ÇARESİZE ÇARE BİZ OLALIM
Mahmut TOPTAŞ
Çaresiz, çareyi en kutsal emanet olarak gönlünde taşır.
Ama ağzına gem vurulmuştur, çaresiz çırpınmaktadır.
Çaresizken çırpınan bir adamın eli, yüzünüze tokat gibi dokunsa, o çaresize kızmayın.
O ne yaptığını bilmez ki.
Çıkarlarımız çaresiz kılıyor bizi.
Çıkarlarımız çıkarıyor bizi biz olmaktan.
Dünyayı büyütüyoruz gözümüzde.
Ahiret küçülüyor gönlümüzde.
Dostu küçültüyoruz, düşmanı büyütüyoruz
Dostlar içinden düşman üreterek çaresizleşiyoruz.
Hani beş maymun denemesi vardı, beş maymunu bir odaya koymuşlar. Tavana da bir salkım muz asmışlar.
Maymunun biri hemen sıçramış muza doğru. Tazyikli bir su onu yere vurmuş.
İkinci maymun atlamış muza doğru yine tazyikli su yere çarpmış maymunu. Beş maymun da hücum etmiş muz salkımına beşi de yere serilmiş.
Derken maymunun birini almışlar odadan ve yeni bir maymun koymuşlar.
Yeni gelen maymun muz salkımına atlamaya çalışırken dört arkadaşı onu dövmüşler.
Islak dört maymundan birini daha almışlar yerine yeni bir maymun koymuşlar.
O da saldırmış muz salkımına ama diğer dört arkadaş onu dövmüşler.
Islanan beş maymun da odadan teker teker alınıp yerine yeni maymunlar konulmuş ama her yeni giren öncekiler tarafından dövüldüğü için hiç tazyikli su görmediği halde beş maymun, tavanda asılı muz salkımına saldırmadan aç ölmeye karar vermişler.
İslam aleminde yüzümüzü ak edecek bir faaliyetin içine giren biri olduğunda hemen daha önceden tazyiki yiyenler onu dövme işine girdiler.
O hale geldi ki, tazyik görmeyenler için dost dövme alışkanlığı meydana geldi.
Ben o beş maymuna kızmadım. O maymunları bir odaya koyup birbirine düşman eden araştırmacı bilim adamı süslü sütsüzlere kızdım.
İslam alemi, çaresini gönlünün en gizli yerinde taşıyor, ama ağzından batının en iğrenç yönetim sistemlerinin adı, patlak kanaldan fışkıran lağım gibi kokuttu ve korkuttu dünyamızı.
Dünyanın her tarafında kan, gözyaşı fışkırıyor.
Filipinlerde Mindaneo adasında Filipin askerlerine verdiği destekle Müslüman öldürenler, Myanmar da tavuk bile kesemeyen Budist rahiplerini canavara dönüştürüp Müslüman evlerini yakacak hale getirenler, Yemeni yiyemeyince İran’la Suudu Yemende kapıştıranlar, Suriye’de en az yirmi ayrı Müslüman gurubu birbirine silah sıkar hale getirenlerdir asıl insanlık ve Müslümanlık düşmanları.
Aman aman dikkat edelim. Bu günlerde insanlık düşmanı bu adamların kışkırtmalarına kanarak beş maymun gibi birbirimizi dövmeyelim, dövüşenleri de hemen durdurup kışkırtanlar üzerine salalım.
Türkiye içinde İslam için çalışma yapan yüzlerce kurum ve kuruluşun yanlışlarına odaklanma yerine doğrularına odaklanalım ve yanlışlarını gizlice kulaklarına söyleyelim.
Suud’un, İran’ın, Katarın, Mısır’ın, Husi’nin Zindani’nin, Karadavi’nin, İhvanın, Cemaati İslaminin… yani dünyadaki bütün İslami hareketlerin tamamının doğrularının yanında olalım, yanlışlarını televizyon, radyo, gazete, sosyal medya gibi yerlerden yaymadan işin ehli olanlar, kulaklara üfleyerek düzeltme tarafına gitsinler ve bizi birbirimize dövdürenlere odaklanalım.
“Kralların trilyonlarca doları Amerika’da” diyerek çaresiz krallara da kızmayın, onlara yardım ediniz.
Çağdaş Deli dumrul gibi adam, kralın parasını alıyor, vermiyor.
Adına devlet dediği eşkıya çetesi, askerlerini ülkelere yerleştirmiş, topların ağzını da kral kardeşiyin sarayına çevirmiş ve “Ben seni koruyacağım” demiş.
Çaresiz kalan kardeşin de, “Neden topun ağzı bana dönük, beni koruyacaksan sırtı bana dönük olsun” diyemediği için hıncını kardeşine tokat atarak alıyor.
Bu tokatların arkasının kesilmesi için biz, biz olalım ve Biz’i birbirimize düşürene saplayalım.