Ay takviminin dokuzuncu ayı, dinimiz açısından üç ayların sonuncusu, Müslümanların oruçlu oldukları aydır. Halk arasında bile birbirimize, Rabbim bu aylara, bu günlere yine eriştirsin deriz. Buradaki anlam, rahmet, fazilet ve bereket dolu böylesi günlere tekrar sağ salim erişilmesi şeklindedir.
Bir çoğumuza hele bu uzun ve sıcak yaz günlerinde oruç tutmak zor gelebilir. Böyle düşünenler kendilerinden emin olamayan kişilerdir. Halbuki çevrelerine şöyle bir bakarlarsa, kendilerinden daha yaşlı veya kendilerinden yaş olarak çok daha küçük insanların yıllardır oruç tuttuklarına şahit olmuşlardır.
Hiçbir mazereti olmadan keyfi oruç tutmayanları görüyoruz, mazereti olupta tutamayanlarımızda olabilir, onlardan ricamız alenen yeme içme yerine onlara biraz saygı duyarak davranışlarına dikkat etmeleridir.
***
Resul-i Ekrem (s.a.v) bir gün hutbe okuyarak şöyle buyuruyor:
"Ey insanlar, yüce Allah’ın bereket, rahmet ve mağfiret ayı size doğru gelmekte, öyle bir ayki Allah katında en üstün aydır.
Onun günleri en faziletli günler, geceleri en faziletli geceler ve saatleri en faziletli saatlerdir.
Bu ayda siz Allah’ın ziyafetine davet edilmiş ve Allah’ın değer verdiği kimselerden sayılırsınız.
Nefesleriniz bu ayda tespih (zikir) ve uykunuz ibadet sayılır.
Amelleriniz kabul, dualarınıza icabet edilir. O halde doğru niyetler ve temiz kalplerle Allah’tan isteyin ki sizi bu ayın orucunu tutmaya ve kendi Kitabını (Kuran’ı) okumaya muvaffak eylesin; zira hiç şüphesiz gerçek bedbaht (kimseler), bu yüce ayda Allah’ın mağfiretinden mahrum kalan kimselerdir.
Bu ayda açlık ve susuzluğunuzla kıyamet gününün açlık ve susuzluğunu hatırlayın.
Fakir ve düşkünlerinize sadaka verin.
Büyüklerinize saygılı ve küçüklerinize karşı şefkatli olun; yakınlarınıza sılayı rahim yapın.
Dilinizi koruyun gözlerinizi haram olan şeylere yumun ve kulaklarınızı haram olan şeylere tıkayın. Halkın yetimlerine şefkatli davranın ki sizin yetimlerinize de şefkatli davranılsın.
Günahlarınızdan Allah’a tövbe edin ve namaz vakitleri en faziletli vakitlerdir. O vakitlerde Allah kullarına rahmet gözüyle bakar. Onunla münacat ettiklerinde cevap verir. Onu çağırdıklarında lebbeyk der ve ona dua ettiklerinde icabet eder.
Ey insanlar, canlarınız amellerinizin elinde rehindir. Onları istiğfar dileyerek kurtarın; sırtlarınızda vebaliniz ağırlaşmıştır; uzun secdelerinizle onları hafifletmeye çalışın.
Şunu bilin ki hiç şüphesiz, şanı yüce Allah, namaz kılan ve secde edenleri azap etmemeğe, insanlar Rabb’ul-alemin’in huzurunda durup (hesap verecekleri) sırada onları korkutmamaya dair kendi izzetine ant içmiştir.
Ey insanlar kim bu ayda mümin bir oruçluya iftar yemeği verirse, Allah katında bir köle bağışlamanın sevabını alır ve geçmiş günahlarının bağışlanmasına vesile olur.
"Ya Resulullah, hepimizin buna gücü yetmiyor." denilince, Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: Bir yarım hurmayla da olsa cehennem ateşinden korunmaya çalışın.
Bir içim suyla da olsa cehennem ateşinden korunmaya çalışın. Zira Allah-u Teala az yapan kimseye de aynı mükafatı verir eğer ondan fazlasına gücü yetmez ise.
Ey insanlar, içinizden kim bu ayda ahlakını güzelleştirirse, bu, ayakların kaydığı günde sırattan (rahatlıkla) geçmesini sağlar. Kim bu ayda eli altında olanlara (hizmetçilere, çoluk, çocuklara ve...) kolaylık sağlar ve yüklerini hafifletirse Allah da onun hesabını hafifletir.
Kim bu ayda (başkalarına karşı yapabileceği) şer ve kötülüklerinin önünü alırsa, Allah da onu mülakat edeceği günde, ona karşı gazabının önünü alır.
Kim bu ayda bir yetime değer verir ona ikram ederse, Allah da kıyamette ona değer verir, merhamet eder.
Bu ayda yakınlarına sılayı rahimde bulunan kimseyi Allah kendisini mülakat edeceği günde rahmetine kavuşturur.Akrabalarıyla ilişkisini kesen kimseyi de Allah kıyamet gününde kendi rahmetinden mahrum kılar.
Bu ayda müstehap bir namaz kılanın Allah cehennem ateşinden kurtuluşunu yazar.
Kim bu ayda farz bir namazı kılarsa diğer aylarda kıldığı yetmiş farzın sevabını almış olur.
Kim bu ayda bana çok salat-u selam getirirse terazilerin hafif olacağı günde Allah onun (amel) terazisini ağırlaştırır.
Bu ayda Kuran’dan bir ayet okuyan kimse diğer aylarda bir Kuran hatmetmenin sevabını alır.
Ey insanlar! Cennetin kapıları bu ayda açıktır, Rabbinizden isteyin ki onları yüzünüze kapatmasın. Cehennem kapıları ise kapalıdır; Rabbinizden dileyin ki onları sizin yüzünüze açmasın. Şeytanlar da bu ayda bağlanmışlardır. Rabbinizden dileyin ki onları size musallat etmesin..."
Yine merhum Şeyh Saduk’un nakline göre Resulullah (s.a.v) Ramazan ayı girdiğinde ellerinde bulunan bütün esirleri serbest bırakırdı ve her dilenciye bağışta bulunurdu.
Mefatih-ul Cinan kitabının yazarı merhum Şeyh Abbas Kummi şöyle devam ediyor: Ramazan ayı alemlerin Rabbi Allah-u Teala’nın ayıdır ve ayların en faziletlisi ve en üstünüdür; öyle bir aydır ki sema kapıları, cennet kapıları ve Allah’ın rahmet kapıları onda açılır ve cehennem kapıları kapanır, bu ayda öyle bir gece vardır ki onda Allah’a yapılan ibadet bin ayda yapılandan daha hayırlıdır.
O halde bu mübarek ayda her türlü gafletten kaçınmalı, gecemizi ve gündüzlerimizi çok iyi değerlendirmeli, kendi uzuvlarımızı günahlardan nasıl koruyacağımızın hesabını iyi yapmalıyız. Yazının devamı var…