GÖNÜL AYNASINI PARLATALIM
Mahmut TOPTAŞ
Başındaki iki gözü görmeyen nice körlerimiz vardır ki gözleri dünyaya kapalı, gönüllere ta cennete kadar açık.
Abdullah bin Ümmü Mektum, (r.a.) gözleri görmediği halde Hazreti Ömer döneminde İran’ın fethine katılmış, Mekke’nin hem yeraltı hem yerüstü mafyasının içinde olan Ebu cehil, cennet yerine cehennem yuvarlanmış.
Birinin gözü kör, gönlü açık, öbürünün gözü açık gönlü kör.
Bu ikisinden hangisi daha şanslı?
Abdullah, 1400 yıldır milyonlarca Müslüman tarafından kendisine dua edilen bir zat iken, Ebu cehil lanetle anılmaya devam ediyor.
Ebu cehilin çektiği azabı bu dünyada kimsenin hayal bile etmesi mümkin değildir.
Tarihi şehirleri ve harabeleri gezerken gözün gördüğünün gönlün anlamasını ve inkarcılar tarafında olmamasını haber verirken Rabbimiz şöyle buyurur:
أَفَلَمْ يَسِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَتَكُونَ لَهُمْ قُلُوبٌ يَعْقِلُونَ بِهَا أَوْ آَذَانٌ يَسْمَعُونَ بِهَا فَإِنَّهَا لَا تَعْمَى الْأَبْصَارُ وَلَكِنْ تَعْمَى الْقُلُوبُ الَّتِي فِي الصُّدُورِ
“Onlar yeryüzünde gezmediler mi ki (kâfirlerin bu harabele¬rini görüp ibret ala¬rak) düşünen kalpleri, işiten kulakları olsun. Çünkü (iman konu-sunda) gözler kör olmaz. Ancak göğüslerindeki kalpler kör olur.” (Hac süresi ayet 22/46)
Tenimizin canımız üzerinde etkisi olduğu gibi, canımızın da tenimiz üzerinde etkisi vardır.
Onun için okuduğumuz kitaplara, yiyecek, içecek ve giyeceklerimize dikkat etmeli.
Haşhaşın o küçük tohumlarını yerseniz, teniniz güçlenir dinç olur.
Haşhaşın sakızını yerseniz gözünüz kararır, içiniz bulanır, doğru yolda eğri yürümeye başlarsınız.
Okuduğunuz kitaplar da öyle.
Kapitalistlerin kitaplarını okursanız onlara hizmet edersiniz, komünistlerin kitaplarını benimserseniz onlara çalışırsınız., cennete giden yoldan sapar, cehennem düşersiniz.
Gönül gözümüzün gözlüğü ne kapitalist gözlük ne de komünist gözlüktür.
Gözü ve gönlü yaratan Allah’ın bizim basiretimizi açmak için gönderdiği kitabı olan Kur’an’ın bir adı da “Besair” dir.
قَدْ جَاءَكُمْ بَصَائِرُ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ أَبْصَرَ فَلِنَفْسِهِ وَمَنْ عَمِيَ فَعَلَيْهَا وَمَا أَنَا عَلَيْكُمْ بِحَفِيظٍ
“Muhakkak size Rabbinizden basiretler (gönül ve gönül gözünü açan Kur'an) geldi. Kim, görürse kendisi için görmüş olur. Kim de gör¬mezse kendi zararınadır. Ben sizin üze¬ri¬nizde bir bekçi değilim.” (En’am süresi ayet 6/104)
Tedavi ile gözleri açan doktorlarımız, körün görmeye başladığını görünce nasıl sevinirse bir Müslüman da, bir kafirin Müslüman olduğunu duyduğunda doktorumuzdan daha fazla sevinir.
Gönül aynasını, Kur’an ayetleriyle parlatalım.
Kur’an’ımız bizim yürüyüşümüzü, ses tonumuzu, komşuluk ilişkilerimizi, can, mal, akıl, din ve neslin nasıl korunacağını öğretir.
Muhammet Ali Clay’ın, Yusuf İslam’ın Müslüman olmasına Türkiye’de sevinmeyen Müslüman kalmadı.
Bu sevinç, sağcısıyla solcusuyla bu milletin insanlarının hepsinin İslam dinini yürekten sevdiğini gösterir.
Çünkü gönül gözünün açılması sonsuz senelerde cennet nimetlerinin kazanılmasını sağlamaktadır.