HADİS METODUNUN KUR'ANDAKİ KAYNAĞI
Muzaffer CAN
Önce kısaca açıklayalım: Aslında bu "Hadis ilmi" olup iki ilmi kapsamına alır. İlki, hadisin metninin ilmidir ki, esas maksatta burasıdır. Burası hadisin konusuna girer. İkinci kısım, hadis sahih veya zayıf olduğu kesinleşinceye kadar ona ulaşan yolları ravileri incelemektir. Buna usul /metodoloji ilmi denilir. Bu kısım fürü'a girer, ama dinde asıl olan hadisin metnini o belirler. Usul kitapları da direk kuralları anlattığı için, hadisi kültür bazında öğrenmek isteyenler bir türlü bu problemi çözemez ve fikirler arasında bocalar dururlar. Bu yazıda ele almak istediğim budur. Allah İbrahim suresinde şöyle buyuruyor:
﴿ أَلَمْ تَرَ كَيْفَ ضَرَبَ اللَّهُ مَثَلًا كَلِمَةً طَيِّبَةً كَشَجَرَةٍ طَيِّبَةٍ أَصْلُهَا ثَابِتٌ وَفَرْعُهَا فِي السَّمَاءِ (24) تُؤْتِي أُكُلَهَا كُلَّ حِينٍ بِإِذْنِ رَبِّهَا وَيَضْرِبُ اللَّهُ الْأَمْثَالَ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ (25) وَمَثَلُ كَلِمَةٍ خَبِيثَةٍ كَشَجَرَةٍ خَبِيثَةٍ اجْتُثَّتْ مِنْ فَوْقِ الْأَرْضِ مَا لَهَا مِنْ قَرَارٍ (26) يُثَبِّتُ اللَّهُ الَّذِينَ آَمَنُوا بِالْقَوْلِ الثَّابِتِ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَفِي الْآَخِرَةِ وَيُضِلُّ اللَّهُ الظَّالِمِينَ وَيَفْعَلُ اللَّهُ مَا يَشَاءُ (27 görmedin mi Allah, güzel kelimeyi, kökü sabit, dalları semada olan bir güzel ağaca benzediğini nasıl darbı misal verdi, (O ağaç) Rabbinin izniyle her an meyvesini verir, Her halde (ve durumda) anımsarlar (diye) Allah insanlara örnekleri böyle verir ve Allah dilediğini yapar. Kötü kelime de toprağın üstünden koparılmış kararsız bir kötü ağaç gibidir. Allah iman edenleri dünya hayatında ve ahirette köklü söz ile sağlamlaştırır, zalimleri saptırır, ve Allah dilediğini yapar.
Bu ayetler görünüş itibarıyla Kur'andaki terbiyeyi bilhassa da konuşma edebini ele alır, aynı anda başka bir şeye de delalet eder, ama zahiri anlamına hiç zarar vermez, konumuzda budur. Şimdi Allah 1- güzel kelimeyi gazel bir ağaca benzetiyor, 2- Ağacın yerde sağlam bir kökü var, 3- Ağacın gövdesi var, 4- Ağacın havada dalları var, 5- Rabbininin izni ile her an (her mevsim) meyve veriyor. 6- Allah bir birine benzemez sandığımız, birisi et öteki odun olan şeyleri hayret feza bir benzetme yapıp onu da her hâlükarda kendisini anımsayalım. 7- Bu yardım edişinin sebebini açıklamaz zira sebepler kullara ait bir yükümlülüktür. O dilediğini yapan yaptığından sorulmayan bir Allah’tır.
1- Kötü sözü kötü bir ağaca örnek veriyor. 2- Köküyle beraber değil toprağın üstünden koparılmış atılmış. 4- Artık kararı kalmamış durma imkanı kalmayınca rüzgar onu bir o yana bir bu yana sallayıp duruyor. 5- Allah dünya hayatında ve ahirette kökü olan söz ile müminlerin yerini sağlamlaştırıyor. 6- Dünyalarını kendi yaptıklarıyla karartarak zalim olanları da kötü söz ile cezalandırıyor. 7- Bütün olanlardan mesul olan da iradesi ile kötüyü seçenler oluyor.
.
Şimdi kısaca tahlil edelim: Söz insana kaimdir, illa söz ile olacak, ağzımızın yemeğe bir kere ihtiyacı varsa, konuşmağa yüz kere ihtiyacı vardır. İşte söz laf olunca ağızdan çıkar, ama geldiği bir yer vardır. Senin ağzına gelmeden önce onu alacağın kimseyle iyi bir alakan olması gerekir ki o söz sana gövdelik yapan yerden gelebilsin. sonra sende ötekine aynen değişemeden nakledilsin. Oradan ağaç dalının ayrı ayrı olduğu gibi değişik insanlara geçsin. Ama o söz duyana her an yararlı olsun.
Kötü söz ise kökünden koparılmış olacak, sözü ilk defa kimin ortaya attığı bilinmeyecek, rüzgarın önüne kattığı bir kuru ot gibi savrulup duracak, ne sözün sahibine ne de dinleyenlere faydası olacak. Aksine her kötülüğün kaynağı her fitnenin yayıcısı her kıtalin sebebi bu köksüz laf olmaktadır. Yarın bu konuyu biraz daha açacağız, İnşallah.