İşte yolumuz
DOĞRU YOL / SIRAT-I MÜSTEQÎM -3-
Muzaffer CAN
a-Bu yolun nicelikleri:
Sırat-ı müsteqîm olan bu yolun ilk özelliği, bu yolu bizim için Allahımızın seçmiş olmasındadır. Kulların bunda hiçbir müdahalesi yoktur. Aynen yaratılışımız gibi olup, “vay ben dünyayı değil marsta yaratılmayı istiyordum” demeğe hakkımız olmadığı gibi, ben başka yol seçecektim demeye de hakkımız yoktur. İsteyerek veya istemeyerek onun seçtiği yoldan gitmeye mecburuz. Zira oraya giden başka yol yok. Ancak o yolu cennet ya da cehennem yoluna çevirmek senin iradeden altındadır.
والذين جاهدوا فينا لنهدينهم سبلنا “Bizim için cihat edenleri kesinlikle yollarımı hediye
ederim” (Ankebut 69) ayetindeki “yollarım” ifadesinin çoğul olması bizi yanıltmasın. Bu, Allah yoluna cihat edenler çoğul olduğundan fiili de çoğul gelmiştir. Yani her kesin gittiği yollara nispetle "çoğuldur”, Yoksa Allahın yolu bir tanedir. Diğerleri Peygamberimizin ifadesiyle “şeytanların çağırdığı yola benzeyen şeylerdir.
Yeri gelmişken burada sıkça geçen “hidayet” ve “dalalet” kelimelerini kısaca açıklamalıyım. Kanaatimce bilhassa batı ile kültür alış verişine fazla daldığımızdan bunları da batının değerlendirmesine göre kabul ettiğimizden dolayı tam doğru olarak anlayamadık, kullanırken de bir takım ön kabullerimiz onu doğru değerlendirmemize engel oldu.
Hidayet iyilik yolunun aydınlatılması, dalalet de kötülüğün iyilik imiş gibi takdim edilmesidir. İyiliği Allah ve onun izin verdiği Rasülleri iyi gösterirken (bak Kasas 56, Şura 52) kötülüğü de şeytan ve insan ve cinden şeytanın yolunu seçenlerin teşvik ettiği gayet net olarak bir çok ayetin delaleti ile anlaşılmaktadır. (Furkan 17, Muhammed 25) Yani hidayet bir insanı zorla cennete koymak değil, dalalet te insanı zorla cehenneme katma değildir. Her iki yola teşvik edenler vardır, Mevlamız Mevlalığını gösterir, şeytan da şeytanlığını.. Ama kul kendine yapılan bu çağrılara hür iradesi ile karşılık verecektir.