Doğa, duyuların ve duyguların kaynağıdır.
Doğa, duyuları ve duyguları besler.
Hayatın kaynağı da doğadır.
Hayat, hareketi, fikri, erdemi, güzelliği doğurur.
Hayat, bunların zıddının da anasıdır.
Güneş’in ışığı, ısısı, aydınlığı, cazibesi hayatın temelidir.
Bir gün, gün doğumuna tanık olun.
Şafağın sökmesini izleyin.
Güneş normal seyrindedir, milyonlarca yıl olduğu gibi.
Geceye, ‘’çekil!’’diye bağırmaz. Gece, hakimiyetini kurduğunda kapkaranlık örtüsünü serer, bir daha toplayacağını hesap etmez.
Karanlık hesapsızdır.
Güneş, adım adım, döne döne ve olanca sakinliğiyle yaklaşır.
Gece, panik halindedir, karanlık perdesini toplamanın telaşına kapılır.
İşte bu sırada duyulur, karanlığın kat kat toplanma sesi.
Yıldızlar, düğmeye basılmış gibi kararır, görünmeyen bir el hepsini süpürüp, bir sonraki gece için saklar.
Güneşin ilk ışıklarının geceye uyarısının sesi gelir ardından.
Evren’in bir köşesindeki bu minik devinim dünya için büyük bir yankıdır.
Tan yeri ağarırken, yarılma sesi hassas kulaklara ulaşır.
Bir mavimsi esinti sarar dağı, taşı, toprağı, canlı, cansız her şeyi.
Bir mavimtrak tazelik gelir ardısıra.
Karanlık devasa şalını bir daha silkeler. Niyeti örtmektir ama ışık izin vermez.
Bu silkme ve sessiz ihtarın sesi de hassas kulaklar içindir.
Ses, çoğu kez renk olarak ortaya çıkmayı tercih eder.
Gürültü ses değildir.
Karmaşa renk değildir.
Aydınlık Harekettir
Karanlık toplanırken, boşlukları kızıllık doldurur. Sabahın aydınlığının müjdecisi griliktir.
Sonra keskin bir mavilik sarar gökkubbeyi.
Aydınlık, karanlığın dürücüsü değildir.
Aydınlık, karanlıktan sonra gelir ve hayatı yeniden başlatır.
Bulutların önce sesi duyulur, sonra rengi gözlenir.
Zirvelerdir aydınlığın ilk konuk olduğu yerler.
Aydınlık zirveyi seçer, zirvede olandır ilk ışığı gören.
Sonra ağaçlar parlar, ışıktan. Ağaçların dalları, yaprakları hareketlenir.
Aydınlık harekettir.
Bu sesleri hassas kulaklar bir de ağaçların sakinleri duyar.
Kuş cıvıltıları, kuşların renkleriyle yarışır.
Ses ve renk artık alenidir, herkes içindir.
Aydınlık taşa, toprağa ve suya gelir sonra.
Taş renklenir, toprak nemlenir, su buharlaşır.
Bunu kulak duyar, göz görür.
Dünyadan güneşe ‘’ Hoşgeldin Korosu’’nun şarkıları yükselir.
Sis tabakası sevinç gözyaşlarıdır.
Sessiz ağlayanın bile iç çekişleri duyulur.
Ağıt, kainatın en uç noktalarına ulaşan mesajdır.
Aydınlık Aşikar Kılar
Nesneler aydınlıkta isim alır.
Değerli olanı aydınlık gösterir.
Bulutlar yürür, böcekler yürür, hayvanlar yürür.
Yürümek harekettendir, hareket diriliktir, hayattır, sestir, renktir.
Aydınlık hareketin kalbidir.
İnsan yürür, adım adım.
Kalp atar, dünya döner, alınteri akar.
Aydınlık sestir, renktir.
Dünya sestir, renktir.
İnsan sestir, renktir.
Soluk olan insana ve dünyaya ve aydınlığa uzaktır.
Sessiz olan insana ve dünyaya ve harekete uzaktır.
İnsan, insana yakındır.
Bunun adı dostluktur.
Herşey ya sestir ya renktir.
Dünya ya renktir ya sestir.
İnsan ya renktir ya sestir.
Ses de renk de kutsaldır.
Esas olan aydınlıktır.
Zihin aydınlığı,
Gönül aydınlığı,
Dost aydınlığı,
Dünyanın aydınlığı.