HİCRETLE İLGİLİ AYETLER
Mahmut TOPTAŞ
إِنَّ الَّذِينَ آَمَنُوا وَالَّذِينَ هَاجَرُوا وَجَاهَدُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ أُولَئِكَ يَرْجُونَ رَحْمَةَ اللَّهِ وَاللَّهُ غَفُورٌ رَحِيمٌ (218)
Bakara 218- Şüphesiz iman edenler, hicret edenler, Allah yolunda cihat yapanlar, işte onlar Allah'ın rahmetini umarlar. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.
فَاسْتَجَابَ لَهُمْ رَبُّهُمْ أَنِّي لَا أُضِيعُ عَمَلَ عَامِلٍ مِنْكُمْ مِنْ ذَكَرٍ أَوْ أُنْثَى بَعْضُكُمْ مِنْ بَعْضٍ فَالَّذِينَ هَاجَرُوا وَأُخْرِجُوا مِنْ دِيَارِهِمْ وَأُوذُوا فِي سَبِيلِي وَقَاتَلُوا وَقُتِلُوا لَأُكَفِّرَنَّ عَنْهُمْ سَيِّئَاتِهِمْ وَلَأُدْخِلَنَّهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ ثَوَابًا مِنْ عِنْدِ اللَّهِ وَاللَّهُ عِنْدَهُ حُسْنُ الثَّوَابِ (195)
Al-i Imran 195- Rableri onlara şöyle cevap verdi: "Sizden erkek ve kadından amel eden hiçbir kimsenin amelini boşa çıkarmayacağım. Siz birbirinizdensiniz. Hicret (göç) eden, yurtlarından çıkarılan, benim yolumda eziyet çeken, harbeden ve öldürülenlerin kötülüklerini mutlaka örteceğim ve mutlaka onları, Allah katından bir mükâfat olmak üzere, altından ırmaklar akan Cennet¬ere koyacağım. Mükâfatın güzeli, Allah katındadır."
وَدُّوا لَوْ تَكْفُرُونَ كَمَا كَفَرُوا فَتَكُونُونَ سَوَاءً فَلَا تَتَّخِذُوا مِنْهُمْ أَوْلِيَاءَ حَتَّى يُهَاجِرُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ فَإِنْ تَوَلَّوْا فَخُذُوهُمْ وَاقْتُلُوهُمْ حَيْثُ وَجَدْتُمُوهُمْ وَلَا تَتَّخِذُوا مِنْهُمْ وَلِيًّا وَلَا نَصِيرًا (89)
Nisa 89- Onlar, kendileri inkâr ettikleri gibi sizin de inkâr etmenizi, onlarla denk olmanızı isterler. Onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar, onlardan dost ve yönetici edinmeyiniz. Eğer yüz çevrirlerse onları yakalayın, nerede bulursanız onları öldürün. Onlardan dost ve yardımcı edinmeyin.
إِنَّ الَّذِينَ تَوَفَّاهُمُ الْمَلَائِكَةُ ظَالِمِي أَنْفُسِهِمْ قَالُوا فِيمَ كُنْتُمْ قَالُوا كُنَّا مُسْتَضْعَفِينَ فِي الْأَرْضِ قَالُوا أَلَمْ تَكُنْ أَرْضُ اللَّهِ وَاسِعَةً فَتُهَاجِرُوا فِيهَا فَأُولَئِكَ مَأْوَاهُمْ جَهَنَّمُ وَسَاءَتْ مَصِيرًا (97) Nisa 97- (Mücahitlere katılmayarak) kendilerine zulmedenlerin canlarını melekler alırken: "Nerede idiniz" (niçin mücahitlerle beraber değildiniz?) dediklerinde, "Biz yeryüzünde güçsüzdük" dediler. Melekler de: "Allah'ın arzı geniş değil miydi? Oralara hicret etseydiniz ya" dediler. İşte onların sığınağı cehennemdir. O ne kötü dönüş yeridir.
إِلَّا الْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالنِّسَاءِ وَالْوِلْدَانِ لَا يَسْتَطِيعُونَ حِيلَةً وَلَا يَهْتَدُونَ سَبِيلًا (98)
Nisa 98- Ancak (mücahitlere katılmaya) yol bulamayan, çareye gücü yetmeyen erkeklerden, kadınlardan ve çocuklardan güçsüz olanlar müstesna.
فَأُولَئِكَ عَسَى اللَّهُ أَنْ يَعْفُوَ عَنْهُمْ وَكَانَ اللَّهُ عَفُوًّا غَفُورًا (99)
Nisa 99- Allah'ın onları afvetmesi umulur. Allah afvedici ve bağışlayıcıdır."
وَمَنْ يُهَاجِرْ فِي سَبِيلِ اللَّهِ يَجِدْ فِي الْأَرْضِ مُرَاغَمًا كَثِيرًا وَسَعَةً وَمَنْ يَخْرُجْ مِنْ بَيْتِهِ مُهَاجِرًا إِلَى اللَّهِ وَرَسُولِهِ ثُمَّ يُدْرِكْهُ الْمَوْتُ فَقَدْ وَقَعَ أَجْرُهُ عَلَى اللَّهِ وَكَانَ اللَّهُ غَفُورًا رَحِيمًا (100)
Nisa 100- Kim, Allah yolunda hicret ederse, yeryüzünde yerleşecek çok yer ve bolluk bulur. Kim, evinden Allah'a ve Rasülüne muhacir olarak çıkarsa, sonra da ölüm kendisine erişirse, muhakkak onun sevabı Allah'a düşer. Allah, bağışlayıcı ve esirgeyicidir.
إِنَّ الَّذِينَ آَمَنُوا وَهَاجَرُوا وَجَاهَدُوا بِأَمْوَالِهِمْ وَأَنْفُسِهِمْ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالَّذِينَ آَوَوْا وَنَصَرُوا أُولَئِكَ بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ وَالَّذِينَ آَمَنُوا وَلَمْ يُهَاجِرُوا مَا لَكُمْ مِنْ وَلَايَتِهِمْ مِنْ شَيْءٍ حَتَّى يُهَاجِرُوا وَإِنِ اسْتَنْصَرُوكُمْ فِي الدِّينِ فَعَلَيْكُمُ النَّصْرُ إِلَّا عَلَى قَوْمٍ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَهُمْ مِيثَاقٌ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرٌ (72)
Enfal 72- Şüphesiz iman edenler, hicret edenler, malları ve canlarıyla Allah yolunda cihat edenlerle onları barındıranlar ve onlara yardım edenler, birbirlerinin dostlarıdırlar. İman edip de hicret etmeyenler, hicret edinceye kadar sizin onlara hiçbir şekilde velayetiniz yoktur. Eğer din konusunda sizden yardım isterlerse, sizin yardım etmeniz gerekir. Ancak aranızda antlaşma olan bir kavim aleyhinde değil. Allah yaptıklarınızı görür.
وَالَّذِينَ كَفَرُوا بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ إِلَّا تَفْعَلُوهُ تَكُنْ فِتْنَةٌ فِي الْأَرْضِ وَفَسَادٌ كَبِيرٌ (73)
Enfal 73- Kâfirler de birbirlerinin velisidirler. Eğer siz bunu (yardımı) yapmaz¬sanız yeryüzünde fitne ve büyük bir fesat olur.
وَالَّذِينَ آَمَنُوا وَهَاجَرُوا وَجَاهَدُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالَّذِينَ آَوَوْا وَنَصَرُوا أُولَئِكَ هُمُ الْمُؤْمِنُونَ حَقًّا لَهُمْ مَغْفِرَةٌ وَرِزْقٌ كَرِيمٌ (74)
Enfal 74- İman edenler, hicret edenler, Allah yolunda cihat edenler ve onları barındıranlar ve yardım edenler, işte onlar gerçek mü'minlerdir. İşte onlar için mağfiret ve tükenmeyen rızk vardır.
وَالَّذِينَ آَمَنُوا مِنْ بَعْدُ وَهَاجَرُوا وَجَاهَدُوا مَعَكُمْ فَأُولَئِكَ مِنْكُمْ وَأُولُو الْأَرْحَامِ بَعْضُهُمْ أَوْلَى بِبَعْضٍ فِي كِتَابِ اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ (75)
Enfal 75- Bundan sonra, iman edip de hicret edenler ve sizinle beraber cihat edenler, işte onlar sizdendirler. Zevi-l-erham/Akrabalar (mirasta) Allah'ın kitabında birbirlerine daha lyıktırlar. Şüp-hesiz Allah her şeyi bilendir.
أَجَعَلْتُمْ سِقَايَةَ الْحَاجِّ وَعِمَارَةَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ كَمَنْ آَمَنَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآَخِرِ وَجَاهَدَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ لَا يَسْتَوُونَ عِنْدَ اللَّهِ وَاللَّهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ (19)
Tevbe 19- (Ey Müşrikler!) Siz, hacıları sulamayı Mescid-i Haram'ı ta'mir etmeyi, Allaha ve âhirete iman eden ve Allah yo¬lunda cihat eden gibi mi kabul ediyorsunuz? Allah katında bunlar eşit değildir. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.
وَالَّذِينَ هَاجَرُوا فِي اللَّهِ مِنْ بَعْدِ مَا ظُلِمُوا لَنُبَوِّئَنَّهُمْ فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً وَلَأَجْرُ الْآَخِرَةِ أَكْبَرُ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ (41)
Nahl 41- Zulme uğradıktan sonra Allah yolunda hicret edenleri dünyada güzel bir yere yerleştireceğiz. Ahiretin mükâfatı ise daha büyüktür. Keşke bilselerdi.
الَّذِينَ صَبَرُوا وَعَلَى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ (42)
Nahl 42- Onlar, sabredenler ve Rablerine tevekkül edenlerdir.
ثُمَّ إِنَّ رَبَّكَ لِلَّذِينَ هَاجَرُوا مِنْ بَعْدِ مَا فُتِنُوا ثُمَّ جَاهَدُوا وَصَبَرُوا إِنَّ رَبَّكَ مِنْ بَعْدِهَا لَغَفُورٌ رَحِيمٌ (110)
Nahl 110- Sonra şüphesiz Rabbin, işkenceye uğratıldıktan sonra hicret eden, sonra cihat edip sabredenlerin yanındadır. Şüphesiz Rabbin bunlardan sonra ğafur'dur, rahîm'dir.
وَنَجَّيْنَاهُ وَلُوطًا إِلَى الْأَرْضِ الَّتِي بَارَكْنَا فِيهَا لِلْعَالَمِينَ (71)
Enbiya 71- Onu (İbrahim'i) ve Lût'u alemler için mübarek kıldığımız yere (hicret ettire¬rek) kurtardık.
وَالَّذِينَ هَاجَرُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ ثُمَّ قُتِلُوا أَوْ مَاتُوا لَيَرْزُقَنَّهُمُ اللَّهُ رِزْقًا حَسَنًا وَإِنَّ اللَّهَ لَهُوَ خَيْرُ الرَّازِقِينَ (58)
Hac 58- Allah yolunda hicret eden sonra öldürülen veya ölenlere gelince elbette Allah onları güzel rızkla rızklandıracaktır. Şüphesiz Allah, rızk verenlerin en hayırlısıdır.
لَيُدْخِلَنَّهُمْ مُدْخَلًا يَرْضَوْنَهُ وَإِنَّ اللَّهَ لَعَلِيمٌ حَلِيمٌ (59)
Hac 59- Onları hoşlanacakları yere sokacaktır. Allah her şeyi bilendir, Halim'dir.
وَلَا يَأْتَلِ أُولُو الْفَضْلِ مِنْكُمْ وَالسَّعَةِ أَنْ يُؤْتُوا أُولِي الْقُرْبَى وَالْمَسَاكِينَ وَالْمُهَاجِرِينَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَلْيَعْفُوا وَلْيَصْفَحُوا أَلَا تُحِبُّونَ أَنْ يَغْفِرَ اللَّهُ لَكُمْ وَاللَّهُ غَفُورٌ رَحِيمٌ (22)
Nur 22- Sizden fazilet ve servet sahibi olanlar, yakınlara, fakirlere ve Allah yolunda hicret edenlere (bir şey) vermemeye yemin etmesinler. Afvetsinler ve görmezlikten gelsinler. Allah'ın sizi afvetmesini sevmez misiniz? Allah Ğafur'dur, Rahîm'dir.
فَآَمَنَ لَهُ لُوطٌ وَقَالَ إِنِّي مُهَاجِرٌ إِلَى رَبِّي إِنَّهُ هُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ (26)
Ankebut 26- Lût, Ona (İbrahim'e) iman etti ve "Ben Rabbime hicret ediyorum, şüphesiz O Aziz'dir, Hakim'dir" dedi.
وَالَّذِينَ تَبَوَّءُوا الدَّارَ وَالْإِيمَانَ مِنْ قَبْلِهِمْ يُحِبُّونَ مَنْ هَاجَرَ إِلَيْهِمْ وَلَا يَجِدُونَ فِي صُدُورِهِمْ حَاجَةً مِمَّا أُوتُوا وَيُؤْثِرُونَ عَلَى أَنْفُسِهِمْ وَلَوْ كَانَ بِهِمْ خَصَاصَةٌ وَمَنْ يُوقَ شُحَّ نَفْسِهِ فَأُولَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ (9)
Haşr 9- Onlardan (Muhacirlerden) önce yurda (Medine'ye) yerleşen ve iman sahibi olanlar (Ensar) kendilerine hicret edenleri severler ve (Muhacire) verilen (ganimet)ler konusunda yüreklerinde bir ihtiyaç duymazlar ve ihtiyaçları olsa bile onları (Mühacirleri) kendilerine tercih ederler. Kim, nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.”