“Bizler buz içinde terleyen,ateşte üşüyen kişileriz”.
Aslen,Ermenek ilçesinin Fariske (Göktepe) Cilver köyünden olan Onbaşı,otuz yaşında iken,kahveci/pastacı Deli Sait(Sait Doğan) tarafından,çalıştırılmak için Karaman’a getirilmiştir.Veli adlı bu Allah dostunun ailesi bilinmez.Herkes kendisini Onbaşı diye çağırır.Kente gelişi 1948 yılıdır.Beyaz bir entari ve ayakları çıplak olarak Karaman’ı şereflendirmiştir.Onun,Deli Sait’in mekanında ki işi,ustasının yaptığı pastaları ve kurabiyeleri fırına götürüp, piştikten sonra bu tepsileri pastaneye getirmekti.Ereğli yolunun sol tarafında bulunan Çavuş denilen yerde onu camız güderken de görürdük. Akşam oldumu hayvanları sağılmaları için kente getirirdi. Camızlardan hiç korkmayan bir duruşu vardı.
Sait Doğan,Onbaşıların beş kardeş olduklarını,içlerinde en akıllısının Onbaşı olduğunu söylerdi.Onun getir götür işlerini bıkıp usanmadan hep Onbaşı yapardı.Geldikten üç yada dört yıl sonra,üzerindeki kadın elbiseleri çıkartıp,Sait amcanın alıverdiği erkek elbiselerini giymeye başlar.Çok temiz bir insandı.Üstü başı tertemizdi.Onun neden kadın entarisi giydiğini,çıplak ayakla dolaştığını bir türlü çözemedim.Hiç bir kötü alışkanlığı ve huyu yoktu. Kızdırılmadıkça kimseye bir zararı dokunmazdı.
Sait amca Topucak Mahallesi, Araboğlu sokakta otururdu.İki hanımı vardı.Evi,tarihi çeşmeye yakındı. Onbaşı gün doğmadan,anadan doğma soyunup, bu çeşmede yıkanırdı.Bazen de Sait amcanın büyük hanımı Onbaşıyı sabunlaya, sabunlaya yıkardı.Her gün yıkandığını gördük,duyduk,ama kendisine verilen bir görevi yerine getirmediğini hiç duymadık.
“Onbaşı Karakola” deyimine çok kızar,kendiside “Kazan da ye”veya“höngüdü höngüdü”diye cevap vererek,sol elini ağzının içine alıp ısırır,bulduğu taş veya sopayı üzerlerine atardı.Belindeki kalın deri kemeri çıkarıp, gelişi güzel kendisini kızdıranlara vururdu.Neresine değerse değsin!! Cam mı kırılacak,can mı yanacak veya çoluk çocuğa mı değecek düşünmezdi...
Sait Doğan ve hayırsever Karamanlılar onu harçlıksız bırakmazlardı. O da bu paraları çok güvendiği Helvacılar Sokağındaki bir terziye teslim ederdi.Nedense;Sait amcaya vermezdi.Onun bankası bu terzi idi.Birgün,içki sever birisi Onbaşıyı alıp Arabın meyhanesine götürür.Karnını doyurayım der.Onbaşı dişlerinin ağrıdığını da söyleyince; tamam der,yemeğin yanına bir de yetmişlik rakı getirtir.Diş ağrısını keser diye bizimkine koca şişeyi susuz içirtir. Fena halde sızıp kalan Onbaşıyı alıp camızların ahırına götürüp yatırırlar. Orada iki gün boyunca uyuyan Onbaşı,camızların vurduğu darbelerle kendisine gelir...
Namazını genelde Yunus Emre Camiinde kılar,bazen hocayı beklemeden sünnetide,farzıda kılar çıkardı.Sabah namazının abdestini soyunarak,çıplak halde alırdı.Daha ezan okunmadan abdestini alır beklerdi.Bu esnafa ezkaza bir kadın gördüyse üşenmez, tekrar abdest alırdı.Elif ve İrebiş ablaları pek sevmezdi.Onlarda onu sevmezlerdi. Arefe günleri,mezarlık yolunda mendilini açar,hayır toplardı.Bazı tanıdıkları onu terziye götürüp elbise diktirtir giydirirlerdi.
Onun iyi olmayan tek huyu,sigara tiryakiliğiydi.Günde üç paket sigarayı arka arkaya tüttürürdü.Sigarası Üçüncü,Muhtar çakmağı zincirle delme cebine asılıydı.Ağızlığı,gümüş işlemeli,ağza gelen bölümü kehribar, yumurta gibi ovaldı.Çok sigara içiyordu.Zaten ölümü de bu sigaradan oldu.Ölümü duyulduğunda herkes dükkanını kapatarak musallaya koştu. Onbaşının tabutu eller üzerinde kabristana kadar taşındı.Tören çok dokunaklı ve görkemliydi...
Biz Karamanlılar bu Allah dostunu da kızdırdığımız için günahkar olduk. Hakkını helal eder düşüncesi ile son görevimizi en iyi şekilde yapmaya çalıştık.Karaman’da böyle gariban kişilerle eğlenmeyen,kızdırmayan az kişi bulunur.Bu kişilerin iç dünyalarına girmek,onların yerine kendimizi koymak,çoğumuzun aklına gelmemiştir.Onlar,itilip,kakılıp ve alay edilmek için mi yaratılmışlardı?Acımasızlık,bizleri kör etmişti.Oysa Onbaşı çok sağlıklı,temiz ve güçlü idi.
17 Mayıs 1979 Karamanlıların bu dostu,bu garibanı,can Onbaşıyı kaybettiği gündü.
Mekanın cennet olsun temiz insan...Mezarında rahatsız edilmeden nur içinde yat...
Kaynak:Hasan Pınarbaşı,Ali Menekşe
Aslen,Ermenek ilçesinin Fariske (Göktepe) Cilver köyünden olan Onbaşı,otuz yaşında iken,kahveci/pastacı Deli Sait(Sait Doğan) tarafından,çalıştırılmak için Karaman’a getirilmiştir.Veli adlı bu Allah dostunun ailesi bilinmez.Herkes kendisini Onbaşı diye çağırır.Kente gelişi 1948 yılıdır.Beyaz bir entari ve ayakları çıplak olarak Karaman’ı şereflendirmiştir.Onun,Deli Sait’in mekanında ki işi,ustasının yaptığı pastaları ve kurabiyeleri fırına götürüp, piştikten sonra bu tepsileri pastaneye getirmekti.Ereğli yolunun sol tarafında bulunan Çavuş denilen yerde onu camız güderken de görürdük. Akşam oldumu hayvanları sağılmaları için kente getirirdi. Camızlardan hiç korkmayan bir duruşu vardı.
Sait Doğan,Onbaşıların beş kardeş olduklarını,içlerinde en akıllısının Onbaşı olduğunu söylerdi.Onun getir götür işlerini bıkıp usanmadan hep Onbaşı yapardı.Geldikten üç yada dört yıl sonra,üzerindeki kadın elbiseleri çıkartıp,Sait amcanın alıverdiği erkek elbiselerini giymeye başlar.Çok temiz bir insandı.Üstü başı tertemizdi.Onun neden kadın entarisi giydiğini,çıplak ayakla dolaştığını bir türlü çözemedim.Hiç bir kötü alışkanlığı ve huyu yoktu. Kızdırılmadıkça kimseye bir zararı dokunmazdı.
Sait amca Topucak Mahallesi, Araboğlu sokakta otururdu.İki hanımı vardı.Evi,tarihi çeşmeye yakındı. Onbaşı gün doğmadan,anadan doğma soyunup, bu çeşmede yıkanırdı.Bazen de Sait amcanın büyük hanımı Onbaşıyı sabunlaya, sabunlaya yıkardı.Her gün yıkandığını gördük,duyduk,ama kendisine verilen bir görevi yerine getirmediğini hiç duymadık.
“Onbaşı Karakola” deyimine çok kızar,kendiside “Kazan da ye”veya“höngüdü höngüdü”diye cevap vererek,sol elini ağzının içine alıp ısırır,bulduğu taş veya sopayı üzerlerine atardı.Belindeki kalın deri kemeri çıkarıp, gelişi güzel kendisini kızdıranlara vururdu.Neresine değerse değsin!! Cam mı kırılacak,can mı yanacak veya çoluk çocuğa mı değecek düşünmezdi...
Sait Doğan ve hayırsever Karamanlılar onu harçlıksız bırakmazlardı. O da bu paraları çok güvendiği Helvacılar Sokağındaki bir terziye teslim ederdi.Nedense;Sait amcaya vermezdi.Onun bankası bu terzi idi.Birgün,içki sever birisi Onbaşıyı alıp Arabın meyhanesine götürür.Karnını doyurayım der.Onbaşı dişlerinin ağrıdığını da söyleyince; tamam der,yemeğin yanına bir de yetmişlik rakı getirtir.Diş ağrısını keser diye bizimkine koca şişeyi susuz içirtir. Fena halde sızıp kalan Onbaşıyı alıp camızların ahırına götürüp yatırırlar. Orada iki gün boyunca uyuyan Onbaşı,camızların vurduğu darbelerle kendisine gelir...
Namazını genelde Yunus Emre Camiinde kılar,bazen hocayı beklemeden sünnetide,farzıda kılar çıkardı.Sabah namazının abdestini soyunarak,çıplak halde alırdı.Daha ezan okunmadan abdestini alır beklerdi.Bu esnafa ezkaza bir kadın gördüyse üşenmez, tekrar abdest alırdı.Elif ve İrebiş ablaları pek sevmezdi.Onlarda onu sevmezlerdi. Arefe günleri,mezarlık yolunda mendilini açar,hayır toplardı.Bazı tanıdıkları onu terziye götürüp elbise diktirtir giydirirlerdi.
Onun iyi olmayan tek huyu,sigara tiryakiliğiydi.Günde üç paket sigarayı arka arkaya tüttürürdü.Sigarası Üçüncü,Muhtar çakmağı zincirle delme cebine asılıydı.Ağızlığı,gümüş işlemeli,ağza gelen bölümü kehribar, yumurta gibi ovaldı.Çok sigara içiyordu.Zaten ölümü de bu sigaradan oldu.Ölümü duyulduğunda herkes dükkanını kapatarak musallaya koştu. Onbaşının tabutu eller üzerinde kabristana kadar taşındı.Tören çok dokunaklı ve görkemliydi...
Biz Karamanlılar bu Allah dostunu da kızdırdığımız için günahkar olduk. Hakkını helal eder düşüncesi ile son görevimizi en iyi şekilde yapmaya çalıştık.Karaman’da böyle gariban kişilerle eğlenmeyen,kızdırmayan az kişi bulunur.Bu kişilerin iç dünyalarına girmek,onların yerine kendimizi koymak,çoğumuzun aklına gelmemiştir.Onlar,itilip,kakılıp ve alay edilmek için mi yaratılmışlardı?Acımasızlık,bizleri kör etmişti.Oysa Onbaşı çok sağlıklı,temiz ve güçlü idi.
17 Mayıs 1979 Karamanlıların bu dostu,bu garibanı,can Onbaşıyı kaybettiği gündü.
Mekanın cennet olsun temiz insan...Mezarında rahatsız edilmeden nur içinde yat...
Kaynak:Hasan Pınarbaşı,Ali Menekşe

Allah rahmet eylesin. Nurlar içinde yatsınlar her ikiside. Aminn.
Nurlar içinde uyusun. Mekanı Cennet olsun
O ve o gibiler yeryüzünün bereketidir.
Mekanın cennet ruhun şad olsun.. Ey Allah dostu....