HEPİMİZ AYNI MEKTEBİN ÇOCUKLARIYIZ
Mahmut TOPTAŞ
Yedi milyar insan, Adem aleyhisselamın çocuğudur.
Kimim kimsem yok demeyelim.
Yedi milyar peygamber çocuğu var diyerek hepsiyle bağlarımızı hatırlayalım.
Azanlar, azdıranlar vardır ama yanlış yapan kardeşiniz gibi biliniz ve yanlışını düzeltmeye yardım ediniz.
Yedi milyar adem oğlu bu dünya okulunda imtihan salonunda sorularak cevap vermekle yükümlü.
Hepimiz aynı salonun öğrencileriyiz.
Köy veya mahalle okulunun duvarlarında eğitici matbu resimler, yazılar, haritalar olduğu gibi, dünya salonunun tavanında inci gibi, papatya gibi güneş, ay, ve yıldızlar, masmavi atlasın üzerine saçılıvermiş gibi dururlarken herkes her bakışında kendi kültür kabı kadar dersini onlardan alırlar.
Onun için Rabbimiz Kur’an-i Keriminde, güneşe, aya, yeryüzüne, dağlara, denizlere ve özetle yaratılan her şeye “Ayet” kelimesini kullanmış.
Yani bizi eğiten araçlar bunlar.
Bir de Kuran’ın her cümlesi için “Ayet” demiş ve Kur’an-i Keriminde altı bin küsur ayeti indirmiş Rabbimiz.
Tabiat ayetleri ile Kur’an ayetlerinin her biri bütün insanlığın eğitimi içindir.
Sevgili peygamberimiz, sabah namazı için uyandığında gökyüzündeki yıldızlara dikkatle bakar ve şu ayeti okurmuş:
وَلِلَّهِ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَاللَّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ
“Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah'a aittir. Allah, her şeye kadirdir.
إِنَّ فِي خَلْقِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَاخْتِلَافِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ لَآَيَاتٍ لِأُولِي الْأَلْبَابِ
“Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardından gelişinde, akıl sahipleri için âyetler (ibretli deliller) vardır.
الَّذِينَ يَذْكُرُونَ اللَّهَ قِيَامًا وَقُعُودًا وَعَلَى جُنُوبِهِمْ وَيَتَفَكَّرُونَ فِي خَلْقِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ رَبَّنَا مَا خَلَقْتَ هَذَا بَاطِلًا سُبْحَانَكَ فَقِنَا عَذَابَ النَّارِ
“Onlar (akıl sahipleri) ayakta, otururken, yanları üstünde (yatar) iken Allah'ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı hakkında düşünürler: "Ey Rabbimiz, sen bunları boşuna yaratmadın, sen münezzehsin, bizi ateşin azabından koru." (derler) (Al-i Imran süresi ayet 3/189-191)
Siz, de sizi tanıyanların yıldızısınız. Tanıdığınız herkesi kendinizin yıldızı kabul ediniz.
Kaybolan yıldızlar gibi, bulutun kararttığı yıldızlar gibi bazen ışıkları kararsa da bulut arkasında kalan güneş gibi bilelim onları ve gönüllerini karartan kara bulutları kovmak için gülen ve güzel kokulu kelimeler söyleyen dillerle yanlarına varalım.
“Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar” hiç biri diğerine zarar vermeden, yolunu kesmeden, gölge etmeden Rabbin takdir ettiği çizgide yollarına devam ederlerken yıldızlar toplluğu meydana getirirler ve dünyamızın süsü olurlarken yolculara da yol gösterirler.
Biz de milyonların içinde yalnızız ama herkes kendi bilgisi, ilgisi oranında yolunu Rabbin kuralları içinde çizmeli ve hiçbir yaratılmışa zarar vermeden yoluna devam ederken gökyüzünün süsü olmalı.
Milyarlarca dal, diğer dallara zarar vermediği gibi milyarlarca kol da, diğer kollara zarar vermemeli.
Bayramları, Cumaları, cemaatle kılınan beş vakit namazları, doğumları, düğünleri, cenazeleri…gibi toplu yaptığımız eylem ve amelleri vesile bilerek doğrularımızı destekleyecek, yanlışlarımızı köstekleyeceğiz.
Rabbimizin emri doğrultusunda hareket eden tabiat, her nefes verişinde bize hayat sunarken, biz de her nefesimizin, çıkardığı her kelimemizle insanlığa ve bütün yer ve göktekilere mutluluk saçalım.
Kan içmekten, gözyaşı akıtmaktan, alınteri sömürmekten zevk alanlara, bunun aksinin, yani kanlandırmanın, canlandırmanın, gözleri güldürmenin, alınterini değerlendirmenin verdiği mutluluğun daha zevkli ve bu zevkin daha devamlı olduğunu gösterdiğimiz gibi kabir ötesinde de devam edeceği anlatılmalı.
Bayramı vesile ederek bütün akrabalın hepsini ziyaret ediniz.
“Amcam gavur oldu” derseniz yine de ziyaret ediniz, tartışmaya girmeyiniz, babanızın hatırına elini öpünüz, oğlundan görmediği sevgi ve saygıyı siz gösteriniz de düşünme sırası ona gelsin.