ANAYASALAR
Mahmut TOPTAŞ
Anayasanın şeklini ve önemli maddelerini 2010 yılında yazmıştım, tekrarlıyorum:
Hangi ülkenin kanun maddeleri çoktur, o ülkede suç işleme oranı fazladır.
Çünkü kanun koyucular o suçları işleyerek veya işleyenleri görerek oraya geldiklerinden her suç için bir madde ve birkaç fıkra eklerler.
Hangi ülkede madde azdır o ülkede suç işlenme oranı o kadar azdır.
Kur’an-i Kerimde dünyevi cezası belirtilen suç sayısı tam beş tanedir.
Başka yoktur.
Onun için ülkelerin yasaları en aza indirilmeli.
Herkes yasasını öğrenebilmeli.
Maddeler nesilden nesile geçerken Atasözü haline gelmeli.
Günümüzde Avukatlar ve Hakimler bile kanun maddelerini ve ictihadları takip etmekten aciz kalıyorlar.
Hele hele Anayasa maddeleri en aza indirilmeli.
Ve bu maddeler belirli bir gurubun, belirli bir partinin, belirli bir ırkın, belirli bir renge sahip insanların parmak çokluğuyla kabul edilerek azınlıkların hakları parmaklarla dövülmemeli veya ellerinden parmaklarla alınmamalı.
Evrensel güneş, herkesi kucakladığı gibi herkesi kucaklayacak evrensel değerler belirlenmeli.
Evreni kuşatacak akıl kimseye verilmediğinden, evreni kuşatan havayı zengin fakir ayırımı yapmadan ciğerlerine lütfeden, güneşle aydınlatan, altı milyar insana akıl veren, kanını hareket ettiren, koyduğu tabiat kanunlarında zerre kadar kusuru olmadığı bilinen Allah’ın koyduğu kurallar evrensel değer olabilir.
İşte o değerlerden sızan maddelerden bir kaçı:
“Herkes Adem’dendir, Adem de topraktandır.”
Bu maddeye göre kimse diğerini dili, ırkı, rengi nedeniyle ayıplayamaz.
Onu aşağılayamaz, Adem’den kardeşi olduğu için ona düşmanca davranamaz, onu yardımsız bırakamaz. Kendi vücudunun organı gibi bilir ve onun acısını yüreğinde hisseder de ona yardım eder.
Devlet ricali, yatırımlarda bölgecilik yapamaz.
“Kimsenin diğerine üstünlüğü yoktur.”
Hiçbir kimse soyu nedeniyle diğerine üstünlük iddiasında olamaz.
Kişiler üstünlüklerini söyledikleri kalıcı söz, yaptıkları faydalı işlerle ortaya koyarlar.
“Yeryüzü ve içindekiler, insanlar için yaratılmıştır.”
“Yeryüzünden yenilecek içilecek ama israf edilmeyecek.”
Kıpırdayan her şeyi kendin gibi yaşamaya layık bilecek ve tabiatta hiçbir şeyi israf etmeyeceksin.
Senden sonra bu dünyaya gelecek olanlar var.
Dünya durağını kirletmeden, temiz olarak gelenlere bırakacaksın.
“Herkese çalıştığının karşılığı vardır.”
“Herkes bir tarağın dişleri gibi eşittir.”
Bu maddeye göre herkes için “Beraeti zimmet asıldır” Yani herkes suçsuzdur.
Suç iddiasında olan kanuna uygun olarak ispatla mükelleftir.
Suç sabit olunca da dokunulmaz insan yoktur.
Kanunlar, sineklerin tutulduğu, şahinlerin yırtıp geçtiği örümcek ağı olmaktan kurtulur.
Hiçbir kimse diğerini bir dine girmeye veya bir işi yapmaya zorlayamaz.
Herkesin içinde bir midesi bir de gönlü vardır.
Gönlüyle dini arar, midesiyle de işini arar.
Devlet, kişi ile Rabbi arasına giren engelleri kaldırdığı gibi ekmeği ile midesi arasına giren engelleri de kaldırır.
“Kendin için istediğini diğerleri için de isteyeceksin.”
Bu madde, şirketler arasındaki yıkıcı rekabeti kaldırdığı gibi şahıslar arasındaki hasedi de kaldırır.
Kanun koyucularına maaşları düzenlerken kendi mideleri ile asgari ücretlilerin midesinin aynı ölçülerde olduğunu hatırlatır.
Komşusu aç yatarken tok yatanın uykularını kaçırır.
“Zarar vermek yok, zarar görmek de yok”
Kişi kendi canına, aklına, malına, namusuna, dinine zarar vermediği gibi başkasının canına, malına, aklına, namusuna da zarar veremez.
Bu maddeye göre, yarım doktor candan etmez, yarım hoca dinden etmez insanları.
Ehliyetsiz yöneticilerle ülkenin tamamına felaket rüzgarları estirilmez.
Kişinin en değerli madeni olan aklı bin bir çeşit uyuşturucu ile aklına zarar verilemez.
Fuhuş tacirleri, organ mafyası, sömürgenler ve kemirgen insanlar bu maddeye uygun çıkacak kanunlarla etkisiz hale getirilir.
Bu maddelere dudak bükenler, akıl buruşturanlar, laf karıştıranlar, içinde bulundukları ev şikayet ettikleri hastalıklarla hemhal olan ve o hastalıkları, suçları ticarete çeviren, çıkar sağlayan çevrelerdirler.
Biz, onların da kurtulması için “Allah’ım, hepimize doğruları göster” diye duaya devam edeceğiz.