Yıl 1980. 12 Eylül'e az bir zaman kalmıştı. Karaman Tekstil Fabrikası’nda olaylar çıkmış, ülkücü Abdullah Demirci şehit edilmişti.
Karaman ateşler içindeydi. Ülkücü gençler, infial içinde, sol görüşlüleri yakaladıkları
yerde dövüyorlardı.
Ben de, rahmetli Kemalettin İÇER ve ağabeyim Hüseyin ÖLMEZ ile eski Adliye Sokağında Kemalettin Abi’nin muhasebe bürosunun önünde seyrediyorduk. Şekerbank’ın önünden bir kişi kaçarak geliyor, onu ülkücüler kovalıyordu. Kemalettin ve Hüseyin Abimler, kaçan genci büroya aldılar. Ülkücü gençlerin önüne set oldular.
Büronun camları da tuz buz oldu. Ağabeyler, gençlere:
-“Bizi çiğnemeden büroya giremezsiniz. Sakin olun kanı kanla yıkayamazsınız!”
diyerek sakinleştirdiler.
İnsanın değişebileceğini, bu kurtardıkları gençte gördüm. İnançsız bir insan; yıllar sonra inançlı bir Müslüman oldu.
Allah’ım, ülkemizi ve milletimizi böyle 12 Eylül öncesi yaşadığımız kardeş kanının oluk oluk aktığı kaos günlerinden koru.İleri, mutlu Türkiye’ye ulaştır.