SEV DE GEL
HASAN BARAN
Bir gün bir genç, Hz. Mevlana’nın kapısına gelip ; “Beni müritliğe kabul buyurun efendim” diyerek niyazda bulunur…
Hz. Mevlana gence bakar ve ”Hiç aşık oldunuz mu evladım?” diye sual eyler. Genç şaşkın bir halde ne diyeceğini bilemez. Hz. Mevlana, müritliğe kabul edilmesi için önce bir kulu sevmiş olması gerektiği söyler ve genci geri gönderir.
Genç ne yapacağını bilemez bir hal içinde ertesi gün tekrar tekkenin kapısını çalar ve isteğini yeniler. Hz. Mevlana sualinde ısrarlıdır ve genci tekrar geri gönderir.
Üçüncü gün genç dayanamaz ve Hz. Mevlana’ya bu isteğinin hikmetini sorar.
Hz. Mevlana mütebessim bir çehreyle müride döner ve ”Bir kulu dahi sevmekten aciz olan, nasıl yüceler yücesi ALLAH'a aşık olmaya yol bulur? Bir kulun ateşine yanmamış gönül, yüceler yücesinin aşkını nasıl bilsin de yansın?
SEV de GEL Evladım SEV de GEL …”
SEV DE GEL
Düşme sevgisizlik kusuruna
Sevgi gözüne kirpik gibi dokunsun.
Yüreğinde buğu Dilinde sitem olsun.
Dar duvarlardan çıksın
Boğuşsun hiç görmediği dalgalarla
Olgunlaşsın ruhun.
Sev de gel.
Yaşamazsa insan sevgiyi Sırılsıklam ıslanır, üşür.
Zayıf kalır hayat ateşi ısıtmaya.
Bırak sevgi acı olsun Ateş olsun
Bir serüven bir tılsım olsun Seve seve ver kendini.
Sevmek uzaklıktır bazen Sevmek dokunamamaktır
Sevmek suskunluktur
Kızmaktır, gücenmektir.
Gördüğün düşlerindir.
Sızıya benzer bir duygudur
Yani yaşadıkça sonsuz bir anımsayıştır.
Seven mutlu olamaz bazen
Güçlenir yalnızlığı olsun
Sev de gel.
Kaç takvim uzaklık olursa olsun
Sevgisizliğin zehirinden iyidir sevmek.
Duman inceliğinde bir boşluk
Dolanıp duracağına yüreğinde
Sevginin zahmetini yüklen sende
O zahmet altın, pırlanta olsun
Sev de gel.