Seçim Sathı mahallinde bu tür yazılar yazmamayı tercih ederim ancak bazı şeylere dayanamıyorum.
Ha, bu arada daha çok şey var yazacağım, sırası ve zamanı geldikçe kara kaplı defterimdeki notlarımı sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.
Meşhur Karaman ile ilgili söylenen tabir/deyim var ya, ‘Karaman’ın Koyunu, sonra çıkar oyunu’ diye
Göz boyayarak, verilen tarihlerin kat kat uzayıp gittiği geciken hizmetlerle vatandaşı adeta koyun yerine koyanlar bir gün işin öyle olmadığını anlayacaklar ama dönüşü olmayan bir noktada görecekler kendilerini.
Şimdilik bir konuya değineceğim ve daha sonraki yazılarımda da diğer konuları sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.
KARAMANLI ÖMRÜNDE PARK MI GÖRMEDİ?
Karaman’a birkaç park yapıldı, tamam hiç yoktan iyidir, ihtiyaçtır, yapanlara teşekkür ederiz.
Ancak Yapılan parkları abartıp uçurtmanın da bir anlamı yok.
Konya burnumuzun dibinde, Konya’daki parkları görünce yapılanlar benim gözümde ‘hiçbirşey’ kalıyor.
Bilmeyenlere adres vereyim, Konya Japon Parkına gidin, Karaslan Hadimi Parkı, Karatay Şehir Parkı, Selçuklu Ecdat Parkı vs.
Konya’da devasa ve özel projeli onlarca park var ve gerçekten de park gibi park.
Karamanlı niye iyisine sahip olmasın ki.
Yapanlar bilmeyebilir de, burunlarının dibindeki Konya’ya gidip te bir bakmazlar mı? Ya da komşu belediye olarak destek istenemez mi bu tür konularda?
Elbette istenir ama ‘ben yaptım oldu’cular pek akıl danışmayı sevmedikleri için herhalde gerek görmüyorlar.
Akşam vakitlerinde ışıklar altında çekilmiş cicili bicili fotolarla güzel şeyler yaptık demenin anlamı yok. Artık iletişim çağındayız, Konya’nın parkları diye google amcaya yazarsanız güzel/şahane parkları görürsünüz.
Ben gittiğim bir yerde önce oranın parklarını görmek isterim ve en az bir tanesini de görürüm. Şimdi Karaman’daki parklarla diğer gördüğüm parkları görünce köy ile şehir farkı gibi fark ortaya çıkıyor.
Büyük büyük alanlar, birkaç kamelya ve çocuk eğlence köşeleri ile ve de bol ışıklarla donatılıp güzel demek pek mantıklı gelmiyor bana.