Saadet Partisi karaman İl Başkanı Yasim Koz, yazılı bir basın açıklaması yaparak Doğu Türkistan’daki Çin zulmüne tepki gösterdi.
Başkan Koz, “Doğu Türkistan’ın yetmiş yıldır Çin kontrolü altında bulunduğunu ve Türkiye’nin iki buçuk katı büyüklükte yüzölçüme sahip olduğunu anımsatarak başladığı açıklamasında; “35 milyon Müslüman Türkün yaşadığı Doğu Türkistan’da diğer adıyla Sincan Uygur Özerk Bölgesinde yaşayan soydaşlarımıza, din kardeşlerimize, zalim Çin yönetimi akla zarar işkenceler uygulamaktadır. Doğu Türkistan’da Müslüman Türklerin küçük çocukları ailelerinden koparılmakta ve Çin Kültürü’ne göre ateist, komünist bir birey olarak yetiştirilmekte, bilinçaltlarına Çinlilerin kölesi oldukları yerleştirilmeye çalışılmaktadır. Uygur gençleri arasında dinsizlik yaygınlaştırılmaktadır. Kâğıt üzerinde devlet güvencesi altında olan din ve ibadet hürriyeti, yöneticiler tarafından engellenmektedir. Ailelerin çocuklara dinî eğitim vermeleri yasaktır. Hac ibadetine kısıtlamalar getirilmiştir. Hacca giden devlet memurlarının işine son verilmektedir. Okullara 200 metreden yakın olan camiler, Kur’an kursları, medreseler kapatılarak, dinî kitaplar yakılmakta, âlimler ve Uygur aydınları tutuklanarak öldürülmektedir. Soydaşlarımız toplama kamplarında zorla çalıştırılmakta ve bizzat Çin devleti eliyle organları yüksek meblağlarla dünyadaki zenginlere pazarlanmaktadır. Toplama kamplarına götürülen erkeklerin eşleri ‘Bu senin yeni kocan’ denilerek bir Çinli erkeği evine almaya zorlanmakta, itiraz edenler katledilmektedir. Vahşi Çin yönetimi ‘Kardeş Aile Programı’ adı altında her aileye evlerinde bir Çinli erkek bulundurma zorunluluğu getirmiştir. İzzet ve onur sahibi her vatandaşımızı empati yapmaya, Müslüman soydaşlarımıza sahip çıkmaya davet ediyoruz. Bunun Adı SOYKIRIMDIR, ASİMİLASYONDUR.” ifadelerini kullandı.
Çin Devletine neyin diyetini ödüyoruz diyen İl Başkanı Koz; “Asırlardır zalime karşı hep mazlumdan yana tavır almış milletimizin yüreklerini yakan Çin zulmüne karşı, iktidarın ve ortaklarının sessiz kalması bir de bunun üzerine Çin’in adeta ileri karakolu gibi davranması bizleri de aziz milletimizi de derinden yaralamaktadır. Seslerini duyurmak isteyen Türkiye’deki Uygur Türklerinin basın açıklaması yapmasına müsaade edilmemesine karşı zalim Çin’in temsilcisi, Mao’cu zata hemen hemen her gün TV’lerde Çin propagandası yaptırılması bu yarayı derinleştirmektedir. Dış İşleri Bakanı’nın ‘ Çin’in güvenliğini kendimizin güvenliği sayıyoruz, Çin’in aleyhine olacak faaliyetlere engel oluyoruz.’ şeklindeki açıklamalarını talihsizlik olarak değerlendirirken aklımıza Merhum liderimiz Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın ‘Siz hangi inancın evladısınız?’ sorusu geliyor. İktidar ve ortakları cevap vermeli. Çin devletine neyin diyetini ödüyoruz ki sesimiz çıkmıyor.” dedi.
Mesele doğu türkistan olunca susmanın izahının olmadığını belirten Başkan Koz, açıklamasını şöyle bitirdi:
“Bilinmelidir ki biz saadet partisi olarak Doğu Türkistanlı soydaşlarımıza terörist diyerek iftira atan Doğu Perinçek’e değil, dünyanın gözü önünde yok edilen Doğu Türkistanlı kardeşlerimize inanıyoruz. Her zaman ve her şartta kardeşlerimizin yanındayız. Doğu Türkistan halkı bizim kardeşimizdir. Bugün Doğu Türkistan’ın yanında yer almayıp onları terörist olmakla suçlayanlar ve bu suçlamaya susanlar tarih önünde bunun hesabını veremezler. Toplum olarak zalim Çin yönetimine ve içerideki işbirlikçilerine karşı meşru tepki göstermemizi engelleyen mesele nedir?
Mesele Müslümanlıksa Doğu Türkistan Müslüman’dır.
Mesele Türk’lükse Doğu Türkistan Türk’tür.
Mesele Mazlum olmaksa Doğu Türkistan mazlumdur.
Anadolu’yu mazlum milletlerin ve Ümmetin sığınağı olarak ifade edenlerin mesele Doğu Türkistan olunca susmaları izah edilemez.
Biz Saadet Partisi İl Teşkilatı olarak bu insanlık dramını lanetliyor ve devlet yöneticilerini, zalim Çin yönetimine karşı net bir tavır sergilemeye davet ediyoruz. Halkımızı ise Çin mallarını boykot etmeye çağırıyoruz. Zalim Çin yönetimine karşı mücadele gösteren ülkemizdeki Doğu Türkistanlı kardeşlerimizi terörist kabul ederek Çin’e iade edecek ikili anlaşmayı oylama hazırlığı içindeki hükümetimize bir an önce bu yanlıştan dönmeleri için telkinde bulunuyoruz. Bugün bu zulme sessiz kalanlar da şunu unutmasınlar ki zulüm ebedi olamaz, kötülük mutlaka hüsrana uğrayacaktır."
Nasıl müdahale edileceği yöntemi de anlatılmalı