Biz 40lı-50li hatta 60lı yılların çocukları
Analarımız bizi leğende çimdirirken niye ağlardık..?
Şimdiki bebeleri, bakıyorum küçük hususi
yapılmış banyoluk leğenlerde annesi ninesi güle oynaya yıkıyor.
Hiç ağlama yok.
Biz niye ağlardık.!
Bizi nevsimine göre ya evin avlusunda ya sobanın
yanında yada arada bir hamamda yıkarlardı.
ÇİMDİRİRLERKEN AĞLARDIK. !
Suyun ayarı pek olmazdı ya aşırı sıcak ya
soğuk..AĞLARDIK
Sabun hele o ev yapımı sabun gözüne kaçtımı sıkıysa
ağlama..
Sabun gözüne kaçtımı ağlarsın ağladıkça huysuzlaşır
huysuzlaştıkçada hamam
tası ile dayak, gel de ağlama.. AĞLARDIK..
Şampuanı bizler 70li yılların içinde duymaya
başladık.
Almanya'ya giden tanıdıklarımız getirirdi onlarda
görürdük.
Meğer şampuanlar gözü yakmazmış. Şimdiki bebeler
şapuanla yıkanıyor tabii ağlamaz.
Ama şahsen ben sabunu tercih ediyorum şampuan sanki
temizlemiyor gibi geliyor bana..!
Her fırsatta bizim kuşakların dayanıklılığını
anlatırız ya...
Biz biraz yokluktan olsada DOĞAL yetiştik.
Toz toprak bize oyuncaktı. Aynı elmayı üç dört
arkadaş dişlemek zevkti.
Susadık mı mahalle çeşmesinden veya en yakın cami
havlusundan zincirle bağlanmış taslardan su içerdik.
Meğer onlar hep bize aşı yerine geçermiş.
Bazı basit hastalıklara bağışıklık kazandırırmış.
Tabii biraz zenginleştikçe kibarlaştık. Hepimiz
büyük küçük eve çekildik.
Hele sokakların çocuklar için güveni kalmadı..
Hasılı ağlamakta güzelmiş tozda çamurda.
Hele yazları akşamları eve gelince Anam rahmetli
"gene toz böcüsü olmuşsun" derdi.
Çok hoşuma giderdi bu söz.
Tabii git duş al denmezdi!!
Çabuk elini yüzünü yıka sofra hazır, derlerdi.
Yaa ÇİMDİRİLİRKEN BOŞUNA AĞLAMAZMIŞIZ...
Gene eskilere gittim.
Biz eskilere gittikçe yeni yetmeler biraz ders alır
mı bilmem.
Sağlıcakla kalınız.