SONBAHARI BEKLERKEN Ramazan EROĞUL Tatlı bir yorgunluk vardır üzerimizde, sonbaharı beklerken. Çünkü kocaman bir yaz mevsimini bırakmışızdır ardımızda. Dallardaki yapraklar da artık taşıyamayacaklarına kanaat getirdikleri vücutlarını intihara zorluyor bir bir. Ve toprağa kavuşmanın hemen arefesinde son kez bakıp hayranlıklarını haykırıyorlar güneşe kendi lisanlarıyla. Her ne kadar şimdiki hallerinin altında güneşin bir köhne dalga misali hırçın oluşu varsada. Sararmış bedenleri toprakla buluşunca, daha önceden gidenlere kavuşma heyecanı mı var içlerinde, bıraktıklarını özleyecek olmanın hasret yangını mı bilinmez. Ve şak şak olmuş kara toprak da yağmura susar kaç zamandır. Aslında, çoğunlukla kendisi için değil yağmur duasına çıkmaları. Bağrındaki çiçek, böcek tüm canlılara bir anne şevkatiyle ister o rahmet damlalarını. Bu canlılar her mevsim kamburu olurda, onun gıkı çıkmaz. Dilinde bir dörtlük vardır hep sonbaharı beklerken; “ Bu yağmur, kanımı boğan bir iplik, Tenimde acısız yatan bir bıçak. Bu yağmur yerde taş ve bende kemik, Dayandıkça çisil çisil yağacak.” der ve bekler rahmeti, ahşap pencerelerinden. İnsanlar ise bu olup bitenden pek haberdar değildir. Ama çocukların istisna olduğuna inanırım ben. Bir parkta yerden aldığı yaprağı küçük havuzun içine attıktan sonra ona el sallayıp; - Hoşça kal, yarın yine görüşürüz.- deyip şirin bir tebessümle annesine koşan çocuğu gördüm göreli bu durum hep böyledir. Sonbaharı beklerken, evlerin çocukları biraz daha sıkı giyindirilir ki bu pek hoşlarına giden bir durum değildir. Dünya derdi adına pek bir şey tatmadıklarından afacanlık yaparlar amansızca. Evlerin anneleri geçen yazdan, gelecek kışın tüm hazırlığını yapmıştır.Belki de en mesut yorgunluk onlardadır. Ama öylesine düşüncelidirler ki, belli etmezler kimseye o yorgunluklarını. Yine de dört dönerler evde her şey yolunda gitsin diye. Ancak gözlerinin içine bakınca anlarsınız kaygılarını. Evlerin babaları, sonsuz kredileriyle hep sevecendirler. Eşini ve çocuklarını mutlu etmek için yorgunluk bilmezler mevsimler boyu. Kalplerindeki o heyecan hep tazedir. Kanaatimce; yapraklar, toprak ve insanlar hep aynı duygusallıktadır. Ve her biri fark ettirmeden ötekilerine daima diğerlerinin mutluluğu için çabalar. Bu hep böyledir. Hem yazı yaşarken, hem sonbaharı beklerken.