HOŞ GELDİNİZ EFENDİMİZ Celal ARSLAN Sen ki, Bütün insanlığın beklediği, özlenen yolcu, Sen ki, nebiler nebisi, Sen ki, yeryüzünün nurlu güneşi, Sen ki, alemlerin başöğretmeni, Sen ki, gönlümüzde her an yeni doğan nur, Semavat-u nura gark eden, Muhammet Mustafa s.a.v Kainata “Hoş geldiniz, Hoş geldiniz”efendimiz. Efendimizin dünyaya gelişleri ile, alem yeniden can bulmuş, her alanda insanlıkta büyük bir değişim ve dönüşüm başlamıştır. O’nun gelişiyle; Kisra’nın saraylarından On Dört burç yıkılmış. Dünyanın doğusunda ve batısında aydınlık bir nur görünmüş. Bin yıldır yanan Ateşperestlerin büyük ateşi sönmüş. Asırlardır kupkuru olan SEMAVE vadisi sular altında kalmış. Şeytan ölesiye korkunç çığlıklar atmış. Save gölünün suları bir anda çekilmiş. Kabe’deki putların çoğu baş aşağı devrilmiştir. Süleyman ÇELEBİ’nin melid-i şeriflerinde dediği üzere: “DOĞDU OL SAATTE OL SULTAN-I DİL NURA GARK OLDU,SEMAVAT-Ü ZEMİN”. Veya Mehmet Akif ERSOY’un şiirinde: On dört asır evvel, yine bir böyle geceydi, Kumdan, ayın on dördü, bir öksüz çıkıverdi! Lâkin, o ne hüsrandı ki: Hissetmedi gözler; Kaç bin senedir, halbuki bekleşmedeler di! Kutlu doğum ile alemlerin aydınlığa döndüğü, yanık toprakların suyla buluştuğu,insanlığın hayat bulduğu, goncaların çiçek açıp, güllerin türlü kokular saçtığı, gönüllerin imanla dolup, küfrün belinin kırıldığı zamandır. O’nun gelişiyle; madde kendini sıfırlamış, mana ön plana çıkmıştır. Hak güçlü olanın değil, haklı olanın olmuş, hakikatlerle birlikte batıl tükenip bitmiştir. Diri diri toprağa gömülen kızlarımız artık gömülmez olmuş, sosyal adalet sadece inananlara değil, inanmayanlara bile eşit bir şekilde uygulanmıştır. Onun gelişiyle; ölümün yokluk olmayıp, yeni ve ebedi bir hayatın varlığı öğrenilmiş, helal ve haram, cennet ve cehennem, dünyanın ahretin birer tarlası olduğu,israfın, adam öldürmenin, çalıp çırpmanın, hırsızlığın suç sayıldığı açık ve net bir şekilde anlatılmıştır. Yine onun gelişiyle; mazlumların hakkı korunarak, yetimlerin başları okşanmış, insanlık aşkla ve muhabbetle tanışmış, fazilet ve erdem gönüllere taht kurarak, insanlık vefalı olmayı ondan öğrenmiştir. O’nun gelişiyle; Allah’tan başka tapılacak bir ilahın olmadığı, kula kulluğun bittiği, insanlığın başı boş olamayacağı, en önemlisi güzel ahlakı tanıyıp yaşamında uygulamıştır O’nun gelişiyle; saflar belli olup, İnsanlık yaratanını “ALLAH”ı tanmıştır. Tekrar hoş geldin ey güzel sevgili. Hoş geldin son elçi. Muhammet Mustafa S.a.v…