahu bunları çekerken çay vs. içsek bir mahzuru varmı acaba diye.
İki yıl kadar önce bir video izlemiştim.
Şöyle diyordu:
Öteki dünyada melekler birini götürürken bir anda,
Bakın ben filanların filan kolundanım deyince anında bırakırlar.
Kim görmüş.?
Deseniz cevap ne olur bilemem.
Aynı ülkemizde:
"Sen benim kim olduğumu biliyor musun" var'ya.
Tıpkı ona benziyor değilmi.
Geçelim.
Peki Kur'an'ı Kerim ne diyor bu konuda.
"İNSAN İÇİN ÇALIŞTIĞINDAN BAŞKASI YOKTUR." diyor.
Peygamber efendimiz sav. Kızına:
Kızım babayın peygamberliğine güvenme kulluğunu tam yap.
Buyururlar.
Bakınız dinimizde:
Cennet umuduyla,
Cehennem korkusuyla,
İşlerin yolunda gitmesi kastıyla,
Zenginlik maksadıyla,
Vs.vs.vs.
Hiçbir şekilde ibadet yapılmaz.
Yalnızca ama yalnızca:
Allah rızası için ibadet(kulluk) yapılır.
Onun rızası olunca,
ötesinin hepsi olacak demek değilmidir.?
İşin dünya tarafına gelirsek.
Eskiden bir söz vardı bilirsiniz.
Bu adam kafayı "Peynir ekmek le yemiş diye.
KARASAKAL HOCA'm demişti ki,
Adam peynir ekmek kaç lira bilmiyor herhalde.
Vay babam vay diyede ilâve etmişti.
Hocamı aylardır görmüyorum.
Ben tam Adana'da iken hanımı vefat etmiş.
Kendine ve yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Bildiğim bir şey var.
Politika bizim ülkemizde zor iş.
Ve ben'im hiç mi hiç bilmediğim bir iş.
2015 ti galiba.
İddiaya girmiştik bir arkadaşımla,
Ak parti hakkında.
O hızlı muhalifti.
Ben sekiz puan yanılmıştım.
Hattâ o bile iki puan yanılmıştı.
Onun tahmininin bile altında almıştı.
Ve gülerek bana demiştiki:
Hocam sana kıyamam iddiayı unut.
O şimdi çok üst düzey yönetici oldu.
Bense evde beş kilo toz şekerin nasıl 89.90 TL. Olduğunu düşünüyorum.
Ve üç yıldır görüşmüyoruz.
Bizim insanımıza iş beğendirmek dünyanın en zor işi.
Bedava yediği yemeği beğenmez arkadaş.
Adamı beş senede elli yaş kocatırlar.
Helede etrafında münasebetsiz hödükler varsa.
Sen çırpınırsın gece gündüz,
O gideceği düğünü düşünür.
Bitiriyorum.
Yılını hatırlamıyorum.
Ahmet Hıdır beyin reis adayı olduğu seçimdi.
Mekânı insanla dolup taşıyordu.
Çok çok umutluyduk.
Olmadı.
Bir hafta sonra caddeden geçiyordum.
Baktım yalnızca oturuyor.
Girdim ve sordum.
Ne oldu, nerede bu millet.?
Cevap:
Suyu kesilmiş değirmen damı burası hocam.
Bir hatıra:
Doksanlar da Bülent Arınç'ı konferans için getirmiştik.
Eh iyi hatiptir Allah için.
Otogardan Konya'ya uğurluyoruz.
Kola vs. Birşeyler içelim dendi.
Bülent bey:
Süt içelim dedi ve süt içtik.
Dedim'ki:
Bir Karaman'lı ile Ankaralının farkı bu olsa gerek.
Sağlıcakla kalın.