“Eğitimde bulunduğumuz nokta,
olmamız gereken noktanın çok uzağındadır. Nicelik sorunlarını çözdük. Esas
mesele içerik ve niteliktedir. Eğitimin hızla büyüyen sorunlarının çözümü ve
mesleğe saygınlığın korunması için, aklın ve bilimin öncülüğünde, ortak akılla
hareket edilmelidir.”
Yaşamını, aklın, bilimin ve Atatürk
Devrimlerinin öncülüğü ve rehberliği ile ülkesini dünyanın birinci küme
ülkeleri arasına sokma yoluna adamış bir gönül adamının eserini neredeyse iki
günde okudum.
Kara yoksulluklardan çıkıp, Türkiye
Cumhuriyeti Devleti’ nin ona sağladığı olanaklarla analitik düşünceyi esas
almış ortamında yetişerek ulusunun çağdaşlaşma mücadelesine katılmış ve çok
genç yaşlarda kalabalıkların ön saflarında yürümeye başlamış bir düşünce ve eylem
adamının yaşam öyküsünü…
Giriş paragrafında, emekli olduktan
sonra genç öğretmenlere öğüt ve tavsiyelerini içeren kısa bir alıntı yaptım.
Zaten tüm yaşamın hedefi ve enerjisi o paragrafta saklıydı. “Aklın ve bilimin
öncülüğü ve kuru kalabalıklar yerine, nitelikli insan yetiştirme ortak akıl.
Yani katıksız demokrasi” Skolastik
düşünme koşullanmalarının ülkemiz insanını ne hale getirdiği çıplak bir gerçek.
Cemaat ve tarikatların, şeyhlerin, mollaların, melelerin cenneti haline gelen
bir ülkede, zaten ciddi olarak karartılmış olan aydınlığın, Kaf Dağı’ nın
arkasına temelli olarak kaçmaması için çırpınan bir beyin.
Okul arkadaşım ama okuldan sonra o
kadar uzun zaman görüşmedik ki, adını dahi unuttuğum bir arkadaş. Bir gün çıkageldi
Karaman’a bu sefer dava arkadaşı olarak. Okuldan abileri idim şimdi yol
arkadaşı…
Bizim kuşağımızın bize kazandırdığı
en önemli değer, belki de objenin salt, cilalanmış ve cazibesi artırılmış olan
kabuğuna bakarak değil, içini de görmeye çalışarak yaşam rotamızı belirlemek
oldu galiba. Kısaca, sorgulamadan kabul etmemek... Mahmut Hoca sorgulayan
taraftan...
Uzun süredir biriktirdiği anıları
olduğunu öğrendiğim zaman, onları kitaplaştırmasını gönülden istedim. Onun da
aynı çaba içinde olduğunu öğrendiğim gün, kitabı elime aldığımı biliyordum.
Çünkü Mahmut’ un, yapacağım dediği bir şeyi yerde bırakmadığını görmüştüm.
Sözkonusu vatan ise, ormancı ile
ormancı, sağlıkçı ile sağlıkçı, ziraatçı ile ziraatçı, hâsılı o an vatana nasıl
hizmet yolu var ise o görevi çekinmeden üstlenen ama en çok da öğretmenliği en
iyi şekilde yapma gayretinde olan o kuşağın erlerinden birisi. Kitapta bunların
hepsi var. Ortadoğu’ nun bin yılı aşkın uykusundan silkinerek uyanmaya çalışan
tek ülkesi, Atatürk’ ün Türkiye’ sini, içinden çıktığı fikri karanlığa yeniden
çekilmesin itiraz eden bir devrimci.
Tüm öğretmenler için, “Atatürk’ e ve Cumhuriyete Vefa” kitabı bir
rehber kitaptır. Çıkmaz yollar ile mutluluğa ve ilerlemeye doğru giden yollar
konusunda ipuçları bulabileceğiniz bir eser.
Ben bir solukta okudum ve
nasiplendim. Siz de seveceksiniz. Ben her kitaba iyi demem.
Gerisi kitapta.
Kapalı
kalacağız madem, Korona’ ya inat, okuma
listenizde Mahmut Hoca için bir kitaplık daha yer açınız.
Bu da bizim Mahmut hocamiz.Emegine saglik..
Osman Abi, dostluğuna, övgü dolu tespitlerine, önerilerine gönülden teşekkür ediyorum. Gayrisi okurlara kalmış.