Bugün İstikbal peşinde koşan çocuklarımız torunlarımız için evdeyiz.
Onlar için bu "evde kal" helal olsun.
Keşke bu sebeplerle evde kalsak.
Bu "EVDE KAL''malardan epey ders alan oldu gibi.
Bu evde kalmalar bize elden ayaktan düşenlerin durumunu bayağı derinden anlatıp hisettirdi..
Bize yatak mahkumlarını hep hatırlattı.
Birde kendi işini kendin görmenin önemini hepimiz, hepimiz derken biz kısıtlı altmışbeş yaş üstü yaşayarak öğrendik.
Çarşı pazar işleri resmi daire işlerini yapamadık..
Bir yakınımız hallediverse diye baktık. Ee..Onlarda hep çalışan kesim...
İşleri başlarından aşkın.
Birde işin başka yönü işler gönlüne göre mi olur!
Atalar ne güzel demiş;
"EL ELİN İŞİNİ TÜRKÜ ÇIĞIRA ÇIĞIRA GÖRÜR".
"ELDEN GELEN ÖYÜN OLMAZ ODA VAKTİNDE GELMEZ"
Bu satırları okuyan değerli kardeşlerim, sağlığımız yerinde ise binlerce kez şükretmeliyiz..
Hürriyetimizde elimizde ise bir binlerce kez daha şükretmeliyiz.
Merhum Sakıp Sabancı;
" Fabrikalar yaptım evler yaptım, şirketler kurdum.
Ama engelli oğlumun ayağına bir çift ayakkabı alıp onu yürütemedim.
En büyük zenginlik sağlıktır.
Geçte olsa beni anlayacaksın Eyy insanoğlu...!" Diyor.
Evet bu salgın dönemi en büyük zenginliğin SAĞLIK OLDUĞUNU pek güzel anlattı..
Tabii halâ anlamayıp kendini ve toplumu sıkıntıya atanda az değil.
Öğrencilerimizin sınav günü için evde otururkenin bana düşündürdükleri kısaca böyle..
Allahtan Herkese sağlıklı ömürler vermesini dilerim.
Olaylardan ibret alınmasını temenni ederim.
Sağlıkla sevgiyle kalın.