Karaman’da Etli ekmek yapımı münferit olarak 1935’li yıllarda başlamış, 1950 yılından sonra da yaygınlaşmaya başlamıştır. Kamerlerin Fırınında Şevket Çağlar usta ilk etli ekmeği yapanlardandır. Daha sonra 1954 yılında Sadık Güneş’in fırınında etli ekmek yapımı başlamış, 1960 yılında da Sami Çelebi, Yüksel Çelebi, Erdoğan Çelebi etli ekmek yapımına başlamıştır.
Karaman’da daha sonra etli ekmek ustaları olarak, Naci Akgün, Hacı Ali Akgün, Ahmet Yalçın, Nuri Yalçın, Hasan Hüseyin Yalçın, Kerim Usta, Yahya Yağcı, Cafer Yağcı, Haydan Soybakış, Ahmet Soybakış, Foterli Hacı Mehmet Ali Usta (Titrek Mehmet Ali), Arap Ahmet Usta, Emin Usta, Mustafa Özer (Artist Mustafa), Takkalı Usta, Ahmet Yenilmez…
Tabi bu yıllarda etli ekmek yapımı sadece Karamanlı hemşerilerimizin kasaplara zırh ile hazırlattıkları etli ekmek içini fırına getirerek kaç etli ekmek yaptırmak istediklerini söyleyerek yaklaşık 180 gr. Hamurdan yapılmış bezeler etli ekmek ustalarının maharetli ellerinde uzunlamasına açılır, usta el yordamıyla aldığı etli ekmek içini açmış olduğu bu hamurun üzerine koyarak, sündürür yaklaşık 80 cm boyunda 18-20 cm. eninde olacak şekilde yaparak etli ekmek küreğine 2 adet koyarak odun yanan taş fırına atardı. Fırında pişen etli ekmekler her biri 4 parçaya bölünerek genellikle tepsi içerisine kesilir, tepsi sofra bezine sarılarak evlere götürülürdü. Çarşı içerisindeki esnaflar etli ekmek yaptırmak istedikleri zaman yine kasapta içini hazırlatarak fırına verirler ve etli ekmek piştikten sonra kesilerek paketlenip dükkanlarına götürürler, 5-6 esnaf birlikte yerlerdi.
Karaman’da uzun yıllar etli ekmek yapımı bu şekilde devam etmiş, etli ekmek fırınlarının tamamı “etli ekmek içini getir- etli ekmeği götür” şeklinde çalışmışlardır.
Lokantalar etli ekmek içini kendileri hazırlar, gelen müşterilerin isteğine göre yakınındaki etli ekmek fırınına vererek kaç yarım etli ekmek yaptıracaksa söyler veya önceden kendisi hazırlayarak fırına verir, etli ekmek hazır olduğu zaman lokantaya kesilmeden getirir ve özel bir kesim şekliyle kesilerek tabağa görseli güzel olacak şekilde dizilir ve müşteriye sunulurdu.
1990’lı yıllardan sonra etli ekmek fırınları genellikle daha geniş mekanlarda açılır oldu geniş tek kat veya iki katlı fırınlar açıldı. Müşterilerin fırında etli ekmek yemeleri için masa, sandalye konularak, etli ekmek salonuna dönüştürülen, hem müşterilere “etli ekmek içini getir- etli ekmeği götür” şeklinde hem de fırında-salonda müşterilere hazır etli ekmek vermek suretiyle hizmet vermeye başlamışlardır. Bugün Karaman’da faaliyet gösteren etli ekmek fırınlarının tamamına yakını etli ekmek salonu şeklinde müşterilerine hazır etli ekmek verme veya “etli ekmek içini getir- etli ekmeği götür” şeklinde hizmet vermektedirler.
2021 yılı itibariyle Karaman İl merkezinde yaklaşık 90 – 100 civarında etli ekmek fırını ve Etli ekmek salonu hizmet vermektedir. Bu etli ekmek fırınlarında, etli ekmeğin yanı sıra peynirli börek, ıspanaklı börek, peynirli-yumurtalı börek, karışık börek, lahmacun, tahanlı pide, lokur da yapılmaktadır.
NOT: Bu yazı “Karaman’da Etli Ekmeğin Tarihçesi” ile ilgili bir ön çalışmadır. Eksikleri mutlaka vardır. Günümüzde yaşayan Etli ekmek ustalarımızdan ve bu konu ile ilgilenen okuyucularımızdan bu yazımıza ilave edilecek hususlar var ise lütfen 0.533.3669065 numaralı telefona bilgi vermelerini rica ederim.
Teşekkür ederim arkadaşım bizleri aydınlattığın için
Sayin İncekara çok ilginç bir konu fakat içinde rastlayamadigim bir şey var bildirmek isterim ,1966 yılında ilk okula Gazi okulunda başladım hatırladığım araba pazarından ziraat bankasına doğru çıkan dar bir sokak vardı orda bir lokanta/pideci fırını vardı bütün köylerden gelenlerin uğradığı mutlaka etliekmek yediği tıka basa dolu olan kurd Arif in yeri belki siz başka isimle biliyorsunuz ama sorun bütün köylüler bilirler mutlaka . selamlar
Sevgili hocam; her ne kadar etlekmeği Konya'ya kaptırmış gözüküyorsak da, etliekmeğe sahip çıkma konusunda ilk çaba olarak değerlendirdiğim yazınız için kutlar ve teşekkür ederim. Yazınızı dikkatlice okuduğumu düşünüyorum ama etliekmeğin ne hamur özelliğine, ne de hamur üzerine serilen 'iç' dediğimiz sebzeli kıymalı malzemeye yönelik bir tarif göremedim. Bu bakımdan yazınız biraz fırıncılık tarihi görüntüsü çizmiş. Selâm ve sevgilerimle...