"Nasıl geçti habersiz o güzelim yıllarım
Bâzen göz yaşı oldu bâzen içli bir şarkı." Nihat Aşar
Bu şarkıyı özellikle bizim nesil severek dinler..
Yalnız o güzel yıllar haberiz falan
geçmiyor..
Bal gibi haberli haberli geçti. Geçiyor geçecek..
Bir zamanlar çocuktuk heyecanla bir an önce büyümek arzusuyla yanıp tutuşurduk .
Büyüyünce ne olacaksa..!
Büyüdük birde baktık ki dünyanın maddi manevi yükü omuzumuzda.
Aş iş, eş ve çocuklar...
Ne eksik bitti ne gedik. Kimimizin tuzu kuru kiminin aşı yavan, kimi arabalı kimi yayan ama hep bir koşturmaca ve yorgunluk..
Arada bir büyükler lafa karışır "Yalanmış bu dünya be derlerdi" de saçlarımızın dökülmeye başlayıp kırlaşmaya başladığını görsek bile, yaşlı anamızın babamızın "sağlam yatır hasta kalkarım" dediklerinde dahi duymazdan gelip..
Önümüze koyduğumuz hedefe kilitlenirdik.
Arada bir grip nezle olsak, belimiz yanımız tutulup bazen doktora gitmeye başlasakda hep bunlar geçici bana bir şey olmaz deyip avunduk.
Ama yolda yarıyı geçmişti bile..
Habersiz falan değildik zamanın geçtiğinden.
Sadece çocukların mürüvvetini düşündük tıpkı bizim anamız babamız gibi..
Ve nihayet o şarkıyı mırıldanmaya başkarız..
"Nasıl geçti habersiz o ....
Saçlardaki kırlar çoğalırken hep haberliydik.
Tek tük doktora gitmeye başladığımızda haberliydik..
En çok sevdiklerimizi kara toprağa verirken haberliydik..
Velhasılı hep haberliyiz.
Ta başta "YALAN DÜNYAYMIŞ" diyen büyüklerimizi gale almadığımız günlerden beri..
Yolun sonu görününce bile bu dünya sevgisi bizi aklı selim düşündürmüyor..
Sanırım ilahi aşkı tadanlar hariç.
Çünkü onlar ölüm gününü düğün günü, ve yeniden doğuş olarak görmüşler..
Diyeceğim şu biz insanoğlu bu dünyadan geçerken hep yalanın kurbanı oluyor..
Gerçekler bizi hep korkutuyor..
Allah hepimize önce sağlık ve İTİBARLI bir ömür nasip etsin.
Son nefeste imanla göç etmeyi hepimize nasip etsin.
Yalan Dünyadan gerçek dünyaya yüzümüzün akıyla gidelim..
Amin.
Hepinize selam ve saygılarımı iletirim.
Hoşça kalın arkadaşlar..