Ben bir orman köylüsüyüm.
Ekim arazisi az, ormanlık alanı çok yere orman köylüsü deniyor.
Eh orman çok olunca balta illâ bilinir.
Baltayı bilen sapını haydi haydi bilir.
Başlıktaki deyimimiz, adam olmayı anlatır bildiğiniz gibi.
Elinden bir iş gelmeyi anlatır.
İşe yarar bir adam olmak demektir bir baltaya sap olmak.
Hatta özelliklede sanatkâr olmayı anlatır ben'ce.
Sanat için "kolda altın bilezik "derdi eskiler.
Bir terzi dünyanın her yerinde terzidir.
Halbuki bir vâli veya milletvekili edirne'den sonra vasıfsız kişidir.
Burayı geçelim.
Bu bir baltaya sap olmayı;
bir kesere sap olmak şeklinde de kullanır bizim insanımız.
İster balta olsun.
İster keser olsun.
İster kazma, ister kürek olsun.
Her hangi bir âlet edevâta sap olmanın belli kriterleri vardır.
Daha doğrusu sap olmak özellik ister.
Her ağaç dalından sap olmaz.
Meselâ söğüt dalından hayatta sap olmaz.
Hatta elinden iş gelmez kişiye sapı söğüt bir kere denir.
Söğüt ağacının kömürüde olmaz.
Çünkü özü sağlam bir ağaç değil.
Ancak yeşil görünümü ve gölgesi harikadır o kadar.
Peki sap olmak özellik ister dedik.
Nedir onlar denirse;
Bir kere sap olacak ağaç düzgün olacak.
Eğriden ne olurki sap olsun.
Evet düzgünlük önemli.
Herşey de, her yerde, her zaman.
Eğrinin hakkı yanmaktır ağaçlarda.
İkinci kriter;
Sağlam olacak sap olacak dal.
Düzgündür fakat kavak dalıdır.
Yine olmaz, onunda özü gevşektir.
Sağlam, dayanıklı, dirençli değildir.
Ondan da olsa olsa kibrit çöpü olur denirdi vaktiyle bize.
O halde sap hangi ağaçtan olur.
Meşeden olur meselâ.
Alıç'tan olur diye biliyorum.
Birkaç ağaçtan daha olur ancak isimlerini ben bilmiyorum.
Ancak sap olmanın şartlarını gayet iyi bilirim.
Bu düzgün ve sağlam ağaç dalları aynı zamanda ağır olurlar.
Hafiften (yeyniden) bir halt olmaz.
Ağır olacak ki kırılmaz diye güven verecek.
Budaksız olmakta önemlidir.
Düzgün, sağlam, ağır, dalda kolay kolay budak olmaz zaten.
Budaklı dal kısmen defolu sayılır.
Sap olacak dalı özellikle ormanda seçer ayırırlar.
Fabrikatör veya herhangi bir iş veren de alacağı elemanı yola durupta almıyor herhalde.
O'da özellik arıyor.
Aslında hayatın her safhasında bu aranır.
Bilhassa evlilik aşamasında.
Meşhur Konya türküsünde ne deniyordu.?
"Ezmeyinen, ezmeyinen.
El adama kızmı verir,
Hoydur, hoydur gezmeyinen."
Öyle ya ilk sorulardan biri.
Damad efendi ne iş dutar.?
Ne iş olursa yapar diye bir meslek olmadığına göre.
O soruya hazırlık lı olmak gerekiyor galiba.
Bunca sözü niye ettim peki.
Son sınavların birinde doksan kusur bin gencimiz sıfır çekmiş.
Okumuşlarda işsizlik galiba yüzde otuzlara yakın.
Bu çocukları ilköğretimden itibaren sanata yönlendirmek şarttır diye düşünüyorum.
Avrupa'da öyle diye biliyorum.
İşsiz adam, aşsız adam demektir.
Aşsız adam aç adam demektir.
Aç adamdan dürüst olmasını bekleyemezsiniz.
Hâsıl-ı kelâm,
Bu ülkenin "TAHSİLLİ" mobilyacısı,
Besicisi, çiftçisi, duvarcısı vs.vs. olsun demek istiyorum.
Sağlıcakla kalın.