Yunus Emre Divanı Karaman Nüshası’nın satışa konulması ile gündem bir anda hareketlendi. Yunus Emre Divanı Karaman Nüshası, gündemde patlayınca olağan ve olağan olmayan gelişmeler oldu. Yalan haberle Karaman Nüshası’nı gündeme getiren kesimler oldu, ulusal basında. Siz genelde Yunus Emre Divanı Karaman Nüshası hakkında doğru bilgilerle yazılar yazdınız.
Türkiye, Yunus Emre Divanı Karaman Nüshası hakkında farklı, çok yönlü, ayrıntılı, doyurucu ve nesnel bilgileri sizden aldı. 10-15 yıl önce yazdıklarınız sanki bugünlere yazılmış gibi duruyor. Bu yazıda siz, Yunus Emre Divanı Karaman Nüshası ve Karaman bağlamında söyleşelim istedik.
Uyanış: Sizde Yunus Emre Farkındalığı ve Araştırmaları ne zaman başladı?
Yunus Emre farkındalığı bende 12 yaşında, Yunus Emre araştırmaları ise 15 yaşında başlar. Yunus Emre Divanı Karaman Nüshası, 40 yıldır izlediğim, araştırdığım bir konudur. İsmet Paşa Caddesi’nde Yunus’un sözlerinin yazılı oldu takları hiç unutmam. Ayrıca okul yolunda yedi yıl boyunca hep Yunus Emre Camii üzerindeki yolu kullandım.
Tevafuk olacak, Karaman Nüshası’na merak sardığım 1980’li yıllarda, Karaman Nüshası’na, Baha Kayserilioğlu’nun evine 200 metre uzaklıkta oturuyordum. Onun evi o zamanlar Tartan Konağı’nın tam arkasında iken ben Parmaklı Camii’nin alt tarafında oturuyordum. 2002’de Karaman Nüshası İstanbul’a gitti. Ben 2005’te tekrar Karaman’a geldim ve Talat Duru amca ile ölümüne kadar Yunus Emre ve Yunus Emre Divanı Karaman Nüshası konuştuk.
Uyanış: Bu konuda çok eskiden bu yana yazıyorsunuz, kitaplarınız var!
Bugünleri 2010’larda gördüm. 2012’de Yunus Emre Divanı Karaman Nüshası’nın mikrofilmini Ankara’dan aldığımda Karaman Nüshası’nın büyük olaylara gebe olacağını sezdim. 2012’den itibaren sürekli Karaman Nüshası hakkında yazılar yazdım. O zamanlar kimsenin bu yazılar hakkında bir fikri yoktu, kimsenin gündeminde değildi. 2014’te yayınladığım prestij kitap Yunus Emre Divanı Karaman Nüshası, Yunus Emre çalışmalarında bir dönüm noktasıdır. Hem Karaman hem Türkiye, Karaman Nüshası’nı o kitapla tanıdı. Çünkü o kitapta hem çevirisi hem tıpkıbasımı hem de ayrıntılı bilgileri vardı. 2017’de Duru Bulgur’dan yayınlanan genişletilmiş baskı ile tüm Türkiye, Karaman Nüshası’nın en eski Yunus Emre Divanı olduğunu öğrendi. Bunun haberleri internet sayfalarında ayna gibi duruyor. Ben bunlarla da yetinmedim, 2022 yılına kadar Karaman Nüshası’nı çeşitli yönleriyle tanıtan makaleler yazdım, kitap bölümleri, bildiriler hazırladım. O makaleler, internet ortamında binlerce kez okundu, bundan sonra da yüzbinlerce kez okunacak.
Benim Yunus Emre ile ilgili bu kadar arşiv ve kayıt oluşturmamın iki sebebi var. Yunus Emre’ye hizmet etmenin onun onurlanmanın yolu, onun düşüncelerini çalışmaktan ve açıklamaktan geçer. Bu bir, ikincisi de insanoğlu, unutmaya eğimli bir hafızaya sahiptir. Hele günümüzde bugün yapılan akşama unutuluyor. Ayrıca çok yaşadım, bir işin, bir projenin arka planında emek veren, düşünce üreten, danışmanlık yapan biri oluyor ama o işle, proje ile adı anılanlar hep göz önündekiler olabiliyor.
Bu sebeple Yunus Emre Divanı Karaman Nüshası’nı Karaman’a benim getirdiğimin ve onun için büyük emek verdiğimin anlaşılması için en ölü zamanlarda bile yazı yazdım. Yunus Emre Divanı’nın Yunus Emre yazılarımın bir kısmı kayıt yapma, yani arşiv oluşturmadır.
“Baha Kayserilioğlu’nun elindeki divan” denildiği, adından başka bir şeyin bilinmediği dönemlerde Karaman Nüshası’nın geçmişine, içeriğine ve özelliklerine dair yazılar yayınladım. Bunları yayınladığımda kimsenin ruhu duymadı, bu yazı ne diye kimse sormadı. Bir avuç insan dışında bu yazılara ve bu konulara eğilen olmadı. Mesela 2013’te “Karaman'daki Yunus Divanı'na Ne Oldu?” “Yunus Divanı Karaman Nüshası’nın Paleografik Özellikleri” adlı makaleler yazdım. Ama şimdi bunlar su gibi okunuyor. Çünkü herkes internetten bu yazıları arıyorlar. 2016’da Manisa’da Uluslararası Yunus Emre Kongresinde, Türkiye’nin en önemli Yunus Emre uzmanlarının karşısında Karaman Nüshası’nın tüm özelliklerini yansıtan 55 sayfalık bir bildiri sundum. O uzmanların hepsi Karaman Nüshası kitabını havada kapmak istedi. Ve şu an en az 10 üniversitede,14. yy Türkçesi derslerinde Karaman Nüshası’nın özgün sayfaları okutuluyor.
2022’de çalıştığım ve üst düzey bir dille anlattığım, Divan-ı Yunus Emre Karaman Nüshası adlı makalem, İstanbul’da prestij bir kitapta ve seçkin yazarların yazılarıyla birlikte yayınlandı. O makalem tüm uzmanların Karaman Nüshası hakkındaki en önemli başucu kaynaklarından biri oldu. Çünkü o makale Karaman Nüshası’nı çeşitli yönleriyle ve ayrıntılı ele alan en önemli kaynaklardandır.
Uyanış: 2021 Yunus Emre Yılında da oldukça aktiftiniz.
Dediğim gibi Yunus Emre ile ölümsüzleşmek, Yunus Emre ile onurlanmak kadar güzel bir değer kazanma olamaz. 2021 Yunus Emre Yılında bireysel ne yapabilirim noktasında hareket etmek zorunda kaldım. Ben aynı zamanda yenilikçilik ve stratejik yönetim eğitimleri almış hedef kitleye göre ürün oluşturmayı bilen birisiyim. Hele bunu kültürel alanda yapabilmek çok zordu. Yıllarca kafa yorduğum çözümlerin ancak yüzde birini 2021’de gerçekleştirme durumunda kaldım.
Öncelikle kitle tanıtımı ayağında Nazım Boynukalın, Ziya Duru ve Rıza Duru’nun büyük destekleriyle Yunus Emre broşürleri çıkardık. Toplamda hazırladığımız 10.000 broşür yaklaşım iki ayda tükendi. Halka doğru arz yapıldığında, hemen karşılığı alınabiliyor. Karaman Belediyesi yayınları içinde Yunus Emre’nin Karaman’daki Kültürel Mirası kitabını yayınladık. Konferanslar, bildiriler, makaleler, temsiller ile o yıl dolu dolu geçti.
Ben o sene Karaman’da nasıl bir Yunus Emre anması ve etkinlikleri düzenlenmesi konusunda büyük bir dosya hazırladım. Bu dosya başlıklarını da Sevdamız Karaman kitabında Yunus Emre bölümünde açıklayarak gösterdim. Kitap, reklam, hediyelik eşya, konferans, gezi, ulusal ve yerel tanıtım vs. her konuda fikir ürettim. Okul öncesi ve ilkokul çocukları, ilk kez Yunus Emre projelerinde hedef kitle oldu.
Yunus Emre konusunda ürettiğim projelerle, kurumlardan her zaman önde gittim. Bunun canlı örneği geçen sene Aralık ayında yaşandı. Milli Eğitim Bakanlığı, “Dilimiz Zenginliğimizdir” projesini başlattı. Karaman’da bu proje resmi olarak başlatılmasa da okullardan bazıları inisiyatif aldı ve bu etkinliği okullarında yürüttüler. Aralık ayı ise Yunus Emre ayı idi. Okullardan şunları istiyorlardı: Alanında uzman bir konuşmacıyla öğrencileri buluşturmak. Yunus Emre’yi masal ve öykülerle tanıtmak. Yunus Emre’nin şiirlerini öğrencilere yorumlatmak vs.
Şimdi tüm bu konularda 2021 yılına kadar düşündüğüm ve ürettiğim projeler vardı zaten. Beni çağıran yaklaşık 30 okulda yüksek başarı ile Yunus Emre’yi temsil ettim.
Uyanış: Türkiye, Karaman Nüshası gerçeğini müzayede sürecinde sizin yazılarınızdan takip etti.
Evet, sorunun kolay yanıtı şu: Alternatif yok. Yunus Emre Divanı Karaman Nüshası hakkında ayrıntılı, farklı, çok yönlü; nesnel, doğru, doyurucu ve sürekliliği olan bilgiler son 12 yıldır sadece benim tarafımdan işleniyor, yazılıyor. Googletrends istatistiklerine göre google üzerinden günde 200 kez aranıyor ve araştırılıyorum.Ben bugünleri yaşayacağımızı adım gibi biliyordum. Dediğim gibi 2010 yılından bu yana sürekli Yunus Emre Divanı Karaman Nüshası hakkında çalışıyor ve makale üretiyorum, kitap yazıyorum. Bu çalışmalarımdaki temel düşünce şu: Bir gün Yunus Emre Divanı Karaman Nüshası’nın Yunus Emre’nin asıl eseri olduğu belli olacak. İşte benim tüm hazırlıklarım o günedir. Karaman Nüshası, Yunus Emre’nin asıl eseri değil diyelim. Olsun, sonuçta Yunus Emre’nin düşüncelerini çalışıyoruz. İki yanılırsak, bir doğru adım atmış oluruz.
Daha somutu, 2040 Yunus Emre’nin doğumunun 800. yılı. 15 yıl kaldı. Ben şimdiden o yıla hazırlanıyorum. Ağustos böceği ile Karıncanın hikâyesi gibi bu durum.
Buradan hareketle şunu söyleyeyim. Şimdiye kadar yazdığım hiçbir şeyin boşa gitmediğini gördüm. Yunus Emre Divanı Karaman Nüshası’na ait gerçek, doğru ve nesnel bilgileri, Türkiye’nin benden aldığını gördüm.
Karaman Nüshası’nın müzayedeye çıktığını ilk öğrenenlerden biri idim. Karaman Nüshası’nı en çok çalışan ve onun hakkında en çok kitap çıkaran ve yazı yazan kişi olarak ilk iki günüm çok hareketli geçti.
Burada sosyal medyadan, yazı ve kitaplarımdan ve süreç içinde hazırladığım yazılardan gelen etkileşimlerden söz etmek gerekli olacaktır.
Whatsapp üzerinden çok arayan ve soran oldu. Çünkü sürecin nasıl seyredeceğini ve nereye varacağını kimse kestiremiyordu.
Ben beni arayanlara, tüm süreçlerine hâkim olduğum Karaman Nüshası’nın müzayede akışı hakkında yanıtlar verdim.
X ortamında ise kendimi bir anda bir kaos ortamında buldum. Sanki hiçbir kuralın olmadığı bir trafiğin içinde akıyordum. Bir şey yazınca sanki bir düşmanı hareketlendirmişçesine hiç tanımadığın bilmediğin birinden seviyesiz yanıtlar gelmesini bir türlü anlayamadım. Yani maksat bağcıyı dövmek oluyordu.
Geçmiş yazılarımla ilgili ilginç bir gelişme oldu. Researchgate, Academia.edu, Karaman’da Uyanış sayfalarındaki yazılarımın okunması 28 Ekim’den itibaren olağandan daha yüksek sayılara ulaştı. 13 Kasım’dan itibaren ise her biri makale olan ve spesifik alana hitap eden yazılarımın günlük okunması 250’yi buldu. İstatiksel konuşursak internet ortamında Yunus Emre yazılarımın toplam okunma adedi 100.000 aştı. Bir de takip edemediklerim var. Mesela googlescholar’da makalelerim ne kadar takip ediliyor ve yararlanıyor göremiyorum.
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim, son on günde yazılarımın izlenirliği ve okunurluğu tüm zamanlardaki okunurluğun yüzde beşine karşılık geliyor.
Karaman Nüshası’nın müzayedeye çıkması sürecinde ulusalda Karaman Nüshası’yla hiçbir ilgisi olmayan, yalan, yanlış, uydurma, çarpıtma ve manipüle haberler yayılmaya başlandı. Bunun bazı kaynaklarca kasıtlı yapıldığını biliyoruz. Bu noktada Karaman’dan bir kişinin görev üstlenmesi gerekiyordu. Tabi ki en çok çalışan ve onu en iyi bilen olarak benden başkasının Karaman Nüshası hakkında özgün, gündeme uygun, etkin bilgi üretmesi mümkün değildi. Bu noktada inisiyatif alıp üç dört etkin yazı hazırladım. Bunların hepsi de hem kamuoyunun ihtiyacının karşılayacak nitelikte hem de bilimsel temelli yazılardır. Bundan sonra birkaç yazımız daha olacak. Bu yazıların ne kadar gerekli olduğunu yüz yüze görüşmelerimde, teşekkür mesajlarında ve karşıt görüşlülerin sataşmalarından anladım. Mustafa Tatcı’nın Karaman Nüshası’na getirdiği seviyesiz ve yalan, çarpıtma haberini eleştiren yazım, ulusalda müthiş ses getirdi. Çünkü Mustafa Tatcı hiçbir zaman açıktan eleştirilmemişti. Daha ilginci, Mustafa Tatcı tarafından kuyuya atılma ve çıkarılamama tehdidi aldım. Nasıl bir tehdit anlayamadım ama hem komik hem de trajik bir tehdit. İçinden ölüm, öldürme bile anlaşılabilir.
Yine “Karaman Nüshası neden önemlidir” yazım, tüm okuyucular için bir rehber, bir yol gösterici oldu. Müzayede sürecinin nasıl olacağına rehberlik eden yazım da yüzde yüz doğru çıktı.
Bunların haricinde bana gelen özel ama sakıncasız ve doğru bilgileri X ve WhatsApp kanallarından anında paylaştım.
Ayrıca Kültür Bakanlığı’nın Karaman Nüshası’nı alacağını tam dört gün önceden bildirdim.
Uyanış: Karaman süreçten başarısız mı çıktı?
Eğer olaylara ve durumlara nesnel ve gerçekçi bakmaz, eleştirel yaklaşmazsanız avara kasnak gibi döner durursunuz.
Burada 65 yıllık bir süreç söz konusu. Geçmişten gelen ders çıkarılmayan bir takvim var. Geri gelmeyecek pişmanlıklar var. Eğer birileri eskiden şunu yaptım bunu yaptım diyor ve günümüze de bir şey kalmadı, geleceğe bir şey aktarılmadı ise sadece bencil duyguların ifadesini görebiliriz. Daha da önemlisi hiç var olmamış bir kurumsallık sorunu var. Kurumsallığı, bir vizyonun, bir amacın, bir düşünce çevresinde ilkelerle kurallarla kişilerden bağımsız, ehil kişilerle yürütülmesi anlamında kullanıyorum. Buradan bakınca Karaman’da hiç kurumsallık oluşmamış, vizyon belirlenmemiş, insan yetiştirilmemiş, kendiliğinden gelenler akışa katılmışlar. Birileri önde olmuş, çoğunluk izleyici rolünde durmuş.
Sözün geldiği yerde Karaman’da bir yeltenme var, ama sonuç alma yok. Bu hep böyle gelmiş hep böyle gidiyor.
Bundan sonrasında şu kesinlikle yapılmalı. Yunus Emre Divanı Karaman Nüshası’nın bir tıpkıbasımı Yunus Emre Camii’ndeki zikirhane bölümüne konulmalı.
Uzun vadede ise Karaman’da Yunus Emre kültürü oluşturacak kalıcı etkinliklere başlanılmalı. Karaman’da Yunus Emre temelli insan alt yapısı oluşturulmalı. Bakın şimdi 4 yaşında olanlar Yunus Emre’nin doğumunun 800. yılı olan 2040’ta 20 yaşında olacak. O çocuktan o zaman ne bekliyorsan onu şimdiden vermelisin. O zaman popülizmden, görünür olmaktan vazgeçip Yunus Emre düşüncesiyle yetişecek çocuklarımızı yetiştirmeliyiz.
Türkiye, Yunus Emre Divanı Karaman Nüshası hakkında farklı, çok yönlü, ayrıntılı, doyurucu ve nesnel bilgileri sizden aldı. 10-15 yıl önce yazdıklarınız sanki bugünlere yazılmış gibi duruyor. Bu yazıda siz, Yunus Emre Divanı Karaman Nüshası ve Karaman bağlamında söyleşelim istedik.
Uyanış: Sizde Yunus Emre Farkındalığı ve Araştırmaları ne zaman başladı?
Yunus Emre farkındalığı bende 12 yaşında, Yunus Emre araştırmaları ise 15 yaşında başlar. Yunus Emre Divanı Karaman Nüshası, 40 yıldır izlediğim, araştırdığım bir konudur. İsmet Paşa Caddesi’nde Yunus’un sözlerinin yazılı oldu takları hiç unutmam. Ayrıca okul yolunda yedi yıl boyunca hep Yunus Emre Camii üzerindeki yolu kullandım.
Tevafuk olacak, Karaman Nüshası’na merak sardığım 1980’li yıllarda, Karaman Nüshası’na, Baha Kayserilioğlu’nun evine 200 metre uzaklıkta oturuyordum. Onun evi o zamanlar Tartan Konağı’nın tam arkasında iken ben Parmaklı Camii’nin alt tarafında oturuyordum. 2002’de Karaman Nüshası İstanbul’a gitti. Ben 2005’te tekrar Karaman’a geldim ve Talat Duru amca ile ölümüne kadar Yunus Emre ve Yunus Emre Divanı Karaman Nüshası konuştuk.
Uyanış: Bu konuda çok eskiden bu yana yazıyorsunuz, kitaplarınız var!
Bugünleri 2010’larda gördüm. 2012’de Yunus Emre Divanı Karaman Nüshası’nın mikrofilmini Ankara’dan aldığımda Karaman Nüshası’nın büyük olaylara gebe olacağını sezdim. 2012’den itibaren sürekli Karaman Nüshası hakkında yazılar yazdım. O zamanlar kimsenin bu yazılar hakkında bir fikri yoktu, kimsenin gündeminde değildi. 2014’te yayınladığım prestij kitap Yunus Emre Divanı Karaman Nüshası, Yunus Emre çalışmalarında bir dönüm noktasıdır. Hem Karaman hem Türkiye, Karaman Nüshası’nı o kitapla tanıdı. Çünkü o kitapta hem çevirisi hem tıpkıbasımı hem de ayrıntılı bilgileri vardı. 2017’de Duru Bulgur’dan yayınlanan genişletilmiş baskı ile tüm Türkiye, Karaman Nüshası’nın en eski Yunus Emre Divanı olduğunu öğrendi. Bunun haberleri internet sayfalarında ayna gibi duruyor. Ben bunlarla da yetinmedim, 2022 yılına kadar Karaman Nüshası’nı çeşitli yönleriyle tanıtan makaleler yazdım, kitap bölümleri, bildiriler hazırladım. O makaleler, internet ortamında binlerce kez okundu, bundan sonra da yüzbinlerce kez okunacak.
Benim Yunus Emre ile ilgili bu kadar arşiv ve kayıt oluşturmamın iki sebebi var. Yunus Emre’ye hizmet etmenin onun onurlanmanın yolu, onun düşüncelerini çalışmaktan ve açıklamaktan geçer. Bu bir, ikincisi de insanoğlu, unutmaya eğimli bir hafızaya sahiptir. Hele günümüzde bugün yapılan akşama unutuluyor. Ayrıca çok yaşadım, bir işin, bir projenin arka planında emek veren, düşünce üreten, danışmanlık yapan biri oluyor ama o işle, proje ile adı anılanlar hep göz önündekiler olabiliyor.
Bu sebeple Yunus Emre Divanı Karaman Nüshası’nı Karaman’a benim getirdiğimin ve onun için büyük emek verdiğimin anlaşılması için en ölü zamanlarda bile yazı yazdım. Yunus Emre Divanı’nın Yunus Emre yazılarımın bir kısmı kayıt yapma, yani arşiv oluşturmadır.
“Baha Kayserilioğlu’nun elindeki divan” denildiği, adından başka bir şeyin bilinmediği dönemlerde Karaman Nüshası’nın geçmişine, içeriğine ve özelliklerine dair yazılar yayınladım. Bunları yayınladığımda kimsenin ruhu duymadı, bu yazı ne diye kimse sormadı. Bir avuç insan dışında bu yazılara ve bu konulara eğilen olmadı. Mesela 2013’te “Karaman'daki Yunus Divanı'na Ne Oldu?” “Yunus Divanı Karaman Nüshası’nın Paleografik Özellikleri” adlı makaleler yazdım. Ama şimdi bunlar su gibi okunuyor. Çünkü herkes internetten bu yazıları arıyorlar. 2016’da Manisa’da Uluslararası Yunus Emre Kongresinde, Türkiye’nin en önemli Yunus Emre uzmanlarının karşısında Karaman Nüshası’nın tüm özelliklerini yansıtan 55 sayfalık bir bildiri sundum. O uzmanların hepsi Karaman Nüshası kitabını havada kapmak istedi. Ve şu an en az 10 üniversitede,14. yy Türkçesi derslerinde Karaman Nüshası’nın özgün sayfaları okutuluyor.
2022’de çalıştığım ve üst düzey bir dille anlattığım, Divan-ı Yunus Emre Karaman Nüshası adlı makalem, İstanbul’da prestij bir kitapta ve seçkin yazarların yazılarıyla birlikte yayınlandı. O makalem tüm uzmanların Karaman Nüshası hakkındaki en önemli başucu kaynaklarından biri oldu. Çünkü o makale Karaman Nüshası’nı çeşitli yönleriyle ve ayrıntılı ele alan en önemli kaynaklardandır.
Uyanış: 2021 Yunus Emre Yılında da oldukça aktiftiniz.
Dediğim gibi Yunus Emre ile ölümsüzleşmek, Yunus Emre ile onurlanmak kadar güzel bir değer kazanma olamaz. 2021 Yunus Emre Yılında bireysel ne yapabilirim noktasında hareket etmek zorunda kaldım. Ben aynı zamanda yenilikçilik ve stratejik yönetim eğitimleri almış hedef kitleye göre ürün oluşturmayı bilen birisiyim. Hele bunu kültürel alanda yapabilmek çok zordu. Yıllarca kafa yorduğum çözümlerin ancak yüzde birini 2021’de gerçekleştirme durumunda kaldım.
Öncelikle kitle tanıtımı ayağında Nazım Boynukalın, Ziya Duru ve Rıza Duru’nun büyük destekleriyle Yunus Emre broşürleri çıkardık. Toplamda hazırladığımız 10.000 broşür yaklaşım iki ayda tükendi. Halka doğru arz yapıldığında, hemen karşılığı alınabiliyor. Karaman Belediyesi yayınları içinde Yunus Emre’nin Karaman’daki Kültürel Mirası kitabını yayınladık. Konferanslar, bildiriler, makaleler, temsiller ile o yıl dolu dolu geçti.
Ben o sene Karaman’da nasıl bir Yunus Emre anması ve etkinlikleri düzenlenmesi konusunda büyük bir dosya hazırladım. Bu dosya başlıklarını da Sevdamız Karaman kitabında Yunus Emre bölümünde açıklayarak gösterdim. Kitap, reklam, hediyelik eşya, konferans, gezi, ulusal ve yerel tanıtım vs. her konuda fikir ürettim. Okul öncesi ve ilkokul çocukları, ilk kez Yunus Emre projelerinde hedef kitle oldu.
Yunus Emre konusunda ürettiğim projelerle, kurumlardan her zaman önde gittim. Bunun canlı örneği geçen sene Aralık ayında yaşandı. Milli Eğitim Bakanlığı, “Dilimiz Zenginliğimizdir” projesini başlattı. Karaman’da bu proje resmi olarak başlatılmasa da okullardan bazıları inisiyatif aldı ve bu etkinliği okullarında yürüttüler. Aralık ayı ise Yunus Emre ayı idi. Okullardan şunları istiyorlardı: Alanında uzman bir konuşmacıyla öğrencileri buluşturmak. Yunus Emre’yi masal ve öykülerle tanıtmak. Yunus Emre’nin şiirlerini öğrencilere yorumlatmak vs.
Şimdi tüm bu konularda 2021 yılına kadar düşündüğüm ve ürettiğim projeler vardı zaten. Beni çağıran yaklaşık 30 okulda yüksek başarı ile Yunus Emre’yi temsil ettim.
Uyanış: Türkiye, Karaman Nüshası gerçeğini müzayede sürecinde sizin yazılarınızdan takip etti.
Evet, sorunun kolay yanıtı şu: Alternatif yok. Yunus Emre Divanı Karaman Nüshası hakkında ayrıntılı, farklı, çok yönlü; nesnel, doğru, doyurucu ve sürekliliği olan bilgiler son 12 yıldır sadece benim tarafımdan işleniyor, yazılıyor. Googletrends istatistiklerine göre google üzerinden günde 200 kez aranıyor ve araştırılıyorum.Ben bugünleri yaşayacağımızı adım gibi biliyordum. Dediğim gibi 2010 yılından bu yana sürekli Yunus Emre Divanı Karaman Nüshası hakkında çalışıyor ve makale üretiyorum, kitap yazıyorum. Bu çalışmalarımdaki temel düşünce şu: Bir gün Yunus Emre Divanı Karaman Nüshası’nın Yunus Emre’nin asıl eseri olduğu belli olacak. İşte benim tüm hazırlıklarım o günedir. Karaman Nüshası, Yunus Emre’nin asıl eseri değil diyelim. Olsun, sonuçta Yunus Emre’nin düşüncelerini çalışıyoruz. İki yanılırsak, bir doğru adım atmış oluruz.
Daha somutu, 2040 Yunus Emre’nin doğumunun 800. yılı. 15 yıl kaldı. Ben şimdiden o yıla hazırlanıyorum. Ağustos böceği ile Karıncanın hikâyesi gibi bu durum.
Buradan hareketle şunu söyleyeyim. Şimdiye kadar yazdığım hiçbir şeyin boşa gitmediğini gördüm. Yunus Emre Divanı Karaman Nüshası’na ait gerçek, doğru ve nesnel bilgileri, Türkiye’nin benden aldığını gördüm.
Karaman Nüshası’nın müzayedeye çıktığını ilk öğrenenlerden biri idim. Karaman Nüshası’nı en çok çalışan ve onun hakkında en çok kitap çıkaran ve yazı yazan kişi olarak ilk iki günüm çok hareketli geçti.
Burada sosyal medyadan, yazı ve kitaplarımdan ve süreç içinde hazırladığım yazılardan gelen etkileşimlerden söz etmek gerekli olacaktır.
Whatsapp üzerinden çok arayan ve soran oldu. Çünkü sürecin nasıl seyredeceğini ve nereye varacağını kimse kestiremiyordu.
Ben beni arayanlara, tüm süreçlerine hâkim olduğum Karaman Nüshası’nın müzayede akışı hakkında yanıtlar verdim.
X ortamında ise kendimi bir anda bir kaos ortamında buldum. Sanki hiçbir kuralın olmadığı bir trafiğin içinde akıyordum. Bir şey yazınca sanki bir düşmanı hareketlendirmişçesine hiç tanımadığın bilmediğin birinden seviyesiz yanıtlar gelmesini bir türlü anlayamadım. Yani maksat bağcıyı dövmek oluyordu.
Geçmiş yazılarımla ilgili ilginç bir gelişme oldu. Researchgate, Academia.edu, Karaman’da Uyanış sayfalarındaki yazılarımın okunması 28 Ekim’den itibaren olağandan daha yüksek sayılara ulaştı. 13 Kasım’dan itibaren ise her biri makale olan ve spesifik alana hitap eden yazılarımın günlük okunması 250’yi buldu. İstatiksel konuşursak internet ortamında Yunus Emre yazılarımın toplam okunma adedi 100.000 aştı. Bir de takip edemediklerim var. Mesela googlescholar’da makalelerim ne kadar takip ediliyor ve yararlanıyor göremiyorum.
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim, son on günde yazılarımın izlenirliği ve okunurluğu tüm zamanlardaki okunurluğun yüzde beşine karşılık geliyor.
Karaman Nüshası’nın müzayedeye çıkması sürecinde ulusalda Karaman Nüshası’yla hiçbir ilgisi olmayan, yalan, yanlış, uydurma, çarpıtma ve manipüle haberler yayılmaya başlandı. Bunun bazı kaynaklarca kasıtlı yapıldığını biliyoruz. Bu noktada Karaman’dan bir kişinin görev üstlenmesi gerekiyordu. Tabi ki en çok çalışan ve onu en iyi bilen olarak benden başkasının Karaman Nüshası hakkında özgün, gündeme uygun, etkin bilgi üretmesi mümkün değildi. Bu noktada inisiyatif alıp üç dört etkin yazı hazırladım. Bunların hepsi de hem kamuoyunun ihtiyacının karşılayacak nitelikte hem de bilimsel temelli yazılardır. Bundan sonra birkaç yazımız daha olacak. Bu yazıların ne kadar gerekli olduğunu yüz yüze görüşmelerimde, teşekkür mesajlarında ve karşıt görüşlülerin sataşmalarından anladım. Mustafa Tatcı’nın Karaman Nüshası’na getirdiği seviyesiz ve yalan, çarpıtma haberini eleştiren yazım, ulusalda müthiş ses getirdi. Çünkü Mustafa Tatcı hiçbir zaman açıktan eleştirilmemişti. Daha ilginci, Mustafa Tatcı tarafından kuyuya atılma ve çıkarılamama tehdidi aldım. Nasıl bir tehdit anlayamadım ama hem komik hem de trajik bir tehdit. İçinden ölüm, öldürme bile anlaşılabilir.
Yine “Karaman Nüshası neden önemlidir” yazım, tüm okuyucular için bir rehber, bir yol gösterici oldu. Müzayede sürecinin nasıl olacağına rehberlik eden yazım da yüzde yüz doğru çıktı.
Bunların haricinde bana gelen özel ama sakıncasız ve doğru bilgileri X ve WhatsApp kanallarından anında paylaştım.
Ayrıca Kültür Bakanlığı’nın Karaman Nüshası’nı alacağını tam dört gün önceden bildirdim.
Uyanış: Karaman süreçten başarısız mı çıktı?
Eğer olaylara ve durumlara nesnel ve gerçekçi bakmaz, eleştirel yaklaşmazsanız avara kasnak gibi döner durursunuz.
Burada 65 yıllık bir süreç söz konusu. Geçmişten gelen ders çıkarılmayan bir takvim var. Geri gelmeyecek pişmanlıklar var. Eğer birileri eskiden şunu yaptım bunu yaptım diyor ve günümüze de bir şey kalmadı, geleceğe bir şey aktarılmadı ise sadece bencil duyguların ifadesini görebiliriz. Daha da önemlisi hiç var olmamış bir kurumsallık sorunu var. Kurumsallığı, bir vizyonun, bir amacın, bir düşünce çevresinde ilkelerle kurallarla kişilerden bağımsız, ehil kişilerle yürütülmesi anlamında kullanıyorum. Buradan bakınca Karaman’da hiç kurumsallık oluşmamış, vizyon belirlenmemiş, insan yetiştirilmemiş, kendiliğinden gelenler akışa katılmışlar. Birileri önde olmuş, çoğunluk izleyici rolünde durmuş.
Sözün geldiği yerde Karaman’da bir yeltenme var, ama sonuç alma yok. Bu hep böyle gelmiş hep böyle gidiyor.
Bundan sonrasında şu kesinlikle yapılmalı. Yunus Emre Divanı Karaman Nüshası’nın bir tıpkıbasımı Yunus Emre Camii’ndeki zikirhane bölümüne konulmalı.
Uzun vadede ise Karaman’da Yunus Emre kültürü oluşturacak kalıcı etkinliklere başlanılmalı. Karaman’da Yunus Emre temelli insan alt yapısı oluşturulmalı. Bakın şimdi 4 yaşında olanlar Yunus Emre’nin doğumunun 800. yılı olan 2040’ta 20 yaşında olacak. O çocuktan o zaman ne bekliyorsan onu şimdiden vermelisin. O zaman popülizmden, görünür olmaktan vazgeçip Yunus Emre düşüncesiyle yetişecek çocuklarımızı yetiştirmeliyiz.
Yusuf Bey Yunus Emre Divanı'nın Karaman Nüshası inşallah sayenizde ve Kartap'ın da çabasıyla ait olduğu yerde olacak.
Yunus Emre kültürüyle ilgili yazılarınız var mı.