Seçim beyannamelerinin taahhüt içerdiklerinden söz etmiştik.
Her taahhüdün yerine getirilmesi veya unutulan vaatler çöplüğüne gönderilmesinin toplumsal ve kişi ölçekli yan etkileri olacaktır.
Bazı taahhütlerin gerçekleşmesinin yan etkileri ise hayati tehlike içerebilir. Vatandaşların, bizatihi ülkenin br doğanın zararına olabilir. Bu etkiler bazen sonraki kuşaklara bile sirayet edebilir.
Büyük projeler sadece oy veren seçmenlerin yaşam süreleriyle ilgili değildir. Öyle kalıcıdırlar ki, petrol türevli atıklar benzeri, onlarca nesli etkilerler. Bu etki, olumlu yönde olabildiği gibi olumsuz da olabilir.
Her partinin taahhüdü vardır ama muhalefetteki partilerin taahhütlerini yerine getirmeleri elbette söz konusu edilemez.
İktidar para doğurmaz
Seçim beyannamelerinde vaat edilen hizmetlerin, yatırımların gerçekleştirilmesi, ücretlerin ve maaşların artırılarak ödenmesi, sosyal projelerin sürdürülmesi parayla mümkündür.
Seçimi kazanan ve iktidar olan siyasi parti, bir sermayedar gibi, “işyeri açtım, işte sermayem” demez. Altın torbalarıyla gelip, vaatleri için bu torbanın içini boşaltmaz.
Hatta boş torbalar doldurulur.
İktidarların sermayesi öncelikle insan kaynağıdır, nitelikli beyinlerdir. Vergi gelirleri, turizm gelirleri, ihracat, dış borç, mevcut değerlerin satışından elde edilen gelirler ise hem devlet çarkının dönmesi hem de vaatlerin yerine getirilmesinde kullanılır.
Seçim beyannamelerinde ekonomik, toplumsal vb. yan etkilere yer verilmemesi siyasetin doğasından kaynaklanıyor olabilir. Ahlaki ve milli değerlere önem verilmesi gerçekten isteniyorsa beyannamelerin içeriğine el atma vakti gelmiş demektir.
Nitelikli muhalefet, yan etkileri dile getiren, halka bunları ısrarla anlatan ve iktidarı yanlış yola sapmaktan alıkoymaya çabalayan muhalefettir.
İttifak da olsa, ortaklığı bilmeyen bir ülkede bir parti iktidar olacak. Muhalefetin gücü ve çokluğu, bu nedenle bazen gaz, bazen fren görevi üstlenerek iktidarın rotasında kalmasına vesiledir.
Meraklısı İçin Not:
1- Veda Hutbesi (8 Mart 632)
bir beyannamedir. İlk insan hakları beyannamesi olarak değerlendirilir.
2- İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi (10 Aralık 1948) Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararıyla ilan edilmiştir.
Veda Hutbesi ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin içeriğine her ülkenin iktidarı inanıyor ve burada yer alan ilkeleri uyguluyor olsalardı dünyamız bugünün dünyası olmazdı.
İktidarların işleri kolaylaşır, refah toplumunda özgür bireyler daha mutlu olurdu.
Her kuşa ayrı yem mantığındaki beyannameler, kişilere değil, işlere yer verir.
Biz ise, her seçimde olduğu gibi; neyin yapılacağını değil, kimin seçileceğini oylayacağız.
Hayırlı olsun.