Çoban Ateşi: Y.K
EN GÜZEL 10 OCAK HABERİM
Talat Duru yazıhanesi ailesi tarafından müzeye çevriliyor.
Bugün çalışan Gazetecilerin günü…
Eğilip bükülmeden, gerçekten çalışıp çabalayan, en çok da emeğine ve zihnine sağlık dilediklerimin günü kutlu olsun.
Benim de acizane mesleğimde 25. yılım…
Ve bugün mesleğimin en güzel 10 Ocak haberini yazıyor olmanın sevincini yaşıyorum. Gazeteci olmak başka, yazar olabilmek bambaşka bir meslek şüphesiz…
Maalesef son yıllarda oturduğu yerden bu kutsal mesleği yaptığını düşünenlerin sayısı giderek çoğalıyor. Kime sorsanız mesleğine ne yazık ki Gazeteci diyor…
Oysa fikir işçisi olmak, olabilmek hiç de kolay değil… Hep çırağı olmaya niyet ettim bu kutsal mesleğin, çırak kalmaya çabalarken de hem layık olmaya hem de hak etmeye çok alın teri dökmek gerektiğini anladım. Çok güzel ustaların, üstatların arasındaki çırak kalbim her zaman çok çalışmam gerektiğini, çok okuyup, çok araştırmam, sorgulamam, bir haber ya da makale yazarken insanların gözünün içine bakmam gerektiğini öğretti bana..
Neyse bugün ki sevincim bir başka haberi sizinle paylaşmak…
Gazetemizde uzun yıllar araştırma yazılarını, okurlarımızla paylaşan merhum Talat Duru’nun son yıllarda yazıhane olarak kullandığı küçük işyeri ailesi tarafından müzeye çevriliyor.
Bir yazar için soluk alıp verdiği bir mekânın gelecek kuşaklara aktarılıyor olmasından daha kalıcı bir eser düşünemiyorum. Benim için çok kıymetlidir o küçük dükkân…
Eski kâğıt kokar, ıhlamur kokar, bazen toyga çorbası bazen kahve kokar, limon kolonyası kokar, ütülenmiş mendil kokar…
Talat amcamın vefat haberinden sonra hep o küçük dükkânındaki hali, tavrı, kibarlığı, nezaketi, beyefendiliği ve mütevazılığı geldi geçti aklımdan…
Ne çok özlenecek şey bırakmıştı geride Talat Amca…
Bütün kalbimle kendi adıma çok teşekkür ediyorum Sevgili Ziya ve Rıza Duru…
Siz sadece bir babanın hatıralarına değil, tüm Karamanlıların hatıralarına da sahip çıkmış olacaksınız. O dükkân yine ıhlamur kokacak diye mutlu olan kalbimle, kulağımda bir Zeki Müren şarkısıyla sadece teşekkür etmek istedim.
“Şimdi uzaklardasın, gönül hicranla doldu”