Bugün
"Mucize" doktorlarla tanıştım.
Bilgi, eğitim, kültür, inanç kadar insanlık dersi aldım. Konu "Organ Bağışı" idi ama organ bağışlamanın gerekliliği kadar insanlığın ve mütevaziliğin ne kadar önemli olduğunu anladım.
Kalkıp taa uzaklardan Karaman'a geliyorlar. Organlarınızı bağışlayın diye yalvarıyorlar.
Maddi bir kazanç, makam, güç beklentileri de yok, aşmışlar... Dünyalık bir alacakları kalmamış.
Sen bağışlasan da bağışlamasan da onların cebine bir para girmeyecek.
Tek bir amaçları var;
"Bir insana can verebilmek, ikinci baharını yaşatabilmek"
Kendilerine değil istedikleri o can. Başkalarına...
Çırpınıyorlar.
Neden?
"Can vermek, insanı yaşatmak" ne kadar güzel!
Can verdiği hastalarla buluşuyorlar. Birbirlerine isimleri ile hitap ediyorlar. Arkadaş, aile olmuşlar. Çocuğunun okulda yaptıklarından, yediği dolmadan-sarmadan, sıradan, ıvır-zıvır şeylerden konuşuyorlar birbirleri ile..
Prof.Dr.Ömer BAYEZİD ile konuşma fırsatı buldum.
-"Sevgili hocam, Türk Ocakları olarak ilimize teşrifinizden memnun oldum, mutlu olduk, teşekkür ederiz size ve tüm ekibe..." dediğim vakit çok mutlu oldu ve "Oooo çok onur duydum" dedi. Onur duydum dedi ya...
Kırk sene önce Türkiye'de ilk böbrek naklini yapan bir isim olarak nam yapacaksın, dünyada isim yapacaksın, binlerce insana CAN vereceksin ve bizim için uzaklardan geleceksin, programa bir kaç saatlik iştirakimizden, hiç bir menfaatin olmadığı halde onur duyacaksın.
Karaman olarak biz onur duyduk. Biz duyduk sizin elinizi sıkabilmekten, sizi dinlemekten, aynı havayı solumaktan.
İnsanlık böyle bir şey.
- "Hocam bir tarihlerde ilimize ilk defa bir Mühendis gelmiş. İsmet Paşa Caddesinde bir büro açmış. Çocuklar arasında 'Karamana Mühendis gelmiş, Mühendis... ' Kim bu mühendis, nasıl bir yaratık acaba diye düşünen çocuklar giderler bürosuna, camın arkasındaki tül perdeden mühendisi görmeye çalışırlar. Bakarlar ki bir insan" Siz de çok mütevazisiniz" dedim, güldü, teşekkür etti...
- "Ne kadar güzel bir insana can vermek, ne güzel bir duygu, her gittiğiniz yerde ne kadar mutlu oluyorsunuzdur hocam siz" dedim. "Aile olduk onlarla, çocukları ile, öyle... Düğünde, bayramda birbirimizi arar sorarız biz.." dedi. İnsana verdiği değere bakın!
Her biri kendi alanında ihtisas yapmış, isim yapmış Mucize Doktorlar.
Teşekkür ederiz, teşekkür ederiz...
* * *
Allah onları cennetine koymayacaksa, bizim hiç hakkımız yok.
Şimdi bizde sabah işe geliyor kızımız, elinde Kur'an ve akşama kadar diğer personel iş yaparken çalışmıyor ama Kur'an okuyor. Usulsüz rapor alıyor, nöbetlere girmiyor. Adamı olduğu için kendisine ayrıcalık bekliyor. Başkalarının hakkını yiyor ve bunları yapmakla cennete gireceğini filan sanıyor.
Cennet öyle kazanılmıyor ki!
Elinde pompalı silahla sağa sola ateş açanlar, balkonundan polisle çatışanlar, çocuğunu bıçaklayarak öldürenler, tehdit edenler, uyuşturucu kullanan, fuhuş yapan, istismarda bulunanlar, mafyalar...
Ya hırsızlık, yolsuzluk yapanlar, devletin parasını hiç edenler, kul hakkı yiyenler...
Bunların "öte" düşüncesi filan zaten yok.
Eskiden kabadayılığın bile bir raconu vardı. Artık o bile kalmadı. Bir adama yirmi kişi birden saldırıyor. Buna da adamlık diyorlar.
Selam veriyor biri, "niye selam verdin dayıı" diye dövüyorlar.
Çocuk taşıyan okul minibüsünün önünü kesip şoförüne silah çekiyorlar.
Kural, inanç, değer, kanun, tanımıyorlar.
Devlet Hastanesine geliyor doktora saldırıyor adam. Onlar insanlara bir can verebilmek, yeniden sağlıklı, mutlu bir hayat yaşatabilmek için bu kadar çırpınırken...
Ben insanı seven insanlarla aynı havayı solumak istiyorum. Bir Türk, Müslüman, Ülkücü, adam gibi yaşamak istiyorum. Çocuklarımın, torunlarımın geleceğe güvenle bakmalarını istiyorum.
Beş para etmez, psikopatlarla, şununla bununla birlikte değil.
Pislik yapmak, başkalarına zarar vermek değil olması gereken. Bu doktorlar gibi vatanına milletine, insanlığa hizmet edebilmek. İnsanları sevmek, mütevazilikle, güler yüzle kendinden başkalarını önemsemek, değer vermek..."
Türklükse,
Türklük bu!
Ülkücülükse
bu!
Müslümanlık
ise bu!
İnsanlık, adamlıksa bu!
* * *
Prof.Dr. Ayhan DİNÇKAN sunumundaki bir cümle çok önemliydi:
"Biz, başka insanları önemsemeyen insanlar olduk"
Bütün problem bu!
* * *
Türk insanı yaşasın...
Türk
yaşamalı...