BEN YÖK BAŞKANI OLSAYDIM
Mahmut TOPTAŞ
Biz bu çağın adamıyız.
Bu çağın olaylarından gücümüz oranında sorumluyuz.
Yaşamadığımız geçmiş dönemlerden sorumlu değiliz.
Çağımızın sorunlarına çare üretmekten kaçınarak geçmişten bir suçlu yakalayıp “Sen neden görevini yapmadın” diyerek zamanı kurşunlayanlardan da olmamamız gerekir.
Yurtlarda binlerce öğrencimiz, geçmişte yaşamış insanların içinden bazısını ele alıp iki guruba ayrılıp sabah namazına kadar tartıştıklarını gündüz sorularından tanırım ben.
O adamlar iyi olsalar sana ne faydası var, kötü olsalar sana ne zararı var?
İkisinin de kitabını okumadın, hayatını incelemedin” deyip çağımızda yaşayanların bile iyilik ve kötülüklerini anlatmakla ömür geçirmemeye çalışmalıyız.
Herkes kendi görevini yapsın.
Görevleri arasında, iyi çalışmalar yapıldığına inandığı insanlarla beraber olmak da vardır.
Allah, bize iki göz vermiş ve onları önümüze takıvermiş.
Dikiz aynası gibi bir tane de arkamıza takıverebilirdi.
Ama takmamış.
Bizim için iyi ve hayırlı olan da budur.
Geriye bakmak istersek vücudumuzu döndürerek baktığımız gibi başımızı döndürerek de bakarız.
Bir günde uyanık olduğumuz saatlerde ne kadar arkaya bakarsak o kadar geçmişimize bakalım.
Ne kadar öne bakarsak, o kadar yaşanan ve yaşanacak olan hayatımıza bakalım.
Sekiz saatimizi uykuda geçirsek, geri kalan on altı saatimizde 960 dakika öne bakarız. Belki bu 960 dakikadan beş dakika da arkaya bakarız.
Trafikte arkaya bakmada biraz daha fazla dakikamız olur ama trafikte de öne biraz daha dikkatli bakarız.
Şimdiki anımıza bakarken trafikteki dikkatli bakışımız gibi bakalım.
Hiç bir saniyemizi boşa geçirmemeye dikkat edelim.
Ömürden giden, geri gelmiyor, telafisi mümkin değil.
Hocalarımız, insanlarımıza bir şeyler atlatırken konuşmuş olmak için konuşurlarsa iki taraf için de zaman kaybı olur.
Geçmişi düzeltme konuşmaları hiç bir fayda vermediği gibi bizi de o girdaba çeker.
Tanzimatla tanışmadan olmaz” diyenler,
“İstiklal mahkemeleriyle hesaplaşmadan olmaz” diyenler…
....................
Sevgili peygamberimiz, Mekke’yi fethettiği gün 21 sene içinde kendisine ve arkadaşlarına karşı cinayet, hıyanet ve savaş açanların hepsini afvettiğini söylemiş ve son iki sene içinde o kötü geçmişle ilgili tek kelime mübarek ağzından çıkmamıştır.
Bizim yolumuzu çizen Ayet ve Hadislerdir.
Ayet ve hadislerimiz, zamanla kayıtlı değildirler.
Ayetler, zamanı ve mekanı yaratan Allah’ın kelamıdır.
Hadisler, zamanı ve mekanı yaratan Rabbimizin kontrolünde söylenmiş sözler, fiiller ve onaylardır.
Kur’an-i Kerimde haber verilen peygamberlerin hayatları bizim için örnek alınacak kıssalardır.
Ashab, peygamber mektebinin öğrencileri olmaları nedeniyle, Rabbimizin de razı olduğunu ifade ettiği değerli örnek insanlar olduğundan onların örnek hayatlarından da naklederiz.
Ama biz bu çağın insanıyız ve bu çağdaki sorunlarının çözümüyle uğraşmamız gerekir.
Mesela ben, YÖK başkanı olsaydım, 2015 öncesine ait zamanlarla ilgili Mastır tezi, Doktora tezleri verilmesini yasaklardım.
1071 de Selçuklularda ekonomik durum nasıldı?
18. yılda Osmanlı İngiliz siyasi ilişkileri nasıldı?
Kanuni dönemi tıbbı nasıldı?
Buhari’nin Ebu Hanifeye muhalefeti nelerdi?
Mozart’ı Mozart yapan etkenler nelerdi?
Gibi tezler yerine bu günün ve geleceğin önünü açacak Alp Aslanlar meydana getirecek ve çağımızda ehli Sünnet çizgisinde çığır açacak insanlar nasıl yetişir, ülkeyi yönetenlerin işine yarayacak tezlere ağırlık verilmesini isterdim.
Çığır, çığın açtığı yola denir.
Dünya yaratılalıdan beri kar yağar, çığ düşer ve çığır açar.
Kar ile dağ devamlı vardır.
Ama her çığ ve her çığır öncesinden de sonrasından da ayrıdır.
Allah’ın kitabı, Rasülünün sünnetini özetleyen Ehli Sünnet çizgisinden çıkmamak kaydıyla herkes kendi dalında, sahasında, işinde, aşında, sanatında, tarlasında, bağında, dairesinde çığır açması için ileri bakmalı geriye değil.