Bizim ülkemiz dünya coğrafyası içinde en güzel doğa ve tabiat harikası bir yer. Aynı zamanda herkesin göz koyduğu, adını duyunca iştahının kabardığı bir bölge.
Gelelim Konya Selçuk Üniversitesinden görüşlerine başvurduğum değerli hocam Sayın Kuddusi ERTUĞRUL’ beyle yaptığım söyleşiye.
-Herşeyi devletten beklememeliyiz, bizlerede büyük sorumluluklar düşüyor diyerek söze başlıyor ve sıralıyor.
1-Yabancı uyruklu insanların ülkemizde bitki toplayabilmeleri yasalara bağlıdır. Böyle bir şeyin yapılması için dış işleri bakanlığından özel izin alınması gerekmektedir. Müracat yapan kişiye bakanlığın vereceği belge 5-6 ay gibi uzun bir araştırma ve inceleme süresine takılmakta. Bu işlemleri beklemeyi göze alamayan kişilerin kaçak yollardan bu işi yapmaya bir yerde mecbur kalıyorlar.
Ayrıca ülkemizden örnek götürmek isteyenlerin mutlaka yerli bir araştırmacının eşliğinde bu işi yapması gerekiyor.
2- Doğa ve tabiat korumasında ülkemizde bir çok kurum ve kuruluş yetkili kılınmıştır. Bu kurum ve kuruluşların yetkilerinin nelerde başlayıp nelerde bittiği belirsiz olduğundan bazı karışıklıklar yaşanmaktadır.
Bu nedenlerden dolayı bir çok yerli araştırıcılar, yabancı turistler, doğa fotoğrafcıları rahatsız edilmektedirler. Bu da ileride turizmi epey baltalayabilir. Şunu iyice bilmeliyiz ki her gelen turist kaçakçı değildir.
Çevre, Tarım ve Turizm bakanlığı yurdumuzun bazı bölgelerinde daha hassas ve duyarlı davrandığını, yerli araştırmacılardan bile özel izin belgesi istedikleri olabilir.
3-Son zamanlarda özellikle basınımızda çıkan haberler, halkımızda doğa ile ilgili bilinçlenmenin yavaş yavaş yerine oturmasına büyük katkılar sağlamasına vesile olmuştur.
Sevgili hocam Prof.Dr. Kuddusi ERTUĞRUL’A ben bu güzel bilgilerei ve katkılarından dolayı çok teşekkür ediyorum.
***
Sonuç :
-Halk olarak bizlere de büyük sorumluluklar düşmektedir.
- Asker ve polisimizin her an her yerde olması mümkün değildir.
- -Şüpheli gördüğümüz kişileri Jandarma 156 veya Polis 155’i
arayarak bildirmeliyiz.
- Her gördüğümüz turiste kaçakçı muamelesi yapmamalıyız.
-
- Bu gibi konularla alakalı yetkili birimler toplumu sık sık bilinçlendirmeli.
- Böylesi olayların sıkça yaşandığı kasaba ve köylere daha çok önem verilmeli.
-Yurt dışında kelebek ve böceklerin pazarları ve borsalarının bulunduğu bilinmeli.
“Böcek kaçakçılığı farklı amaçlarla yapılabiliyor. Gelişmiş ülkelerin çoğunda doğa tarihi müzeleri var. Kaçakçılar, turist olarak gittikleri ülkelerde böcekleri toplayıp bu müzelere para karşılığı satıyorlar. Böyle bir böcek borsası var. Ayrıca böcek türleri, gen çalışmalarında kullanılabiliyor. Ancak bunlar bizim ülkemizin biyolojik zenginlikleridir izin alınmadan toplanmasının önüne geçilmelidir.
Bizim ülkemiz böcekler ve bitkiler açısından çok iyi bir gen kaynağı hazinesidir. Çünkü Avrupa, Asya ve Afrika türlerini topraklarımızda barındırıyoruz. Biyolojik açıdan çok zengin bir ülkeyiz. Bu nedenle bitki ve böcek kaçakçıları daha çok bizim ülkemizi tercih ediyor.”
Bu ülkeden bir tek çakıl tanesi bile vermeyiz diyen herkes şunu iyi anlamalı ve bilmeli. Kaçak yollardan tarihi eserlerimiz başta olmak üzere, sineklerimiz ve böceklerimizin bile nasıl kaçırıldığını görmeli, gereken önlemleri bir an önce almalılar.