BABAM GÖNÜLLER SULTANI MUAMMER BARAN’IN KABRİNİ ZİYARETE GİDERKEN
HASAN BARAN
Kabristana giderken hem babam Gönüller Sultanı Muammer Baran’ın kabrini göreceğim diye hüzünlü bir gönül titreyişi duyuyor, bir yandan da insanın, hayatın akışı içinde yaşama sevinci ile ölümden ürperiş gibi iki müthiş zıtlığın arasında çalkalanıp duruşunu düşünüyordum.
Daimî bir akış hâlinde olan hayat ve ölümün hakiki manaları idrak edilmeden, insanın gerçek nedeni, yaratılışındaki hakiki sır ve hikmeti ile kavramak mümkün olmuyordu maalesef. “Dünyaya geliş ve dünyadan gidiş” gibi iki muazzam bilinmezin arasına sıkışan akıl, dünyaya ait gerçek bir değer hükmüne ulaşıp, hâl ve hareketler buna göre tanzim edilmedikçe geçici dünyanın, aldatıcı gölgeler âleminden kurtulup, gerçekler yurduna doğru manevi bir yolculuğa çıkamıyordu. İşte, babam Gönüller Sultanı Muammer Baran bu gölgeler âleminden kurtulup, gerçekler yurduna doğru manevi bir yolculukta geçirmişti seksen yıllık ömrünü.
Muammer Baran gibi ulu zatlar için ölüm, Allâh’tan gelen bir vuslat selâmı, neşeler, letafetler, iltifatlar içinde bir hâlden diğer bir hâle intikaldir. Bu yüzden son nefesini vermeden biraz önce, “Nerde kaldı sevdiğim, ona kavuşmak bu kadar uzun mu sürecekti efendim?” diyebilmiştir yatağının kenarında bekleşenlere.
Gerçekten Muammer Baran için hayatta onun için en mühim iki nasihatçi vardı. Bunlardan biri konuşur, diğeri susardı. Konuşan nasihatçi Kur’ân-ı Kerîm, derin sessizliğiyle nasihat eden ise ölümdü. Bu gerçeğe dayanarak Muammer Baran, her sabah kabristanları ziyaret eder dualar okur, sonra camileri ziyaret ederdi.
Ömrü hayatında bu iki nasihatle bir kalp kırmamıştı, hiç kimseyi incitmemişti, her zaman nezaketliydi, bilgeydi; kalbinden iyiliği, yüzünden gülümsemesi hiç eksik olmamıştı. Yâ Rab! Dünyayı, o büyük şairin dediği gibi, “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine” düsturuyla, yoklukların, açlıkların, sosyal adalet uçurumlarının, kavgaların, savaşların olmadığı adaletli, kardeşçe bir dünya eyle!
Bana da dünyaya, babam Muammer Baran’ın ilâhî muhabbet gözü ile bakabilmeyi, onun, duygu, vicdan ürperişleri açısından seyredebilmeyi, gözlerden akan pişmanlık gözyaşları ile değerlendirme iklimlerine ulaşmayı, yüz akı ve vicdan huzuruyla senin huzuruna varabilmeyi nasîb eyle!