KMÜ Edebiyat Fakültesi Konferans Salonunda düzenlenen konferansın açılış konuşmasını Topluluk Temsilcisi Hatice Bulu yaptı. Bulu’nun ardından Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Yazar Prof. Dr. Kadir Çüçen
Prof. Dr. Çüçen, insanoğlunun varoluşu ve varlık olarak
insanı ele aldığı konferansında Ortaçağ filozofları ve düşünce yaşantılarına
ilişkin anlatımlarda bulunarak şunları söyledi: “Bilimlerin öne çıkmaya başlaması
ile birlikte sorgulanmaya başlayan varlık kavramı 17. ve 20. yüzyılın başlarına
kadar ‘kartezyen’ gelenekle başlayan ‘cogito’ merkezli felsefe ve bilim
anlayışları ile devam etti. Daha sonraki zamanlarda Descartes ve modern felsefe
ile birlikte yeni felsefeler ve kuramlar ele alınmıştır. Özellikle Descartes
sonrası felsefelerden Pozitivizm ve Yeni Kantçılık, varlığı obje veya nesne
olarak sorgulamış ve bilgi açısından tanımlamışlardır. İnsan, düşünen özne yani
‘cogito’ olarak algılanmış ve tüm modern felsefe insanı, ‘cogito’nun içerikleri
açısından ele alınmıştır. Felsefe, epistemolojik soruşturmaya
dönüştürülmüştür.”
Çağdaş felsefe ve geleneksel felsefenin varlığa bakış
açılarını karşılaştıran Prof. Dr. Çüçen konuşmasını şöyle sürdürdü: “Varlığın
ne tür bir şey olduğu değil, varlığın ne anlama geldiği sorulan ve incelenen
bir hale gelmiştir. Felsefe yapmak, varlığın anlamını sorgulayan sorular
sorarak onu açıklamaktır. Böylece felsefe varlık üzerine yapılan bir
sorgulamadır ve felsefe varlıkla başlar. Felsefenin amacı; varlığı doğada var
olan nesneler ve objelerden ayırmaktır.” dedi.
Prof. Dr. Çüçen, “İnsan öyle farklı bir varlık ki yapması
gerekenleri unutup yapılmaması gerekenlerin üzerine hayatını kuruyor” diyerek
‘Peki insan bu durumda ne yapmalı?’ sorusu üzerinden öğrencileri düşünmeye
davet etti.
Konferans, plaket ve hediye takdimlerinin ardından Prof. Dr.
Çüçen’in kitaplarını imzalaması ile sona erdi.
Yorumlar
Kalan Karakter: